"Bir yere kaçtığım yok"
Piyanist ve besteci Fazıl Say, dünyaca ünlü New York Metropolitan Müzesi'nde (MET) konser verdi.
Müzede açılışı geçen yıl Ekim ayında yapılan İslam Eserleri Bölümünde, ''Arap Ülkeleri, Türkiye, İran, Orta Asya ve Güney Asya Galerileri''nin tanıtımı çerçevesinde konser vermek için davet edilen Say, ''Grace Rainey Rogers Auditorium''da düzenlenen konserin ilk bölümünde Leos Janacek ve Sergei Prokofiev'in piyano sonatlarını, ikinci bölümünde de kendi besteleri olan ''Kara Toprak'', ''Nasreddin Hoca'nın Dansları'' ve ''İstanbul Albümü'' adlı eserlerini çaldı.
Konserin sonunda uzun süre ayakta alkışlanan Say, daha sonra Gershwin'in ''Summertime'' adlı yapıtını da kendi düzenlemesiyle yorumladı.
Konseri gelen kalabalık izleyiciler arasında Dünya Bankası'nın eski başkanı Paul Wolfowitz, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un özel kalem müdür yardımcısı ve özel danışmanı Kim Won-soo, Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da vardı.
''ABD'ye krizden sonra ilk kez geliyorum, burada bir deprem yaşanmış''
Fazıl Say, konser öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
MET'in ''tarihi anlatan bir müze'' olarak dünyada meşhur olduğunu belirten Say, müzenin konser salonunda bundan önce de pek çok kez çaldığını, bu salonda son birkaç yıldır sergilerin temalarına uygun konserlerin verildiğini anlattı.
''Dünyada ekonomik krizlerin en çok yıprattığı şey kültür-sanattır hep, ilk kısıtlamalar hep kültür sanatta başlar'' diyen Say, ABD'ye bu gelişinde ekonomik krizin, ülkede kültür sanat alanındaki yıkımlarını çok fazla hissettiğini, orkestraların kapanması ve konser sayılarının azalması gibi zorlukları gördüğünü belirtti. Say, ''ABD'ye krizden sonra ilk kez geliyorum, burada bir deprem yaşanmış, onu hissettim'' diye konuştu.
Say, ABD'ye iki konser vermek için geldiğini, New York'tan İstanbul'a, ardından da Avrupa'ya geçeceğini, Rusya'da, Almanya'da, Lüksemburg'da konserler vereğini söyledi.
Gelecek sene ABD'de pek çok kenti kapsayan bir turne planladığını bildiren Say, ''Farkındayım ABD'yi biraz ihmal ettim, Amerika'dan sıkılmıştım, 7 yıl burada kaldıktan sonra. Burada da en yükseğe gelmiştim. Amerika'da bir müzisyene sorsanız 'Geleceğin en yüksek nokta ne deseniz', 'Bir kere New York Filarmoniyle çalmak' der. Ben New York Filarmoni Orkestrasıyla 15 kez çaldım, CD'ler yaptım'' dedi.
''Gitmek istediğim yer Japonya, ama bu kaçmak değil''
11 Eylül terör saldırılarının ardından New York'ta yaşamanın tatsızlaştığını anlatan Say, 7 yıl yaşadığı New York'tan, anne ve baba olarak kızlarını istedikleri gibi büyütmek için Türkiye'ye dönme kararı aldıklarını, toplam 15 yıl yurt dışında yaşadıktan sonra memleket hasretiyle Türkiye'ye döndüğünü anlattı.
Say, ancak son dönemde Türkiye'de yaşamanın kendi için zorlaştığını, yorulduğunu ve üzüldüğünü, twitter üzerinden paylaştığı fikirler yüzünden hakaretlere ve alaya maruz kaldığını söyledi. ''Aynı dili konuşsak da birbirimizi anlamıyoruz'' ifadesini kullanan Say, ''Bu ortamda yapılacak en iyi şey belli bir müddet uzaklaşmak, çekilmek, uzaktan takip etmek'' dedi.
