Ferrari’sini alan bilge
Tokatlı Hüseyin Özer, ailesi tarafından istenmeyen bir çocuktu. Küçük yaşlarda sokaklarda çalışıp, tuvaletlerde yatıyordu. Azmi sayesinde sıfırdan zirveye koştu. Londra’da Sofra restoranlar zincirini kurdu. ‘Ferrari’ye binen bilge’ olarak hafızalara kazınan o işadamı, hayat hikayesiyle herkese örnek oldu
SOFRA restoranlarının sahibi olan Hüseyin Özer (63), lezzetli yemekleri ve inanılmaz hayat hikayesiyle dünyayı kendisine hayran bıraktı. Tokat'ta doğup, Londra'da başarılara yelken açan Özer, dün İzmir İş Kadınları Derneği'nin düzenlediği toplantıya katıldı. Burada bir konuşma yapan Özer, sıfırdan nasıl zirveye çıktığını anlattı.
KURDUĞU VAKIFLA ÇOCUK OKUTUYOR
Özer, hayatını anlatırken, salondaki işkadınları gözyaşlarını tutamadı. Özer'in hayat hikayesi, Tokat'ın Reşadiye İlçesi'nde başladı. Anne-babası ayrılan ve 7 yaşındayken bir ağanın yanına verilen Özer, çobanlık yaparken okuma-yazmayı öğrenmeyi başardı. Annesinin kendisini evlatlıktan reddeden babasını vurması için zorladığı Özer, silah parası kazanmak için soluğu Ankara'da aldı. Tokat'da istemeyen çocukken, Ankara'da sokak çocuğu olan Özer, o dönem daha 11 yaşındaydı. Sokaklarda çakmak gazı satıp, tuvaletlerde yatıp kalktı. Öz ağabeyi ise tarlalardan pay almaması için Özer'i zehirlemeye çalıştı. Daha sonra çalışmak için İstanbul'a giden Özer, bir süre kömürlükte yaşadı. Askerden döndükten sonra emekli bir albaydan İngilizce dersleri alan Özer, 1975'te hayalini kurduğu Londra'ya gitmek için otobüsle yola çıktı. Londra'da bir dönercide işe başladı. Gece-gündüz çalıştı. Yıllar sonra çalıştığı bu dükkanı satın aldı. Dönerci dükkanını lüks bir restorana dönüştürerek, burada sağlıklı ve lezzetli yemekler yaptı. Özer'in "Sofra" adını verdiği restoranı, müşterilerin akınına uğradı. Diplomatlar ve devlet büyükleri, farklı Türk yemekleri sunan Sofra'nın müdavimleri arasında yer aldı. İşleri iyi gidince Sofra restoranlarının zincirini kuran Özer, kısa sürede ünlü ve başarılı bir işadamı olarak ün saldı. Sıfır noktasından zirveye çıkan, ata binen, golf oynayan, Ferrari'si olan ve lüks içinde yaşayan Özer'in örnek hikayesi, herkesin takdirini kazandı. İşkadınları, hayatını anlatan Özer'i ayakta alkışladı. Eğitime çok önem veren ve bu nedenle çocukları okutmak için vakıf kuran Özer'in verdiği mesaj ise çok anlamlıydı: "Üretkenlik, en büyük mutluluk kaynağım. Okumayı, dünyayı, insanları seviyorum."
TAKVİM
KURDUĞU VAKIFLA ÇOCUK OKUTUYOR
Özer, hayatını anlatırken, salondaki işkadınları gözyaşlarını tutamadı. Özer'in hayat hikayesi, Tokat'ın Reşadiye İlçesi'nde başladı. Anne-babası ayrılan ve 7 yaşındayken bir ağanın yanına verilen Özer, çobanlık yaparken okuma-yazmayı öğrenmeyi başardı. Annesinin kendisini evlatlıktan reddeden babasını vurması için zorladığı Özer, silah parası kazanmak için soluğu Ankara'da aldı. Tokat'da istemeyen çocukken, Ankara'da sokak çocuğu olan Özer, o dönem daha 11 yaşındaydı. Sokaklarda çakmak gazı satıp, tuvaletlerde yatıp kalktı. Öz ağabeyi ise tarlalardan pay almaması için Özer'i zehirlemeye çalıştı. Daha sonra çalışmak için İstanbul'a giden Özer, bir süre kömürlükte yaşadı. Askerden döndükten sonra emekli bir albaydan İngilizce dersleri alan Özer, 1975'te hayalini kurduğu Londra'ya gitmek için otobüsle yola çıktı. Londra'da bir dönercide işe başladı. Gece-gündüz çalıştı. Yıllar sonra çalıştığı bu dükkanı satın aldı. Dönerci dükkanını lüks bir restorana dönüştürerek, burada sağlıklı ve lezzetli yemekler yaptı. Özer'in "Sofra" adını verdiği restoranı, müşterilerin akınına uğradı. Diplomatlar ve devlet büyükleri, farklı Türk yemekleri sunan Sofra'nın müdavimleri arasında yer aldı. İşleri iyi gidince Sofra restoranlarının zincirini kuran Özer, kısa sürede ünlü ve başarılı bir işadamı olarak ün saldı. Sıfır noktasından zirveye çıkan, ata binen, golf oynayan, Ferrari'si olan ve lüks içinde yaşayan Özer'in örnek hikayesi, herkesin takdirini kazandı. İşkadınları, hayatını anlatan Özer'i ayakta alkışladı. Eğitime çok önem veren ve bu nedenle çocukları okutmak için vakıf kuran Özer'in verdiği mesaj ise çok anlamlıydı: "Üretkenlik, en büyük mutluluk kaynağım. Okumayı, dünyayı, insanları seviyorum."
TAKVİM