Halk TV skandalı sonrası Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı Eren Erdem’den itiraf: Başka kanallarla yaptığımız anlaşmalar da var
CHP'Lİ ERDEMÇ: ANLAŞTIĞIMIZ BAŞKA KANALLAR DA VAR!
Para karşılığı haber ve yayın yaptırdıklarını itiraf eden CHP'li Eren Erdem, "Bu İsveç'te normal değil ama Türkiye'de normal. Başka kanallarla yaptığımız anlaşmalar da var. Bu kanalların ismini vermem doğru olmaz. Özel bir konu bu. Onlarla aramızda devam eden bir süreç var o yüzden isimlerini paylaşmam." açıklamasını yaptı.
A HABER'DE SERT SÖZLER: İŞ KİRLETİLMİŞ VE BU HALE GELMİŞ
Skandalı A Haber'de yorumlayan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Böyle bir anlaşma yapmak İsveç'te olmaz ama CHP'de olur. Döneceksin iktidarı suçlayacaksın, sonra çıkıp kirli ilişkiler kuracaksın. İş kirletilmiş ve bu hale gelmiş" ifadelerine yer verdi.
Mahmut Övür şunları kaydetti:
"Hakikaten bir taraftan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, bağımsız gazetecilik diye nağralar atacaksın! Türkiye'ye demokrasi getireceksin! Özgürlük getireceksin. Diktatörlüğe karşı çıktığını söyleyeceksin partide tek adamlığı tahkim edeceksin! Bu türden kirli anlaşmalar yapacaksın! Bir medya grubu bir siyasi hareketi destekleyebilir. Bir başka medya grubu başka partiyi destekleyebilir. Onlarla reklam verip alabilirler. Ama böyle bir anlaşma yapmak hakikaten İsveç'te olmaz ama CHP'de olur. Yani Türkiye'de değil CHP'de olur. CHP, bu eski devlet eliyle besleme medya geleneğini devam ettirdiği için olur. Yani bir taraftan iktidarı suçlayacaksın döneceksin kendin böyle kirli ilişkiler kuracaksın. Yani burada da kalmadı bu iş. Sadece CHP-Halk TV, Tele 1, KRT ile ilişkili bir mesele değil! Türkiye'de özelikle internetten yayın yapan birçok mecra dışarıdan destek alıyor ve fonlanıyor. Böyle durumdayız. Gerçekten komedi. Bir taraftan Almanya, Amerika'dan fonlanacaksın, Türkiye'de özgürde özgürlük savunacaksın. Bu çok kirletilen bir noktaya geldi. İş mecrasından çıkmış. Siyasete operasyon yapıldığı için medya da bunun bir parçası haline geldi. Yani bir biçimde benim batıcı dediğim bir akıl böyle bir şeyi üretiyor. Kendisini hep özgürlükçü aydınlanmacı gibi sunuyor. Halbuki en otoriter üzerini kazın altıdan faşizm, ötekileştirmeci, ırkçılık çıkar. Bu bu kadar basittir. İşte bunun medya versiyonu bu şekilde karşımıza çıkıyor."