Yaz öncesi yüz yenileme
Alın, göz çevresi, burun ve dudak yanındaki yanak kısmı, elmacık kemiklerinin üstü, dudaklar, çene ve boyun ile ameliyat ya da kazalara bağlı iz veya çöküklükler estetik uygulamalarla çözümlenebiliyor.
Estetik işlemler arasında en sık dolgu, botox, yağ enjeksiyonu, askı yöntemleri ve kimyasal soyma uygulanıyor.
Uzmanlar, uygulamaların mutlaka kaliteli ve uygun ürünler kullanılarak yapılması ve alandaki uzman hekimler tarafından uygulanması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Latifoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz mevsimine girmeden Mayıs-Haziran ayları içerisinde yüz gençleştirme ya da yüz güzelleştirme uygulamalarının yapılabildiğini söyledi.
Bu konuda başvurulacak en doğru adresin plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları olduğunu vurgulayan Latifoğlu, alın, göz çevresi, burun ve dudak yanındaki yanak kısmı, yanaklar, elmacık kemiklerinin üstü, dudaklar, çene ve boynun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, uygulamalarda geçirilmiş ameliyatların, kazalara bağlı iz veya çöküklüklerin, önceki estetik girişimlerin, kullanılan ilaçların, derinin renginin, kalın veya ince olmasının ve yaşın çok önemli olduğunu ifade etti.
Latifoğlu, özellikle yaşı ileri olan hasta grubunda, uygulamalardan başarılı sonuçlar elde edilebilmesi için cerrahi şart olduğunu belirterek, aksi takdirde yapılanların yetersiz kalabileceğini söyledi.
''GÜNEŞİN ETKİSİYLE CİLTTE LEKELENME OLABİLİR''
Yaşlı hastalar dahil genelde orta ve genç yaş grubunda cerrahisiz yapılabilecek tıbbi estetik işlemlerin hem kişiyi mutlu edeceğini hem de çevresi tarafından beğenilmeyi sağlayacağını dile getiren Latifoğlu, bu işlem arasında en sık dolgu, botulinum enjeksiyonu (botox), yağ enjeksiyonu, askı yöntemleri, kimyasal soymanın (peeling) uygulandığını anlattı.
Latifoğlu, kimyasal yüz soyma işleminin çeşitli solüsyonlarla yapılabildiğini, kişinin kendisinin yapabileceği formüller bulunmakla birlikte, hekim veya güzellik salonu yetkililerince de yapılabildiğini belirtti. Bu işlemlerin, yaz döneminde güneşli havalarda dikkatli yapılması gerektiği uyarısında bulunan Latifoğlu, güneşin etkisiyle ciltte lekelenmeler oluşabildiğini, uygulama için bahar ve kış aylarının çok daha uygun olduğunu vurguladı.
''BOTOX İLE 6 AY-BİR YIL KADAR KALICILIK SAĞLANIR''
Latifoğlu, askı yöntemlerinin bir miktar cerrahi işlem gerektirdiği için biraz zahmetli, biraz da tam oturmadığı için riskli olabildiğini ifade etti.
Yaklaşık on yıldan bu yana plastik ve estetik cerrahlar tarafından uygulanan botulinum toksin ve dolgu enjeksiyonunun ayrı ayrı veya kombine olarak uygun ellerde yapıldığında oldukça güzel sonuçlar alınabildiğini dile getiren Latifoğlu, şöyle devam etti:
''Daha çok 'Botox' olarak bilinen botulinum toksin, laboratuvar koşullarında elde edilen bir zehir, bir biyolojik silah olmasına rağmen, tıbbi olarak güzelleşmede, yüz felcinde, nörolojide, ürolojide, göz bilim alanlarında, fizik tedavide ve birçok tıbbi alanda kullanılmaktadır.
Estetik ve Plastik Cerrahlar, bu ilaçla yüz kaslarının çalışmalarını azaltarak fayda sağlıyor. Kaşı çattıran gergin ifade veren alındaki iki kaş arası kırışıklıklar, alındaki yatay çizgiler, gözlerin dış kısmında bulunan kaz ayağı olarak adlandırılan çizgiler, burun sırtının iki yanında bazen olan ince çizgiler, alt göz kapağındaki ince çizgiler, üst dudaktaki dik ve boyundaki yatay çizgiler, boyunda önde oluşan dikey bantlar; bunlar ilacın çok uygun dozlarda, ince iğne ile yerine göre yüzeysel veya derin enjeksiyonu ile azalıyor veya yok oluyor.''
