Gerçek yüzünü ortaya çıkaracaklar
İspanya, yel değirmenlerine karşı savaşıyla ün kazanan gezgin şövalye Don Kişot ve yardımcısı Sancho Panza'nın yaratıcısı Miguel De Cervantes'in kemiklerini aramak için harekete geçti.
- Yaşam
- Giriş Tarihi: 27.07.2011 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 27.07.2011 | 11:32
Tarihçi ve arkeologlar, Madrid Başpiskoposluğunun resmi izniyle, 1616'daki ölümünün ardından şehir merkezindeki ''Kadınlar Manastırı''na gömüldüğü bilinen batı edebiyatının en önemli isimlerinden Cervantes'in kayıp kemiklerinin peşine düşüyor. Don Kişot'un yazarının ''gerçek yüzünü'' ortaya çıkarmayı planlayan tarihçi ve arkeologlar, yazarın dış görünüşünü ve neden öldüğünü tespit etmeye çalışacak.
Bu projeyle adli arkeologların, ressam Juan de Jauregui tarafından yazarın ölümünden 20 yıl sonra çizilen, şimdiye kadar bilinen tek resminin ne kadar gerçek olduğunu da ortaya çıkarması bekleniyor.
Bulunacak kemikler aynı zamanda bazı kesimler tarafından alkolik olduğu ve siroz hastalığı nedeniyle öldüğü iddia edilen Cervantes'in içkiden ölüp ölmediğini gösterecek. Arama projesini gerçekleştirecek tarihçi Fernando Prado, yaşamının son dönemlerinde oldukça hasta olduğunun söylenmesine rağmen Cervantes'in birçok eser ürettiğini belirtti.
Prado, elde edilecek sonuçların yazarın fiziksel özelliklerinin nasıl olduğu konusunda kesin bilgi veremeyebileceğini ancak neden öldüğünün net şekilde anlaşılabileceğini kaydetti.
Yazarın ölümünün 100. yılı nedeniyle 2016'da birçok uluslararası etkinlikler düzenlenmesinin planlandığını ifade eden Prado, Cervantes'in kemiklerinin bu tarihe kadar bulunacağı konusunda umutlu olduklarını dile getirdi. Öte yandan, 1571 yılında İspanya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya geldiği İnebahtı Deniz Savaşı'na katılan Cervantes'in bu sırada göğüs ve kollarından yaralandığını belirten uzmanlar, bu yaraların kemikler üzerinde etki bırakmış olabileceğinden endişe duyuyor.
Dünyanın en çok okunan eserlerinden ''Don Kişot''un İspanyol yazarı Miguel de Cervantes Saavedra, 1616'da ölümünden sonra Kadınlar Manastırı'na gömüldü. Yazarın kemiklerinin 1673'te manastırda yapılan inşaat çalışmaları sırasında başka bir manastıra gömüldüğü, daha sonra tekrar Kadınlar Manastırı'na getirildiği biliniyor. Ancak yine de yazarın kemiklerinin tam olarak manastırın neresinde olduğu konusunda bilgi bulunmuyor. Arama çalışmalarının, manastırın duvarları ve yerin altındaki 5 metrelik kısmı tarayabilen radar teknolojisiyle yapılması planlanıyor. (AA)
Bu projeyle adli arkeologların, ressam Juan de Jauregui tarafından yazarın ölümünden 20 yıl sonra çizilen, şimdiye kadar bilinen tek resminin ne kadar gerçek olduğunu da ortaya çıkarması bekleniyor.
Bulunacak kemikler aynı zamanda bazı kesimler tarafından alkolik olduğu ve siroz hastalığı nedeniyle öldüğü iddia edilen Cervantes'in içkiden ölüp ölmediğini gösterecek. Arama projesini gerçekleştirecek tarihçi Fernando Prado, yaşamının son dönemlerinde oldukça hasta olduğunun söylenmesine rağmen Cervantes'in birçok eser ürettiğini belirtti.
Prado, elde edilecek sonuçların yazarın fiziksel özelliklerinin nasıl olduğu konusunda kesin bilgi veremeyebileceğini ancak neden öldüğünün net şekilde anlaşılabileceğini kaydetti.
Yazarın ölümünün 100. yılı nedeniyle 2016'da birçok uluslararası etkinlikler düzenlenmesinin planlandığını ifade eden Prado, Cervantes'in kemiklerinin bu tarihe kadar bulunacağı konusunda umutlu olduklarını dile getirdi. Öte yandan, 1571 yılında İspanya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya geldiği İnebahtı Deniz Savaşı'na katılan Cervantes'in bu sırada göğüs ve kollarından yaralandığını belirten uzmanlar, bu yaraların kemikler üzerinde etki bırakmış olabileceğinden endişe duyuyor.
Dünyanın en çok okunan eserlerinden ''Don Kişot''un İspanyol yazarı Miguel de Cervantes Saavedra, 1616'da ölümünden sonra Kadınlar Manastırı'na gömüldü. Yazarın kemiklerinin 1673'te manastırda yapılan inşaat çalışmaları sırasında başka bir manastıra gömüldüğü, daha sonra tekrar Kadınlar Manastırı'na getirildiği biliniyor. Ancak yine de yazarın kemiklerinin tam olarak manastırın neresinde olduğu konusunda bilgi bulunmuyor. Arama çalışmalarının, manastırın duvarları ve yerin altındaki 5 metrelik kısmı tarayabilen radar teknolojisiyle yapılması planlanıyor. (AA)
DİĞER