İstanbul Boğazı donacak mı? Prof. Dr. Doğan Yaşar bu soruya A Haber'de yanıt verdi
Mini buzul çağı mı geliyor? İstanbul Boğazı donar mı, iki kıtayı yürüyerek mi geçeceğiz? Küresel ısınma mı küresel soğuma mı? Mini buzul çağı ne kadar süre etkili olacak? Tüm bu sorulara İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar A Haber canlı yayınında cevap verdi.
- Giriş Tarihi: 26.02.2021 | 15:54
- Güncelleme Tarihi: 26.02.2021 | 15:54
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar küresel soğumayla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Doğan Yaşar "2022, 2023 veya 2024 olur. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı'nın donduğunu göreceğiz." dedi.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, küresel soğumanın yaklaştığını belirtip, "2022, 2023 veya 2024 olur. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı'nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecektir. En son 1929 yılında geçildi. İki, üç yıla kadar tekrar bekliyorum" dedi.
Dünyada küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliğinin birçok olumsuzluğa yol açtığı konuşulurken; DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, asıl tehlikenin sanılan aksine ısınma değil, küresel soğuma olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Soğuma demek, kuraklık demektir. Soğuma demek, kıtlık demektir. Bu nedenle, soğumadan korkacağız. 90'lı yıllardan beri hep şunu söylerim; 2020'lere kadar küresel ısınma artarak devam edecek. Tıpkı 900'lü yıllarda olduğu gibi. Ama 2022, 2023 veya 2024 olur. Bu dönemlerde biz, mini soğumaya gireceğiz. Sıcaklık mola verecek. Bu molada, İstanbul Boğazı'nın donduğunu göreceğiz. İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya yürüyerek geçilecek. En son 1929 yılında geçildi. 2- 3 yıla kadar tekrar bekliyorum" dedi.
Küresel soğumanın getireceği sorunlara değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, "En önemli sorun kuraklık olur ve yağışlar çok düşecektir.
İkinci olarak tarım ürünlerinde çok ciddi düşüşler olacaktır. Anadolu için bu durum, muhteşem avantajlı bir dönem olabilir. Düzgün bir tarım politikasıyla, biz cari açığımızı kapatırız. Çünkü bu dönemde buzullar, Orta Avrupa'ya kadar inecektir.
Kuzey Avrupa'da hiçbir şekilde tarım yapılamayacaktır. Bizde de verimlilik düşecektir. 10 kilogram yerine 3 kilogram alacağız. Ama bizde yine de bir verimlilik olacaktır. Az da olsa alacağız. Ürettiğimiz tarım ürünleri değer kazanacak" dedi.
Yağış oranında 2008 yılında yüzde 30 oranında düşüş yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Son ciddi kuraklığımız, 2008'di. Bu yağışlar düşünce, bir anda buğday üretimiz yüzde 7 gibi azaldı. Buğday fiyatları dörde katlandı. Şu an Çin aşıları nasıl birinci sırada. Soğuma döneminde dünya, gıda için bizim kapımızda sıra olacaklar. Ege'de dünyanın en verimli topraklarına sahibiz. Küresel soğuma için yapmamız gereken, akıllıca tarım politikası üretmek" diye konuştu.
Prof. Dr. Doğan Yaşar, önerini de şöyle sıraladı:
"Suyu çok dikkatli kullanmamız lazım. Yeraltı sularını biz çok hoyratça kullandık. Kanunlarla bunları bir çerçeveye almak lazım. Uzun zamandır söylerim. Büyükşehirlerde özellikle kanalizasyon ve yağmur suları ayrılmalı. Şu anda yavaş yavaş ayrılıyor. Yağmur suları denize verilmemeli. Yağmur suları tekrar barajlara basılmalı. Kurak dönemde yüzde 30 eksik yağacak yağışlar.
Çok şiddetli suya ihtiyacımız olacak. 1992 yılındaki kuraklıkta, Amerika rezervuarlarını 1.5 litre küçülttü. Bu şekilde önlemler alabiliriz. En önemli konuda, devletin tarıma kesinlikle el atması gerekir. Bu yıl ne üreteceğine, devlet karar verir. ABD, yılda 150 milyar dolarlık bir ihracat yapıyorsa buna borçlu. Önce ne üretecek ona bakıyor. Kendine ne lazım, ona göre üretim planı yapıyor. Arkadan dünyaya ne lazım ona göre üretim yapıyor."