Takvim Gazetesi Yazarı Bülent Erandaç: Kanal İstanbul Türkiye’nin egemenlik bayrağını bir kez daha dikmesidir
Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki değerlendirme toplantısının ardından darbe imalı skandal bildiriye imza atan emekli amirallerle ilgili flaş açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır.” dedi. Başkan Erdoğan’ın bu sözlerini Takvim Gazetesi Yazarı Bülent Erandaç, A Haber canlı yayında yorumladı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne değinen Erandaç,"Bağımsızlık mücadelesini hep birlikte yapmalıyız. Kanal İstanbul Türkiye’nin egemenlik bayrağını bir kez daha dikmesidir." dedi.
- Giriş Tarihi: 05.04.2021 | 20:05
- Güncelleme Tarihi: 05.04.2021 | 20:11
Takvim Gazetesi Yazarı Bülent Erandaç'ın açıklamaları şöyle;
"Türk-İslam medeniyetinin dirilişini ilan eden bir Türkiye var"
Cumhurbaşkanımız çok önemli bir şey söyledi. "İstanbul Boğazı'nda tam egemen miyiz?" Tam egemen değiliz. O şartlarda 1936'da böyle bir anlaşma yapmak mümkündür ve Türkiye için çok iyi olmuştur. Ama bunun daha iyisini aramak mümkünedir ve arayacaktır. Tartışmalar olacaktır.
Bundan vazgeçme, çekilme maddesi vardır. İsteyen bunu 20 sene sonra gündeme getirebilir. Türkiye dün içine kapanılmıştı ve kafasını kaldıramıyordu. Bir yüzyıl sonraya yönelik proje yapamıyordu. Bugün 2023, 2053'leri konuşan bir yüzyıla, yeni medeniyetin Türk-İslam medeniyetinin dirilişini ilan eden bir Türkiye var.
"KANAL İSTANBUL TÜRKİYE'NİN EGEMENLİK BAYRAĞINI BİR KEZ DAHA DİKMESİDİR"
Bu nedenle bu Montrö'nün tartışılması da bugün olmazsa bile yarın gelecektir tartışmaya. Ama Kanal İstanbul ile egemenlik tam bizim olacaktır. İsteyeni, istediğimiz şekilde biz geçiririz. Her şey elimizde olacak.
Bağımsızlık mücadelesini hep birlikte yapmalıyız. Kanal İstanbul Türkiye'nin egemenlik bayrağını bir kez daha dikmesidir. Bu bildiriye imza atanların NATO'cu olduklarını biz çok iyi biliyoruz. Şeytanın bir diğer ayağı 4 Nisan'dır. NATO'nun 1949 4 Nisan'da ilan edildiğini biliyoruz. Buna vatandaşlarımız baksın.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki değerlendirme toplantısının ardından açıklama yaptı.
Erdoğan, "Bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi 104 tanesi bir araya gelerek siyasi tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir." dedi.
Başkan Erdoğan, "Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır." dedi.
"KANAL İSTANBUL İLE MONTRÖ ARASINDA KURULAN BAĞ YANLIŞTIR"
Peki, şu anda konumuz olan Montrö tartışması nereden çıktı? Esasen imzaladığımız tarihten beri bu sözleşmeyle ilgili akademi dünyasında, medyada, diplomaside, askeri cenahta pek çok görüş ortaya konmuştur. Bugün de sözleşme tüm boyutlarıyla tartışılmaya devam etmektedir. Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı aldığı günlerde Meclis Başkanımıza bu çerçevede Montrö örneği verilerek bir soru yöneltilmiştir. Kendisi de bir hukukçu olan Meclis Başkanımız tamamen teorik olduğunu belirttiği bir cevap vererek konuyu izah etmiş, fakat Montrö'den çekilme diye bir durumun olmadığını da açıkça belirtmiştir.
"KARŞI ÇIKANLAR ATATÜRK DÜŞMANIDIR"
Eskiden beri süren bu tartışmanın akademik açıdan teorik bir yaklaşıma konu edilmesi emekli amirallerin bir araya gelerek yayınladıkları bildirinin omurgası haline dönüştürülmüştür. Şayet amaç Montrö Sözleşmesiyle ilgili tartışmaya katkı sağlamaksa bunun mecrası bildiri yayınlamak değil, akademik dünyada ve medyada görüş ifade etmektir, nitekim bu zaten yapılmaktadır. Hiç kimse de akademide ki, medyada ki, siyasi alanda ki tartışmalar sebebiyle kimsenin yakasına yapışmamış, meseleyi başka mecralara çekmeye çalışmamıştır. Ancak önceki gece yayınlanan bildiri tamamen bu çerçevenin dışında bir eylemdir. Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır. Türkiye Kanal İstanbul sayesinde İstanbul Boğazındaki ağır deniz trafiği yükünü hafifletirken, Montrö'deki sınırlamaların dışında tamamen kendi egemenliğinde bir alternatife de kavuşmuş olacaktır. Bu bizim egemenlik mücadelemizdir. Peki, biz şu anda İstanbul Boğazında egemen miyiz? Maalesef. Bir başka ifadeyle, Kanal İstanbul boğazdaki egemenlik haklarımızı güçlendirecek bir projedir. Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik adına Türkiye'nin mille egemenlik haklarını tahkim edecek böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır. Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin Genel Başkanı olarak vazifem, Türkiye'nin ve Türk milletinin hak ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmaktır. Montrö Sözleşmesinden çıkmayla ilgili hali hazırda ne bir çalışmamız, ne de böyle bir niyetimiz vardır. Ama gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa ülkemizi dahi iyisine kavuşturmak üzere her sözleşmeyi gözden geçirmekten de çekinmeyiz. Bunları da uluslararası anlaşmaya veyahut da tartışmaya açarız.