Latifoğlu, enjeksiyonların biraz acılı olduğunu belirterek, ancak daha önce sürülebilen lokal krem ile acının azaltılabildiğini söyledi. Uygulamaların hekim tarafından ve uygun kaliteli ürün kullanılarak yapılması gerektiğine işaret eden Latifoğlu, ''Etki derhal başlar, birkaç gün içerisinde tamamlanır ve 6 ay-bir yıl kadar kalıcılık sağlar. Bu sürenin bitiminde kişi isterse işlemi tekrarlatabilir, ara verebilir veya bir daha istemezse tekrar mecburiyeti yoktur ve sakıncası yoktur'' dedi.
''KALICI DOLGU ÜRÜNLERİ ALERJİ VEYA KİSTLEŞME YAPABİLİYOR''
Latifoğlu, estetikte uygulanan dolguların ise yaşa bağlı oluşan göz altında, alın ortasında, elmacık kemiklerinin biraz ön tarafında, üst dudağın iki yanında, dudak köşelerinden aşağıya iki yanda, çenenin iki yanında, ve üst dudakta oluşan dikey ince oluklarda ve kazaya bağlı yüzdeki çöküklükler için kullanılabildiğini söyledi.
Çok eski yıllarda bunlar için silikon ve kollajen kullanıldığını, ancak sakıncalı sonuçlar elde edildiğini dile getiren Latifoğlu, ''Bugün popüler olarak hyalüronik asit olarak belirtilen 6 ay-bir yıl kalıcılığı olan, alerjik etkisi adeta olmayan sentetik ürünlerin tercih edildiğini'' anlattı.
Latifoğlu, kişinin kendi vücudundan alınan yağın da önemli bir dolgu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Ancak ameliyathane koşulları, en azından lokal anestezi gerekmesi nedeniyle poliklinik-muayene koşullarında kullanamadığımız yöntemdir. Kişinin kendi kanının işleme tabii tutarak (bazı kimyasal kitlerle santrifüj edilerek) gençleştirmede kullanılması da son yıllarda kullanılan yöntemlerdir.
Bu dolgu maddelerinin uygun doz ve kanıtlanmış (Sağlık Bakanlığı'nca onaylanmış) markalarının kullanılması yine şiddetle önemlidir. Gençlerde son yıllarda popüler olan bir dolgu yeri de dudaktır. Yine uygun doktor, uygun marka ve ürün ile ince üst ve alt dudaklara kontur oluşturma ve dolgunlaştırma-kalınlaştırma yapılabilmektedir.
Bu dolgu yöntemleri 6 ay-bir yıl süreyle geçicidir. Kalıcı olanları alerji veya kistleşme yapabildiği için yasaklanmıştır. Süre sonunda yine kişinin istemi ile tekrarlanabilir, ancak şart değildir.''
Uzmanlar, uygulamaların mutlaka kaliteli ve uygun ürünler kullanılarak yapılması ve alandaki uzman hekimler tarafından uygulanması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Latifoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz mevsimine girmeden Mayıs-Haziran ayları içerisinde yüz gençleştirme ya da yüz güzelleştirme uygulamalarının yapılabildiğini söyledi.
Bu konuda başvurulacak en doğru adresin plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları olduğunu vurgulayan Latifoğlu, alın, göz çevresi, burun ve dudak yanındaki yanak kısmı, yanaklar, elmacık kemiklerinin üstü, dudaklar, çene ve boynun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, uygulamalarda geçirilmiş ameliyatların, kazalara bağlı iz veya çöküklüklerin, önceki estetik girişimlerin, kullanılan ilaçların, derinin renginin, kalın veya ince olmasının ve yaşın çok önemli olduğunu ifade etti.
Latifoğlu, özellikle yaşı ileri olan hasta grubunda, uygulamalardan başarılı sonuçlar elde edilebilmesi için cerrahi şart olduğunu belirterek, aksi takdirde yapılanların yetersiz kalabileceğini söyledi.
''GÜNEŞİN ETKİSİYLE CİLTTE LEKELENME OLABİLİR''
Yaşlı hastalar dahil genelde orta ve genç yaş grubunda cerrahisiz yapılabilecek tıbbi estetik işlemlerin hem kişiyi mutlu edeceğini hem de çevresi tarafından beğenilmeyi sağlayacağını dile getiren Latifoğlu, bu işlem arasında en sık dolgu, botulinum enjeksiyonu (botox), yağ enjeksiyonu, askı yöntemleri, kimyasal soymanın (peeling) uygulandığını anlattı.
Latifoğlu, kimyasal yüz soyma işleminin çeşitli solüsyonlarla yapılabildiğini, kişinin kendisinin yapabileceği formüller bulunmakla birlikte, hekim veya güzellik salonu yetkililerince de yapılabildiğini belirtti. Bu işlemlerin, yaz döneminde güneşli havalarda dikkatli yapılması gerektiği uyarısında bulunan Latifoğlu, güneşin etkisiyle ciltte lekelenmeler oluşabildiğini, uygulama için bahar ve kış aylarının çok daha uygun olduğunu vurguladı.
