Roma, Bizans ve 7 Osmanlı padişahı yapmak istedi! Bin yıllık proje başlıyor
Kanal İstanbul 9 yıldır Türkiye’nin gündeminde. Türkiye'ye ve İstanbul'a ekonomik, siyasi ve savunma noktasında büyük katkı sağlayacak Kanal İstanbul projesi çok yakında başlayacak. CHP'nin karşı çıktığı Kanal İstanbul projesinin tarihi bir geçmişi de var. Öyle ki Karadeniz ve Marmara arasında ikinci bir suyolu açma fikri ise bin yıl eskiye kadar gidiyor. 1 Roma, 1 Bizans, 7 de Osmanlı imparatoru Sakarya-Sapanca hattında kazılacak bir kanalla iki denizi birleştirmeye çalışmıştı.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 16.12.2019 | 13:32
- Güncelleme Tarihi: 16.12.2019 | 13:41
İstanbul'un en çılgın projesi Kanal İstanbul'un inşası için takvim açıklandı. 2019-2023 Stratejik Planı'nda yer alan Kanal İstanbul'un, Cumhuriyetin 100. yılına kadar büyük oranda tamamlanması hedefleniyor. Kanal İstanbul, ilk olarak Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 2011 yılında açıklanmıştı. Aradan geçen 9 yılda proje birçok yönüyle tartışıldı. Çalışmaların başlayacağı, Sazlıdere-Küçükçekmece güzergâhı belirlenmeden önce Çatalca'dan Büyükçekmece'ye kadar pek çok farklı güzergâh üzerinde duruldu. Proje nihayet bugünkü şeklini aldı. Ancak Karadeniz ve Marmara arasında İstanbul Boğazı dışında ikinci bir suyolu açma fikri çok daha eskiye çok eskiye uzanıyor.
SOKULLU'NUN ÇILGIN PROJESİ
İstanbul Boğazı'na alternatif suyolu oluşturma fikri, 500 yıldan daha uzun bir süre önce Kanuni Sultan Süleyman döneminde de gündeme gelmişti. O dönemde belirlenen güzergâh ise Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü olarak düşünülmüştü. Tarihi kaynaklara göre, Kanuni'nin ünlü veziri Sokullu Mehmed Paşa Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ni birleştirerek Karadeniz ve Marmara'yı bağlamayı hedefliyordu. Güzergâh Sakarya, Kocaeli, Bilecik, Eskişehir ve Bolu illerini içine alan yeni bir ticaret yolu ortaya çıkaracaktı. Kesin olmamakla birlikte kanalla ilgili ön çalışma yapma görevinin dönemin ünlü mimarı Mimar Sinan'a verildiği tarihçiler arasında yıllardır tartışılıyor.
7 OSMANLI PADİŞAHI YAPMAK İSTEDİ
Kanuni döneminde savaşlar nedeniyle proje rafa kaldırıldı ancak Osmanlı İmparatorluğu İstanbul Boğazı'na alternatif bir suyolu oluşturma fikrinden hiç vazgeçmedi. Kanuni'nin ardından Sultan 3. Murad, Sultan 4. Mehmed, Sultan 3. Mustafa, Sultan 2. Mahmud, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde de kanal fikri yeniden gündeme geldi.
KERESTE KANALI OLACAKTI
Tarihçilere göre Osmanlı'nın bu güzergâhta bir kanal açmak istemesinin temel sebebi Karadeniz'deki donanmanın kereste ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmekti. Özellikle 3. Murad devrinde donanmanın kereste ihtiyacı zirveye çıkınca, kanal için ilk ciddi girişim başlatılmıştı. 3. Murad'ın 1591 yılında İzmit ve Sapanca kadılarına gönderdiği yazılı hükümlerde kanalla ilgili çalışma yapılması talimatının yer aldığını anlatan tarihçiler, bu dönemdeki etüt çalışmalarıyla ilgili detaylı bilgiler olduğundan söz ediyor.
