a Haber ile atv, hain darbe girişiminin seyrini değiştirdi
15 Temmuz 2016... FETÖ’nün hain darbe girişimi, ardından sokağa çıkıp darbecileri püskürten ve demokrasiye sahip çıkan halk... Türkiye, o gece yaşananları Turkuvaz Medya Grubu’nun kanallarından öğrendi. Atv Haber ekibi ile a Haber, İstanbul ve Ankara’nın dört bir yanından gelişmeleri an be an aktardı. Tecrübe, bilgi ve güçlerini birleştirerek tarihi yayınlara imza atan atv Haber ekibi ile a Haber çalışanları, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını ve halen devam eden haber maratonunu anlattı.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 31.07.2016 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 31.07.2016 | 13:46
'BİZİ İZLEYİCİLERİMİZİN HAYIR DUALARI KURTARDI'
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da gelen ilk haberlerle birlikte, Türkiye bambaşka bir geceye başladı. Habercilikte altın kural; en doğru bilgiyi, en hızlı şekilde aktarmak. O gece biz de, Turkuvaz Medya Ailesi olarak bunun altını bir kez daha çizmiş olduk. Ortada eşi benzeri görülmemiş terörist bir darbe girişimi vardı. Bizlerin de gazeteci kimliğimizden önce, bu milletin birer ferdi olarak kalkışmaya direnmemiz gerekiyordu. Hain kalkışmanın ilk dakikalarından itibaren Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Serhat Albayrak bizi hiç yalnız bırakmadı. Bu kalkışmanın millete yönelik hain bir plan olduğunun adını ilk dakikada koyduk. Serhat Albayrak, bizlere "Sonuna kadar direneceğiz!" dediğinde cesaretimiz bir kat daha arttı. Ekranlarımızdan darbeye direndiğimizi ve Türkiye'nin asker kılığındaki teröristlere teslim edilmeyeceğini ilan ettik ve gecenin ilk saatlerinde oluşan bu atmosfer sayesinde, o hain girişime geçit verilmeyeceğine dair inancımızla bir sonraki günün manşetini attık. Ekranlarımıza, 'Bir millet bir gece savaştı. Türkiye kazandı!' yazdık.
'KISA SÜREDE GÖREV YERİNDEYDİK'
Gecenin ilk saatlerinden itibaren, Turkuvaz Teknik Genel Müdürü Yavuz Nart ve atv Genel Müdürü Metin Ergen ile bir araya geldik. Atv, a Haber, a Spor ve a Haber Radyo'nun ortak yayına geçme kararını bu sırada aldık. O anlarda a Haber, atv, a Spor ve a Haber Radyo'nun editöründen muhabirine, kameramanından teknik ekibine kadar tüm arkadaşlarımız olabilecek en kısa sürede görev yerlerine koşmaya başlamışlardı bile. Olayı duyar duymaz hemen arkadaşlarımızla irtibata geçtik ve iş yerimize geldik. O sırada arkadaşımız Salih Nayman yayındaydı. Son dakika haberimizi verdi. Bir avuç hainin darbe girişiminde bulunduğunu Türkiye'ye duyurdu. Haber merkezimizde görev yapan tüm arkadaşlarımız, haber koordinatörlerimiz, haber müdürlerimiz, departman müdürlerimiz, spikerlerimiz, temsilcilerimiz, editörlerimiz, muhabirlerimiz, yönetmenlerimiz, prodüktörlerimiz, kameramanlarımız, kurgu ve montaj ekiplerimiz, yayın yönetimimiz, marka tanıtım ve grafik servislerimiz, internet ve sosyal medya editörlerimiz, teknik ve idari ekibimiz, güvenliklerimiz; görevlerinin başına geçtikleri andan itibaren canla başla darbeye direnmeye başladılar. Tarih boyunca görülmemiş en kanlı darbe girişiminin seyrini değiştiren yayınlarımız, Başbakan Binali Yıldırım'ın telefon bağlantısı ile devam etti. Hemen ardından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, arkadaşımız Banu El'in sunduğu son dakika yayınına görüntülü cep telefonu (Facetime) ile bağlanıp "Siz dik durun yeter, biz ölümüne" dedi. Bu ilk cümleler, Türk halkının daha da derin bir nefes almasını sağlayan ilk görüntülerdi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ardından başta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olmak üzere tüm bakanlarımız ve 1. Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar ile İstanbul Valisi Vasip Şahin yayınımıza katıldı. Yetkililer, kalkışmanın Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki küçük bir grup tarafından sahnelendiğini söyledi. A Haber'in değerli yorumcuları da izleyicilerimizi eksiksiz bilgilendirdi. Milli birliği sağlama yönünde telkinlerde bulundu.
'İNFAZ KARARI ALMIŞLAR'
Daha kalkışmanın üzerinden üç saat bile geçmemişken Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda ekranlarda göründüğünde, kalkışmanın başarısız olduğuna dair en büyük kanıt ortaya çıkmıştı. Ama darbeciler, devam eden saatlerde yayın yaptığımız binaya da girmek istedi. O dakikalarda yayınlarımızı ana binamızın üzerinde uçan helikopterin gölgesinde yapmaya çalıştık. Daha sonra ortaya çıkan ifadelerinden öğrendiğimize göre, teröristler biz Turkuvaz Medya çalışanlarına yönelik özel bir emir almıştı. Örgüte liderlik eden teröristler, o an binada olan herkesin sorgusuz sualsiz infaz edilmesini kararlaştırmıştı. Kim bilir; bizleri belki de bugüne dek yaptığımız yayınlar sayesinde izleyicilerimizden aldığımız hayır duaları kurtardı. Hain girişimin ertesinde, darbeci askerlerin yakalanma anlarını, muhabirlerimizin operasyonların ortasından yaptıkları yayınları eksiksiz şekilde ekranlara getirmeye çalıştık.
