Son dakika haberi... Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş üzerinden İslam'ı hedef alan İstanbul ve Ankara Baroları'na sert tepki: İslam'a karşı savaş söylemi |Video

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın açıklamalarına karşı başlatılan çirkin karalama kampanyası ile ilgili İstanbul ve Ankara Baroları'da görevlerinin dışına çıkarak küstah açıklamalarda bulundu. Ankara Barosu yöneticileri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik açıklama nedeniyle soruşturma başlattı. A Haber canlı yayınına katılan uzman isimler açıklamalara sert tepki gösterdi.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Kamil Yaşaroğlu, Anayasa komisyonu Başkanvekili Ali Özkaya ve TÜRKAD Başkanı Avukat Mehmet Sarı konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İSLAM HÜKMÜNÜ ANLATAN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NI HEDEF ALDILAR!

İşte açıklamaların satır başları;

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Kamil Yaşaroğlu: "Sayın Diyanet İşleri Başkanı okuduğu hutbede Kur'an-ı Kerim'e ve İslami hükümlere dayalı olarak yapmış olduğu bir açıklamaya yer verdi. Bu hükümler yeni, bilinmeyen hükümler değil. Kur'an-ı Kerim ve İslam dini zinayı ve gayrimeşru ilişkileri yasaklıyor. İslam'ın en temel kaynaklarında olan hükümler. Fakat maalesef toplumun bazı kesimleri sayın Başkan'a adeta dışlayıcı bir yaklaşımla eleştiriler yönelttiler. Aslında Diyanet İşleri Başkanlığı'na yönelik bu eleştirilerin ardında İslam dinine yönelik bir eleştiri zihniyetinin de ortaya çıktığını anlıyoruz. Burada Başkan'ın şahsında İslam dinine yönelik bir eleştiri mantığının olduğunu görebiliriz.

İSLAM'A KARŞI SAVAŞ VE NEFRET SÖYLEMİDİR

Anayasa komisyonu Başkanvekili Ali Özkaya "Bu rahatsız edici suç teşkil eden ve nefret suçunu içeren açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Bu ifadeler bu beyanlar bu topraklarda açıkça İslam dinine karşı İslam'ın kutsallarına karşı bir savaş ve nefret söylemidir. Türk Ceza Kanunu'nda açıkça hem dini duyguları alenen aşağılama suçunu hem de halkı kin ve nefrete karşı tahrik suçunu işlemiştir. Baroların görevleri kendi meslektaşlarının haklarını koruma ve toplumsal olayla ilgili fikir ve görüş beyan etmektir. Bu toprakların en kadim kültürü İslam'ı ve hükümlerine düşmanlık yapmak. Toplumda nefreti ve kini alenen birbirine karşı söylemek. Bunu Diyanet İşleri Başkanına karşı söylemek Baroların yetkisi değildir, görevi değildir, sorumluluğu da yoktur haddi de değildir. Bu nedenle yapılan davranış son derece yanlıştır. Mutlak suretle cezai bir müeyyidesi de olacaktır.

EN TEHLİKELİ YAN...

TÜRKAD Başkanı Avukat Mehmet Sarı, "Çok problemli bir durumla karşı karşıyayız. Bu problemin çıktığı noktaya baktığımızda da aslında Türkiye'de bazı marjinal uç gruplar var bunlar özellikle toplumun belli noktadaki sinir uçlarına basıp kanatmak suretiyle toplumda etki oluşturma içerisindeler. Dernek kisvesi adı altında örgütlenmişler. En problemli yan da şurada kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin bunların payandası olmak bunların peşine takılmak suretiyle bu süreci sanki normal bir hukuki süreci idame ettiriyormuş tavrında olmaları burada ciddi sorunlu bir durum. Özellikle Ankara barosunun ayrımcılık ve nefret diliyle İslam'a Müslümanların inanç ve değer sistematiğine saldırmalarındaki durumu ifade etmek lazım.