12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü! Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı nasıl yazdı?
İstiklal Marşı'nın kabulünün 98'inci yılı yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı İstiklal Marşı 12 Mart 1921 yılında Birinci Meclis tarafından imzalanarak kabul edildi. Peki, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı nasıl yazdı? İşte 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü ve detaylar...
12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü Türkiye genelinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Merhum İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy da dualar ile anılıyor. Çanakkale'de, İzmir'de, İç Anadolu'da Güneydoğu'da, Doğu'da kısacası vatanın her karış toprağında destan yazılarak kazanılan Kurtuluş Savaşı sırasında yazılan İstiklal Marşı 12 Mart 1921'de TBMM'de kabul edildi. Milletin destanının anlatıldığı İstiklal Marşı'nı yazan Mehmet Akif Ersoy'un ödülü reddettiği biliniyor. Peki, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı nasıl yazdı? İşte 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü...
İSTİKLAL MARŞI NASIL YAZILDI?
23 Nisan 1920 yılında Birinci Meclis kuruldu. Bu sırada vatanın her karış toprağında İstiklal mücadelesi sürüyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında orduyu diri tutmak için bir marş yazılmasına krar verildi. Meclis'in kararının ardından 500 TL ödül ile şiir yarışması başlatıldı. İstiklal Şairi Akif bu sırada Burdur Milli Eğitim Bakanı'ydı. Yarışma için 724 şiir yazılırken, Mehmet Akif Ersoy yarışmada para ödülü olduğu gerekçesiyle şiir yazmayı kabul etmedi. Ersoy'un yakın bir arkadaşı yarışmadan ödülün kaldırıldığını söyleyerek onu ikna etmeyi başardı. İstiklal Marşı'nı kaleme almaya başlayan Mehmet Akif Ersoy, 48 saat gibi kısa bir sürede şiiri tamamlayarak Birinci Meclis'e gönderdi.
724 şiir arasından 6 şiir sona kaldı. Bu şiirler arasında tüm Meclis'in ortak kanaate vardığı şiir ise İstiklal Marşı oldu. Akif'in 48 saatte kaleme alarak milletin destanını anlattığı İstiklal Marşı 12 Mart 1921'de resmen kabul edildi. İstiklal Marşı'nın kabulü her yıl 12 Mart'ta kutlanıyor. Merhum İstiklal Şairi Mehmet Akif de bu gün de hayırla yad ediliyor.
12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ İLE İLGİLİ SÖZLER
Aziz Milletimizin gönül dünyası, yüce hasletleri, cesaret, kahramanlık ve eşsiz mücadele azmi Vatan şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoyun veciz dizeleriyle tarihe not düşülmüş ve ölümsüzleşmiştir.
İstiklal Marşı"mızla yüzce milletimizin Kurtuluş Savaşında gösterdiği azmini, bağımsızlık aşkını, hür yaşama iradesini en parlak ve en güçlü şekilde ifade ederek, milletimizin cesaret, kahramanlık ve eşsiz mücadele azmini en güzel şekilde ölümsüzleştirmiştir.
Yüksek ahlakı, örnek kişiliği, mücadele azmi, millet sevgisi ve bağımsızlık aşkı; Mehmet Akif'in Milletimizin gönlünde taht kurmasını sağlamıştır.
İstiklal Marşı, Türkiye'nin her bir köşesinde bu milletin, bu toprakların ilelebet varlığını sürdürmesi için silahıyla, bileğiyle, dualarıyla, ekmeği-aşıyla katkı veren insanımızın en saf, en temiz duygularını yansıtır. O yüzden İstiklal Marşı bizim milli mutabakat metnimizdir.
İstiklal Marşı gibi bir metni yazan Akif, inanıyorum ki Allah'ın büyük lütfuna mazhar olmuştur. Merhum Mehmet Akif'in dediği gibi, 'Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın!
Yüce Türk Milletinin, Kahraman ordumuzun hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğini duyuran, gerektiğinde milletimizin birlik ve beraberlik ile başaramayacağı hiçbir şeyin olmayacağının da sembolü olmuştur. İstiklal Marşımızın kabulü.
Milletimiz kendisine armağan edilen İstiklal Marşı'nı daima kalbinde hissedecek, her zaman ve her yerde coşkuyla, gururla söyleyecek, bağımsızlığından, vatanın bölünmez bütünlüğünden ve bayrak sevgisinden asla vazgeçmeyecektir.
İstiklal Marşımız; Anadolu'da birçok şehrin işgal altında olduğu bir dönemde, Milletimizin esareti reddederek verdiği kahramanlıklar ile dolu bağımsızlık mücadelesini sürdürmesine moral ve cesaret kaynağı olmuştur.
İstiklal Marşı'nda Alparslan'ın Anadolu'yu vatan kılan azmi ve iradesi vardır. İstiklal Marşı'nda Haçlı'yı durduran Kılıçarslan'ın imanı, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi'nin halis niyeti yer alır. İstiklal Marşı'nda İstanbul'un fethinin, Fatih'in en büyük rüyalarının izleri vardır.
İstiklal Marşı bir Milletin bağımsızlık aşkının, imkânsızlıklar içerisinde gösterdiği büyük kahramanlığın, azim ve fedakârlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin mısralara dökülmüş ifadesidir.
İSTİKLAL MARŞI'NIN 10 KITASI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
Bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?
1873 yılında İstabul Fatih'in Sarıgüzel semtinde dünyaya gelen Mehmet Akif Ersoy'a babası Mehmet Tahir Efendi, ebced hesabıyla doğum tarihini belirten "Ragif" adını verdi (hicri 1290) ve vefatına kadar onu bu adla çağırdı. Ancak bu isim, yaygın olmadığı ve güç söylendiği için annesi ve yakın çevresi, daha bilinen bir ad olan "Akif"i kullandılar.
Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, o dönemler Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Arnavutluk'un İpek kasabasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu.
1878 yılında, 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı. Rüştiye'yi yani ortaokulu bitirdikten sonra dönemin gözde okullarından Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi)'nin âli kısmında bir müddet okudu ancak babasını kaybedince Halkalı'daki Baytar Mekteb-i Âli (Veterinerlik Fakültesi)'ne parasız yatılı olarak girdi ve bu okulu birincilikle bitirdi.
12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ İLE İLGİLİ ŞİİRLER
Bayrağım
Atalarım, gökten yere
İndirmişler ay yıldızı,
Bir buluta sarmışlar ki
Rengi şafaktan kırmızı
Onun ateş kırmızısı
Ne gelincik, ne de gülden.
Türk oğlunun öz kanıdır
Ona bu al rengi veren.
Ay yıldızı, gökyüzünün
Ayla yıldızdan yüksek
Türkün alın yazısıdır;
Türk ür onu yükseltecek.
Vazifemdir bayrağımı
Üstün tutmak her bayraktan.
Can veririm, kan dökerim
Vazgeçemem ben bu haktan.
Hasan Âli YÜCEL
Bayrak
Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Arif Nihat ASYA
Bayrak
Şehit kanıyla büyür; bayrağımın direği
O a ağaç gözüyle bakmak büyük noksandır! ..
Şalındaki her ilmek; bir cihangir yüreği
Dalgalanışı bile; anlatılmaz destandır! ..
Hilali haçlılarla; asırlarca savaşan
Kahraman ecdadımın taşıdığı nişandır! ..
Yıldızı Kosavayı; hayranlıkla seyreden
Gökyüzünün ceddime, arzettiği şükrandır! ..
Rengi on altı devlet; kuran yüce neslimin
Zaferleri uğrunda, sebil ettiği kandır! ..