'MİLLET KAZANDI'
O gece Türk medyası da büyük bir sınav verdi. Meslektaşlarımız tek ses oldu. Yayın çizgimiz, her zaman olduğu gibi, olan biteni olduğu yerden canlı aktarmak, tüm gelişmeleri anında ekrana yansıtmaktı. Halka haber vermek, ama bu kez haberle birlikte umut vermek ve tabii gelişmeleri eksiksiz aktarmak o gece omuzlarımızdaki en büyük sorumluluktu. Sonunda oldu. Millet kazandı. Milli iradeyi yüreğiyle ve elleriyle savunan halkımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da emri ile sokaklara dökülerek darbeye dur dedi, demokrasisine sahip çıktı. O günden bu yana da milli birliğimiz, beraberliğimiz eksiksiz devam ediyor. Büyük Türkiye, bir olan millet sayesinde daha da büyük bir Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Canlı yayınlarımız, 15 Temmuz'dan bu yana tek bir dakika bile kesintiye uğramadan devam ediyor. O ilk geceden beri, muhabir ağımız ile 81 ilden, yüzlerce ilçeden milletin meydanlardaki sesini, demokrasi nöbetini ekranlara getirmeye devam ediyoruz. Bunda elbette, haber merkezlerimizde büyük bir özveri ile canını dişine takarak, uyumadan sabahlara kadar haber nöbeti tutan ekiplerimizin rolü çok büyük. Türkiye'nin yaşadığı bu süreçte üzerimize yüklenen yeni sorumluluk bilinci ile bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da görevimizin başında ve milletin sesi olmaya devam edeceğiz.
MURAT AKGÜN / A HABER ANKARA TEMSİLCİSİ
'Bir yandan bombalar patlıyordu bir yandan haber topluyorduk'
Yaşanan durumdan ilk olarak, 'Boğaz Köprüsü trafiğe kapatıldı. Havaalanları ve rafinerilere tehdit var' şeklinde haberim oldu. Hemen ofise geçtim, yolda İstanbul ve Ankara'daki arkadaşlarla temas kurdum. Fikrimi soran bir yönetici arkadaşıma "Galiba darbe girişimi" dediğimde, üçbeş saniye sessiz kaldı çünkü 2016 yılında böyle bir olasılığa inanamamıştı. Dakikalar hızla geçiyordu; muhabir, kameraman, teknik ekip olarak büroda toplandık. Olayın rengi ortaya çıktığında, arkadaşları çok kısa sürede belirlediğimiz görev yerlerine gönderdik. O gece ve ertesi gün, tüm ekip büyük özveri ile çalıştı. Meclis'in bombalanması, Genelkurmay önünde çatışma, Külliye'nin bombalanması anlarında ekiplerimiz olay yerlerindeydi ve risk çok yüksekti. Bombalama sırasında Meclis'te bulunan arkadaşlara ulaşamadığım zaman diliminde aklımdan neler geçtiğini, neler hissettiğimi bir ben biliyorum. Arkadaşlarım, olay yerinden haber ve görüntüleri izleyicilerimize ulaştırmak için canı pahasına görev yaptı. O gece ve ertesi sabahı unutmak mümkün değil. A Haber bürosu; saldırıya uğrayan Külliye, Meclis ve Emniyet binalarına çok yakın olduğu için, her patlama büroda çok net hissediliyordu. Bir taraftan bombalar patlıyor, diğer taraftan uçaklar alçaktan uçuyor, bir taraftan yayına konuk bulmak, haber toplamak gerekiyordu. İlk görüntüler elimize geldiğinde ateş altında kalan insanları, şehit ve yaralıları görmek hepimizin içini dağladı. Sabaha karşı a Haber İstanbul merkezinin darbeciler tarafından basılması durumunda, yayını Ankara Büro'nun sürdüreceği haberi geldi. Acilen böyle bir duruma hazırlık yaptık. Bunları konuşurken uçaklar üstümüzde daire çiziyordu. 48 saat aralıksız görev yaptık. Hayatımın en uzun ve en önemli gecelerinden birini yaşadım.
CEM ÖĞRETİR / ATV HABER ANCHORMANİ
'Halkın, devletini koruduğu bir gece yaşadık'
Bir destanı anlamak ve anlatmak ne kadar zorsa, o gece olup biteni anlamak ve anlatmak da o kadar zor. Ama bizim işimiz anlamak ve doğru anlatmak. Bunun için olağanüstü bir çaba harcadı arkadaşlarım, özellikle o kara gecede. Demokrasinin en önemli parçalarından biri olduğumuzu gösterdiler ve halen yayınlarımızla bu sorumluluğu taşımaya hep birlikte devam ediyoruz. Türkiye, bugüne kadar yaşadığı en zor dönemi geçiriyor belki de. Keşke böyle öğrenmeseydik ancak, birlik olmanın ne demek olduğunu öğrendik o gece. Millet olmanın ne demek olduğunu acı bir şekilde hatırladık. Şimdi bu acıyı unutmadan, çoluk çocuğunu ve canını düşünmeden şehit olanların anısına; yeniye doğru yol alma, hem birey, hem de devlet açısından yeniden yapılanma ve birbirimizi itmeden konuşma zamanı. Eğer bunu başarabilirsek önümüz çok açık. Bu noktada sorumluluğumuz daha da artıyor. İşimizi doğru yapmak, en önemli sorumluluğumuz. Milletin, devleti koruduğu bir geceyi yaşadık. Şimdi devleti, birey adına daha da güçlendirmenin zamanı. Diyalogla, hoşgörüyle ve ayrı gayrı demeden...