Son dakika: Ayasofya ibadete açılacak mı? Kılıç hakkı nedir? Ayasofya nasıl müzeye döndü? Uzman isimler canlı yayında açıkladı |Video
Tarihçi Prof. Dr. İlyas Topsakal, SETA Güvenlik Araştırmaları direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Dairesi eski başkanı Gürsel Tokmakoğlu, A haber canlı yayınında konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İşte açıklamaların satır başları;
KILIÇ HAKKI'NA EN GÜZEL ÖRNEKTİR
Tarihçi Prof. Dr. İlyas Topsakal: Bu bizim yaşama hukukumuzun temel meselesi. Hem Türk tarihi için hem de İslam tarihi için bilinmesi gereken şey biz şehirleri aldığımız zaman özellikle Müslümanlığa geçtikten sonra tarihten aldıkları o geleneğin İslam ile yoğurup yeni bir hayat modelinde devam ettirmeyi bilmişler. Bunun ölçüsü şudur bizde hakim olduğunuz topraklarda bütün toplumları özgür bırakmak ama o şehrin en büyük camisini kılıç hakkı olarak Türk ve İslam şehri olduğunu belirlemek üzere orayı Selatin cami yani Cuma camisine çevirir. Biz buna kılıç hakkı diyoruz. Ayasofya'da buna en güzel örnektir.
BİZANS'IN ESERİ DEĞİLDİR
Ayasofya'yı çok da ilginç bir şekilde çok da yanlış aksettirdiler günümüze kadar. Sanki Bizans'ın mimari şaheseri gibi. Doğru değil. Osmanlı kılıç hakkı olarak 1453'te Fatih İstanbul'a geldiği zaman Cuma camisine çevirdi orada emir verdi. İçine bir tür müştemilat eklendi. İçi tamamen Müslüman camisine çevrildi. Ayasofya'ya Bizans'ın eseri olarak bakmak yanlış.
TÜRKİYE EGEMEN BİR ŞEKİLDE KARAR VERMEYE YETKİLİDİR
SETA Güvenlik Araştırmaları direktörü Doç. Dr. Murat Yeşiltaş: Türk toplumunda ciddi bir destek olduğunu görüyoruz. Uzun yıllardır Türk siyasetinin gündemine gelen bir konu olmuştur. Bugün de toplumsal açısından değerlendirildiğinde geniş bir kitleyi ilgilendiren bir meseledir. Türkiye bu konuda egemen bir şekilde karar vermeye son derece yetkilidir.
LİME LİME OLMUŞ BİR YUNANİSTAN GÖRÜYORUZ
Hava Kuvvetleri İstihbarat Dairesi eski başkanı Gürsel Tokmakoğlu:
Milli güvenlik konusu olduğu için çok basit ama bilinmesi gereken birkaç hususa değinmek istiyorum. Ülkeler güç mücadelesi yaparlar bunu milli güç unsurlarıyla beraber yaparlar. Bir tanesi de sosyokültürel güçtür. Türkiye'nin yapmış olduğu konu birileri tarafından doğru anlaşılıyor. Milli güç unsurları parametresi içerisinde görüyor konuyu. Yine birileri tarafından anlaşılmıyor. Türkiye yakın zaman içerisinde Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasını yaptı. Bu Yunanistan'da büyük bir sorun yarattı. Yunanistan buna cevap verebilecek kabiliyette değil politik gücü yok. Bu yüzden başka lobilere bakıyor. Ortodoks klisesine bakıyor. Yapacak hiçbir şeyleri kalmadı. Lime lime olmuş bir Yunanistan görüyoruz.