SAKARYA-SAPANCA-İZMİT KÖRFEZİ
Marmara ve Karadeniz arasındaki kanal için belirlenen güzergâh, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nün birleştirilmesiyle oluşturulacaktı. Kiraz Suyu Deresi, Sapanca Gölü'ne bağlanacak o dönemde zaten üzerinde yük gemisi taşımacılığı yapılan Sakarya Nehri de bu yola eklenecekti. Tarihçilere göre bu güzergâhtaki mesafelerin ölçülmesi için bir heyet bile görevlendirilmişti. Hatta 3. Murad'ın sadrazamı Koca Sinan Paşa, 1591 yılında kanalın yapılacağı bölgeye giderek incelemelerde bulunmuş ve padişahı bilgilendirmişti. Tarihçiler projenin neden yapılamadığıyla ilgili net bir bilgi vermese de ağırlıklı görüş, Sadrazam Koca Sinan Paşa'ya yönelik aleyhtarlık nedeniyle projenin rafa kaldırıldığı yönünde. Kanalın yapılmasıyla Paşa'nın itibarının artacağından korkan muhaliflerinin bu işi yokuşa sürdüğü en ağırlık kazanan görüş.
KANAL İSTANBUL NELER GETİRECEK?
Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi yoğunluğunu ve İstanbul Boğazı'nda tehlikeli madde taşıyan gemilerin oluşturduğu riski azaltmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak.
Kanalın oluşumuyla birlikte Marmara Denizi ile kesişen noktaya 2023 yılına kadar planlanan iki yeni şehirden biri inşa edilecek. Kanalın uzunluğu 40-45 km; genişliği yüzeyde 145-150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak. Suyun derinliği 25 m olacak. İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacak.
108 MİLYON METREKARE İLE YOLLAR...
453 milyon metrekareye kurulması planlanan Yeni Şehir'in 30 milyon metrekaresini Kanal İstanbul oluşturuyor. Diğer alanlar 78 milyon metrekare ile havaalanı, 33 milyon metrekare ile Ispartakule ve Bahçeşehir, 108 milyon metrekare ile yollar, 167 milyon metrekare ile imar parselleri ve 37 milyon metrekaresi ise ortak yeşil alanlara ayrıldı.
Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taş ocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak.
Günde 150-160 gemiye ev sahipliği yapması beklenen Çılgın Proje, Panama Kanalı ile kıyaslandığında dört katı büyüklüğünde gemi trafiğine hizmet verecek.
MALİYETİ 40 MİLYAR DOLARI BULACAĞI
Panama Kanalı'nı her gün ortalama 40 gemi kullanırken, yıllık ortalama getiri de 1,5 milyar dolara kadar çıkıyor. Benzer geçiş yollarından biri olan Süveyş Kanalı'nda ise günde 54 geminin geçiş yaptığı düşünüldüğünde yıllık kazancın 4 milyar dolar olduğu görülüyor. Maliyeti 40 milyar doları bulacağı tahmin edilen Kanal İstanbul, hesaplanan getirisiyle 5 yıl içinde kendini finanse edecek.
Boğaz'dan tankerlerle yılda 150 milyon ton tehlikeli yük taşınıyor. l Projenin tamamlanmasından sonra bölgede 1.5 milyonluk yeni bir iş imkânı ortaya çıkacak. Çılgın Proje'nin ilk 5 yılda 100 milyar dolara yakın bir gelir kazandırması hedefleniyor.
SOKULLU MEHMED PAŞA'NIN PROJESİ
Sokullu Mehmed Paşa Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ni birleştirerek Karadeniz ve Marmara'yı bağlamayı hedefliyordu.
3. MURAD'IN PROJESİ
3. Murad devrinde donanmanın kereste ihtiyacı zirveye çıkınca, kanal için ilk ciddi girişim başlatılmıştı.
İlk adım Justinianus Köprüsü
Bugün Adapazarı'nda bulunan Sakarya üzerindeki Justinianus Köprüsü'nün mimari yapısı Sapanca Kanalı'nın Roma İmparatorluğu'nun da gündeminde olduğunun delili olarak kabul ediliyor. Uzmanlara göre, köprü ayaklarına yapılan "mahmuzlar" ırmağın geldiği güney yönünde değil kuzey tarafında yer alıyor. Bunun sebebi olarak da İzmit Körfezi'nden 31 metre daha yüksekte olan Sapanca Gölü'nün bu konumunun hesaplanmış olması gösteriliyor. Projeye göre Sapanca Gölü suları, açılacak 12 km›lik kanalla körfeze akıtılacaktı. Sakarya Nehri'nin Çark Deresi yatağından geri çevrilerek, söz konusu bu köprü altından geçirilerek göle ulaştırılması sağlanacaktı.