''BOTOX İLE 6 AY-BİR YIL KADAR KALICILIK SAĞLANIR''
Latifoğlu, askı yöntemlerinin bir miktar cerrahi işlem gerektirdiği için biraz zahmetli, biraz da tam oturmadığı için riskli olabildiğini ifade etti.
Yaklaşık on yıldan bu yana plastik ve estetik cerrahlar tarafından uygulanan botulinum toksin ve dolgu enjeksiyonunun ayrı ayrı veya kombine olarak uygun ellerde yapıldığında oldukça güzel sonuçlar alınabildiğini dile getiren Latifoğlu, şöyle devam etti:
''Daha çok 'Botox' olarak bilinen botulinum toksin, laboratuvar koşullarında elde edilen bir zehir, bir biyolojik silah olmasına rağmen, tıbbi olarak güzelleşmede, yüz felcinde, nörolojide, ürolojide, göz bilim alanlarında, fizik tedavide ve birçok tıbbi alanda kullanılmaktadır.
Estetik ve Plastik Cerrahlar, bu ilaçla yüz kaslarının çalışmalarını azaltarak fayda sağlıyor. Kaşı çattıran gergin ifade veren alındaki iki kaş arası kırışıklıklar, alındaki yatay çizgiler, gözlerin dış kısmında bulunan kaz ayağı olarak adlandırılan çizgiler, burun sırtının iki yanında bazen olan ince çizgiler, alt göz kapağındaki ince çizgiler, üst dudaktaki dik ve boyundaki yatay çizgiler, boyunda önde oluşan dikey bantlar; bunlar ilacın çok uygun dozlarda, ince iğne ile yerine göre yüzeysel veya derin enjeksiyonu ile azalıyor veya yok oluyor.''
Latifoğlu, enjeksiyonların biraz acılı olduğunu belirterek, ancak daha önce sürülebilen lokal krem ile acının azaltılabildiğini söyledi. Uygulamaların hekim tarafından ve uygun kaliteli ürün kullanılarak yapılması gerektiğine işaret eden Latifoğlu, ''Etki derhal başlar, birkaç gün içerisinde tamamlanır ve 6 ay-bir yıl kadar kalıcılık sağlar. Bu sürenin bitiminde kişi isterse işlemi tekrarlatabilir, ara verebilir veya bir daha istemezse tekrar mecburiyeti yoktur ve sakıncası yoktur'' dedi.
''KALICI DOLGU ÜRÜNLERİ ALERJİ VEYA KİSTLEŞME YAPABİLİYOR''
Latifoğlu, estetikte uygulanan dolguların ise yaşa bağlı oluşan göz altında, alın ortasında, elmacık kemiklerinin biraz ön tarafında, üst dudağın iki yanında, dudak köşelerinden aşağıya iki yanda, çenenin iki yanında, ve üst dudakta oluşan dikey ince oluklarda ve kazaya bağlı yüzdeki çöküklükler için kullanılabildiğini söyledi.
Çok eski yıllarda bunlar için silikon ve kollajen kullanıldığını, ancak sakıncalı sonuçlar elde edildiğini dile getiren Latifoğlu, ''Bugün popüler olarak hyalüronik asit olarak belirtilen 6 ay-bir yıl kalıcılığı olan, alerjik etkisi adeta olmayan sentetik ürünlerin tercih edildiğini'' anlattı.
Latifoğlu, kişinin kendi vücudundan alınan yağın da önemli bir dolgu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Ancak ameliyathane koşulları, en azından lokal anestezi gerekmesi nedeniyle poliklinik-muayene koşullarında kullanamadığımız yöntemdir. Kişinin kendi kanının işleme tabii tutarak (bazı kimyasal kitlerle santrifüj edilerek) gençleştirmede kullanılması da son yıllarda kullanılan yöntemlerdir.
Bu dolgu maddelerinin uygun doz ve kanıtlanmış (Sağlık Bakanlığı'nca onaylanmış) markalarının kullanılması yine şiddetle önemlidir. Gençlerde son yıllarda popüler olan bir dolgu yeri de dudaktır. Yine uygun doktor, uygun marka ve ürün ile ince üst ve alt dudaklara kontur oluşturma ve dolgunlaştırma-kalınlaştırma yapılabilmektedir.
Bu dolgu yöntemleri 6 ay-bir yıl süreyle geçicidir. Kalıcı olanları alerji veya kistleşme yapabildiği için yasaklanmıştır. Süre sonunda yine kişinin istemi ile tekrarlanabilir, ancak şart değildir.''