Hakkında açılan soruşturmaya konu olan twitter'daki paylaşımlarında kesinlikle ''kimseye sataşma olmadığını'' söyleyen Say, ''Bu soruşturmayı tertemiz halledip davayı kapatıp, ondan sonra geleceğimi düşünmem lazım, çünkü kızım İstanbul'da kalacak, önümüzdeki 10 yılın nasıl olacağına karar vermek istiyorum'' dedi.
Say, şöyle konuştu:
''Gitmek istediğim yer Japonya, ama ilk aşamada onu yapabilecek miyim bilmiyorum, uzak bir yer çünkü. Japonya'yı çok severim ve iyi anlarım. Her yıl gittiğim bir ülke, saygı kültürünü ve herşeyini severim Japonya'nın ve orada rahat edeceğimi düşünüyorum. Yalnız çok uzak, Japonya'da yaşamak, Avrupa ve Türkiye'deki işlerimin çok azalması anlamına gelecek, o uzaklaşmanın yararlı tarafları var, yararsız tarafları var, işte onu iyi dengelemek lazım. Tabii ki kızımın büyümesine şahit olmak istiyorum.''
''Bu bir kaçmak değil, bence benim yapmam gereken olayı kendi haline bırakmak. Bundan sonrasıyla ilgili benim bir tahminim yok'' diye konuşan Say, Türkiye'nin kendi memleketi olduğunu ve her zaman kalbinin en derin yerinde durduğunu, son 20 yılda Türk kültürünün eserlerine yansıdığını vurguladı.
Say, ''Dünyada da Fazıl Say konserleri Türk'ün, Türk sanatının dünyaya açılımı olarak yansıdı'' dedi.
3. Senfoni ''Evren'' de geliyor
''İstanbul'' ve ''Mezopotamya'' Senfonilerinin ardından 3. Senfonisi ''Evren-Universe'' Senfonisinin de hazırlık aşamasında olduğunu anlatan Say, Mezopotamya Senfonisinin 23 Haziran'da İstanbul'da, ''Evren'' Senfonisinin de bu yıl Ekim ayında Avusturya'da çalınacağını söyledi. Say, daha sonra bu 3 senfoninin hepsinin de dünyada pek çok ülkede orkestralarda çalınacağını anlattı.
''Uçak Notları'' adlı kitabının ardından 3 yıl önce de ''Yalnızlık Kederi'' adlı kitabı yazdığını anlatan Say, geçen yıl da Almanya'da kendiyle ilgili yazılan ''Dünya Vatandaşı Fazıl Say'' kitabının Almanca'dan Türkçe'ye çevrildiğini ve kitabı Türkiye'de de yayımlamayı planladıklarını söyledi. (AA)
Konserin sonunda uzun süre ayakta alkışlanan Say, daha sonra Gershwin'in ''Summertime'' adlı yapıtını da kendi düzenlemesiyle yorumladı.
Konseri gelen kalabalık izleyiciler arasında Dünya Bankası'nın eski başkanı Paul Wolfowitz, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un özel kalem müdür yardımcısı ve özel danışmanı Kim Won-soo, Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan da vardı.
''ABD'ye krizden sonra ilk kez geliyorum, burada bir deprem yaşanmış''
Fazıl Say, konser öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
MET'in ''tarihi anlatan bir müze'' olarak dünyada meşhur olduğunu belirten Say, müzenin konser salonunda bundan önce de pek çok kez çaldığını, bu salonda son birkaç yıldır sergilerin temalarına uygun konserlerin verildiğini anlattı.
''Dünyada ekonomik krizlerin en çok yıprattığı şey kültür-sanattır hep, ilk kısıtlamalar hep kültür sanatta başlar'' diyen Say, ABD'ye bu gelişinde ekonomik krizin, ülkede kültür sanat alanındaki yıkımlarını çok fazla hissettiğini, orkestraların kapanması ve konser sayılarının azalması gibi zorlukları gördüğünü belirtti. Say, ''ABD'ye krizden sonra ilk kez geliyorum, burada bir deprem yaşanmış, onu hissettim'' diye konuştu.
Say, ABD'ye iki konser vermek için geldiğini, New York'tan İstanbul'a, ardından da Avrupa'ya geçeceğini, Rusya'da, Almanya'da, Lüksemburg'da konserler vereğini söyledi.