YÜZYILLAR SONRA BİNALİ YILDIRIM HATIRLATTI
Sapanca-Sakarya güzergâhında bir kanal açma fikri yüzyıllar sonra Binali Yıldırım'ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde de gündeme gelmişti. O dönem Meclis'te sunum yapan Binali Yıldırım, İstanbul Boğazı'nın yükünü azaltmak için Karadeniz'i Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nden Marmara'ya bağlanacak 'yapay kanal'ı anlattı. Türkiye'nin kuzey komşularının İstanbul'da deniz trafiğini artıracak taleplerle karşılarına çıktığını anlatan Yıldırım, ikinci bir suyolunun artık kaçınılmaz hale geldiğini söyledi.
ROMA VE BİZANS DA DÜŞÜNDÜ
Sakarya Nehri'ni Sapanca Gölü'ne, gölü de İzmit Körfezi'ne bağlama projesi Roma ve Bizans imparatorluklarının da gündemindeydi. Tarihçiler Bitinya Valisi Plinius ile imparator Trajan arasındaki yazışmalarda projeden bahsedildiğini aktarıyor. Vali Plinius, Sapanca'nın açılan bir kanalla Marmara Denizi'ne bağlanmasını, Sakarya Nehri'nin de göle akıtılmasını içeren bir çalışma yapmıştı. Bu yolla taşınacak kereste ve mermer İstanbul'da kullanılacaktı.
"OLAĞAN İŞLERİ HERKES YAPAR..."
Türk Mimar ve Siyasetçi Sinan Genim "Olağan işleri herkes yapar. Önemli olan ülkenin önünü geçecek projeler geliştirmektir. Kanal İstanbul gibi projelerle başarılı olmamız başarılı işler yapmamız istenmiyor, birilerini rahatsız ediyor" açıklamasında bulundu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
KANAL İSTANBUL PROJESİ NEDEN ÖNEMLİ?
Herkes burada iyi şeyler yapmak ister. Uluslararası etkiler doğuracak projeler kimsenin hoşuna gitmiyor. Korku enjekte ederek projeden vazgeçilmesi isteniyor. Tartışılan hep bir hikaye. Ne kadar gerçek bunun kimse bilmiyor. Korku üzerinden işin vazgeçilmesini sağlamak benim hoşlandığım birşey değil.
Bunun arkasında başka bir neden var. Bir hükümetin başarılı bir iş yapması, yüzyıllar önce düşünülmüş birşeyin hayata geçirilmesi... Olağan işleri herkes yapar. Önemli olan ülkenin önünü geçecek projeler geliştirmektir.
Önceden İHA'lar için de 'yapamayız' deniliyordu. Ama şimdi yapılıyor. Demekki bazı şeyleri kendimiz yapabiliriz. Kanal İstanbul gibi projelerle başarılı olmamız başarılı işler yapmamız istenmiyor, birilerini rahatsız ediyor.
"TEKNİK KONULAR KONUŞULMUYOR"
Yeni Şafak'ın haberine göre; Teknik konular hiç konuşulmuyor. Teknik sakıncalar konusunda hiç bilgi aktaran yok. Hep Marmara Denizi mahvoluyor, boğazlardan yabancı bayraklı gemiler geçecek fln bunlar konuşuluyor. Bu projedeki teknik noksanları konuşalım.
MONTRÖ ANLAŞMASI'NI KİMSE KONUŞMUYOR? NE KADARI BİZİ BAĞLIYOR?
Fay planlarından doğalgaz planlarından zaten yeteri kadar doğalgaz petrol Avrupa'ya gönderiliyor. İşte buradan geçecek doğalgaz gemileri azalacak diyorlar.
Konuşulması gerekli konuları bir tarafa bırakıyoruz. Korku oluşturarak toplumda karşı çıkmaya çalışıyorlar. Depremlerin bu kanalı nasıl etkileyeceğini ben merak ediyorum. Bunları konuşalım. Korkutulmaktan çok rahatsız oluyorum.