Sevenleri Turan Koç için TYB İstanbul'da buluştu
Sevenleri, yakınları, dostları ve talebeleri yazarlığının 40. yılı dolayısıyla Turan Koç için TYB İstanbul’da buluştu.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 15.10.2018 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 15.10.2018 | 19:30
Edebiyat ve düşünce dünyamıza kazandırdığı özgün eserleriyle lüteratürümüze eşsiz katkılar sunan şair ve yazar Turan Koç için İBB Kültür Daire Başkanlığı ile Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin birlikte düzenlediği bir vefa programı gerçekleşti. "Yazarlığının 40. Yılında Turan Koç Özel Programı" başlıklı program, nezih bir konuşmacı ve dinleyici kitlesini bir araya getirdi.
TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın yönettiği toplantının konuşmacıları yazar Yusuf Kaplan ve Nurullah Koltaş olurken dinleyiciler arasında bulunan talebeleri, dostları ve sevenleri de Turan Koç'a dair düşüncelerini dile getirdiler.
ÇOK YÖNLÜ SANATÇI
Turan Koç'un, edebiyat ve düşünce dünyamıza uzun yıllardan beri derviş inceliğiyle emek veren bir fikir adamı olduğunu kaydeden Mahmut Bıyıklı, şunları söyledi:
"Edebiyat dergisi çevresinde bulunarak dünya görüşünün çizgisine uygun şekilde edebî çalışmalarını yürütmüş fakat belli bir kalıpta kalmamıştır. Eserlerine baktığımızda Koç, kendi dilini yakalamış, özgün bir üslupla edebî yürüyüşünü sürdürmüştür. İlahiyatçı kimliği Edebiyatçı kimliğini beslemiş, düşünceye yönelik çalışmalarına zenginlik katmıştır. Türkiye'de estetik denilince ilk akla gelen isimlerden birisi olan Turan Koç'un çevirilerinde de titiz bir çalışma disiplini kendini hemen gösterir. Edebiyat Dergisi Yayınları'ndan çıkan kitapların kapak tasarımlarını yapması ise onun çok yönlü sanatçı yönünün bir göstergesidir. Uzun yıllar taşrada kalmasının etkisiyle olsa gerek Turan Koç'un yeteri kadar kıymeti bilinememiştir. Biz bu programla bir anlamda hem kendisine vefamızı göstermek hem de kamuoyuna burada bir 'değer' var demek istedik. Umarız ki Turan Koç gibi değerlerinden hayattayken hakkıyla yararlanan bir ülke oluruz. Yoksa kadrini musallada bilmenin eyvahlığına daha önceki birçok örnekte olduğu gibi yine düşmüş oluruz. Biz yeni nesillere yıldızlarımızı işaret etme, onlardan istifade edebilme kültürü oluşturma çabasını karlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz."
ZİHNİMDE ÖNEMLİ İZLER BIRAKTI
Nurullah Koltaş, Turan Koç'un şahsiyeti ve şiiri üzerinde durduğu konuşmasında lise çağlarından itibaren Koç'un şiirleriyle tanıştığını belirtti. Turan Koç ile bazı hatıralarına da konuşmasında yer veren Koltaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Turan Hocam'la geçirdiğim günler zihnimde hayli iz bıraktı. İslam estetiğine dair zihnimde bir donanım varsa Turan Koç sayesinde vücut buldu. İslam'ın hayata sinmesi ve insanlarla iç içe geçmesi düşüncesini onunla kazandım. İrfanla hayatımızda tecessüs eden şeyin ihsanın bir yansıması olduğu gibi düşünceler de onun vesilesiyle hayatıma girdi."
KOÇ'UN ŞİİR KAYNAKLARI BİZİM YOL HARİTAMIZ
Yusuf Kaplan, Turan Koç'un sanatçı kişiliği ve bu duruşu ortaya kayan düşünce yapısı üzerinde durduğu konuşmasında Koç'un beslendiği kaynaklar üzerine bir değerlendirme yaptı. "Turan Koç'un şiiri derin ve dervişane bir şiir" diyen ve şiirlerinden bazılarını seslendiren Kaplan şunları söyledi:
"Turan Koç şiiri üzerinde doktora tezi yapılmalıydı bugüne kadar. Gelenekten ve divan şiirinden çok esaslı bir şekilde beslenmiş bir şairdir Turan Koç. Turan Koç'un şiiri üzerinden Türk şiir dilinin imkânları düşünülüp Yunus şiirini yeniden diriltebilir miyiz, divan şiirini yeniden canlandırabilir miyiz, sorusunu soruyorum. Eleştirmenlerimiz ve edebiyat teorisyenlerimiz bunun üzerine kafa yormalı. Turan Koç'un beslendiği ilmî ve irfani kaynaklar bizim yol haritalarımız."
KELİME ÂDEMÎ BİR VARLIK
Programa özel bir konuşma yapan Turan Koç, şiir anlayışı üzerinde durarak türkülerimizin şiirlerini "tecrübenin tercümanı" olarak tanımladı. Kırsalda doğup yaşadığı için eşyaları, olayları, nesneleri ve olguları içeriden kavradığını dile getirdi. Bunun şiir ve sanat için önemli olduğunu kaydeden Turan Koç şunları söyledi:
"Kelime Ademî bir varlık. Âdem kılığında tezahür etmiş olmasını anlatmaya çalıştım. Ayrıca kelam lisan arasındaki farkı keşfetmeye çalıştım. Bunları açtıkça divan şiirine yöneldim ve hâlen okumayı seviyorum. Divan şiiri medreseden ve o kültürün içinden gelirken halk şiiri Allah'ın yarattıklarından sözlere dökülüyor. Bu ikisinin birleşimi ise medeniyeti meydana getiriyor."
Savaş Barkçin, Muzaffer Doğan, Yusuf Dinç, Şadi Kocabaş ve oğlu Beşir Koç da birer konuşma yaparak düzenlenen program için teşekkürlerini sundu.