Gelecek sene ABD'de pek çok kenti kapsayan bir turne planladığını bildiren Say, ''Farkındayım ABD'yi biraz ihmal ettim, Amerika'dan sıkılmıştım, 7 yıl burada kaldıktan sonra. Burada da en yükseğe gelmiştim. Amerika'da bir müzisyene sorsanız 'Geleceğin en yüksek nokta ne deseniz', 'Bir kere New York Filarmoniyle çalmak' der. Ben New York Filarmoni Orkestrasıyla 15 kez çaldım, CD'ler yaptım'' dedi.
''Gitmek istediğim yer Japonya, ama bu kaçmak değil''
11 Eylül terör saldırılarının ardından New York'ta yaşamanın tatsızlaştığını anlatan Say, 7 yıl yaşadığı New York'tan, anne ve baba olarak kızlarını istedikleri gibi büyütmek için Türkiye'ye dönme kararı aldıklarını, toplam 15 yıl yurt dışında yaşadıktan sonra memleket hasretiyle Türkiye'ye döndüğünü anlattı.
Say, ancak son dönemde Türkiye'de yaşamanın kendi için zorlaştığını, yorulduğunu ve üzüldüğünü, twitter üzerinden paylaştığı fikirler yüzünden hakaretlere ve alaya maruz kaldığını söyledi. ''Aynı dili konuşsak da birbirimizi anlamıyoruz'' ifadesini kullanan Say, ''Bu ortamda yapılacak en iyi şey belli bir müddet uzaklaşmak, çekilmek, uzaktan takip etmek'' dedi.
Hakkında açılan soruşturmaya konu olan twitter'daki paylaşımlarında kesinlikle ''kimseye sataşma olmadığını'' söyleyen Say, ''Bu soruşturmayı tertemiz halledip davayı kapatıp, ondan sonra geleceğimi düşünmem lazım, çünkü kızım İstanbul'da kalacak, önümüzdeki 10 yılın nasıl olacağına karar vermek istiyorum'' dedi.
Say, şöyle konuştu:
''Gitmek istediğim yer Japonya, ama ilk aşamada onu yapabilecek miyim bilmiyorum, uzak bir yer çünkü. Japonya'yı çok severim ve iyi anlarım. Her yıl gittiğim bir ülke, saygı kültürünü ve herşeyini severim Japonya'nın ve orada rahat edeceğimi düşünüyorum. Yalnız çok uzak, Japonya'da yaşamak, Avrupa ve Türkiye'deki işlerimin çok azalması anlamına gelecek, o uzaklaşmanın yararlı tarafları var, yararsız tarafları var, işte onu iyi dengelemek lazım. Tabii ki kızımın büyümesine şahit olmak istiyorum.''
''Bu bir kaçmak değil, bence benim yapmam gereken olayı kendi haline bırakmak. Bundan sonrasıyla ilgili benim bir tahminim yok'' diye konuşan Say, Türkiye'nin kendi memleketi olduğunu ve her zaman kalbinin en derin yerinde durduğunu, son 20 yılda Türk kültürünün eserlerine yansıdığını vurguladı.
Say, ''Dünyada da Fazıl Say konserleri Türk'ün, Türk sanatının dünyaya açılımı olarak yansıdı'' dedi.
3. Senfoni ''Evren'' de geliyor
''İstanbul'' ve ''Mezopotamya'' Senfonilerinin ardından 3. Senfonisi ''Evren-Universe'' Senfonisinin de hazırlık aşamasında olduğunu anlatan Say, Mezopotamya Senfonisinin 23 Haziran'da İstanbul'da, ''Evren'' Senfonisinin de bu yıl Ekim ayında Avusturya'da çalınacağını söyledi. Say, daha sonra bu 3 senfoninin hepsinin de dünyada pek çok ülkede orkestralarda çalınacağını anlattı.
''Uçak Notları'' adlı kitabının ardından 3 yıl önce de ''Yalnızlık Kederi'' adlı kitabı yazdığını anlatan Say, geçen yıl da Almanya'da kendiyle ilgili yazılan ''Dünya Vatandaşı Fazıl Say'' kitabının Almanca'dan Türkçe'ye çevrildiğini ve kitabı Türkiye'de de yayımlamayı planladıklarını söyledi. (AA)