Gezi ihaneti 7 yıl önce nasıl başladı? Gezi Parkı'nda asıl amaç neydi? Ağaç bahanesiyle Türkiye’de terör estirildi | Video
Gezi Parkı'nda Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında ağaçların başka yere taşınacağı gerekçesiyle bir grup tarafından 27 Mayıs 2013'te başlatılan eylem, ülke geneline yayılarak o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve hükümeti hedef aldı.
TARTIŞMALARIN ODAĞINDAKİ 'GEZİ PARKI'NDA NE OLMUŞTU?
Taksim'deki Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin davada aralarında Osman Kavala'nın bulunduğu 9 sanık hakkında tüm suçlardan verilen beraat kararı, o süreçte yaşananları tekrar gündeme getirdi.
İşte Gezi Parkı odaklı eylemlerin yapıldığı 27 Mayıs ile 15 Haziran 2013 arasında yaşanan olayları ve bugün de tartışılan sürece ilişkin gelişmeler...
Taksim'deki Gezi Parkı'nda yaklaşık 50 kişinin katılımıyla ağaçların başka yere nakledileceği gerekçesiyle başlatılan ve ülke geneline yayılarak 7 yıldır tartışılan eylemlerin kronolojisi şöyle:
27 Mayıs 2013: Taksim Bölgesi Yayalaştırma Projesi kapsamında Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçların başka yere nakledileceği gerekçesiyle Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği üyeleri, parkta nöbet tutmaya başladı. Çalışmaların devam etmesi için parkı boşaltmaya çalışan emniyet güçleri ile grup arasında yaşanan tartışma arbedeye dönüştü. Yaşanan arbede sonucunda göstericiler "doğaya zarar verdiği" gerekçesiyle iş makinelerini durdurmaya çalışırken, polis de grubu dağıtmak için biber gazı kullandı. Olayların ardından yayalaştırma projesi çalışmalarına ara verildi.
Ertesi gün göstericilere destek olmak üzere buraya gelen BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, iş makinelerini önlemeye çalıştı. Bu sırada ortam iyice gerildi. Daha sonra yine buraya gelen bazı CHP milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri, eylemcilere destek verdi.
Sosyal medyadan yapılan "İş makinelerine engel olmak için Gezi Parkı'nda toplanıyoruz." çağrısı üzerine ertesi gün parkta toplananların sayısı arttı. Parkta nöbet tutanlarla, çadırları kaldırmaya çalışan zabıta görevlileri arasında arbede yaşandı. Çevik kuvvetin müdahalesi sonucu grup, oturma eylemi başlattı. Taksim Dayanışması'nın sosyal medyadan "Taksim Gezi Parkı için nöbetteyiz. Yemeğini/yüreğini/ sanatını/çocuğunu/aklını/çadırını/kendini de al gel!" şeklindeki çağrısıyla parkta toplananların sayısı binleri buldu.
ÇADIRLARI YAKTIRAN FETÖ'CÜ POLİS MÜDÜRÜ CEZA ALDI
30 Mayıs: Emniyet yetkilileri, göstericilerden parkı tahliye etmesini ve kurulan çadırları kaldırmasını istedi. Yaşanan arbede sırasında göstericilerin çadırları yakıldı. Saat 08.00 sıralarında çevik kuvvet ekipleri, Gezi Parkı'ndan çekildi, gruplar tekrar alana giriş yapmaya başladı. Çağrılar üzerine, parkta akşam saatlerinde toplananların sayısı 7 bini buldu.
Çadırların, polisler mi zabıta mı tarafından yakıldığı tartışması mahkemelik oldu. Dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan FETÖ firarisi Ramazan Emekli, "göstericilere ait çadırları yakmaları için zabıtalara talimat verdiği" gerekçesiyle yargılandığı davada, "görevi kötüye kullanmak ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Zabıtalar ise delil yetersizliğinden beraat etti.
EYLEMLER ÜLKE GENELİNE YAYILDI
31 Mayıs: Emniyet güçleri, sabaha karşı parkta bulunan gruplara müdahale etti.
Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla gün boyu Taksim bölgesinde gruplar yeniden toplandı. Polis, uyarılarına rağmen dağılmayan grupları, biber gazı ve tazyikli suyla dağıttı. Göstericiler de barikat kurarak taş, sopa, molotofkokteyl, ses bombası, sapan ve bilye olmak üzere çeşitli şekillerde polise karşılık verdi.
Tencere tava eylemleri olarak bilinen ülke geneline yayılan toplumsal olaylar için de çağrılar yapıldı ve ülke genelinde her gün devam edecek eylemlerin fitili ateşlendi.
İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Taksim Topçu Kışlası Projesi'nin iptali davasını kabul ederek, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak bu karara rağmen eylemler sona erdirilmedi.
1 Haziran: Gezi Parkı'nda çadırlarda kalarak nöbet tutan göstericilere katılanların sayısı sosyal medyadan yapılan çağrılarla akşam saatlerinde arttı. Taksim Meydanı'nda toplanan grup, tüm uyarılara rağmen dağılmadı. Yaşanan tartışma sonrasında polise taş, sopa, molotofkokteyl, ses bombası, sapan ve bilye atan ve barikat kuran göstericilere, biber gazı ve tazyikli su ile müdahale edildi. Polis ile göstericiler arasındaki çatışma, gece boyu sürdü.
Bu arada, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde de yaklaşık 1500 kişi toplandı. Eylemciler, Dolmabahçe Ofisi'ne girmeye çalıştı. Polisin müdahale ettiği eylemciler, TOMA araçlarının ve personelin içinde bulunduğu otobüslerin yanına kadar gelerek taş, sopa ve şişe attı. Akşam saatlerinde başlayan olaylar, sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü.
Aynı gün CHP de Kadıköy'de yapacağı mitingi iptal ederek Beşiktaş'tan Taksim'e yürüdü.
2 Haziran: Taksim Dayanışması sosyal medyadan "Taleplerimiz gerçekleşene kadar nöbetimize devam ediyoruz." şeklinde paylaşımda bulundu.
Sosyal medyadan yapılan yoğun çağrılar sonucu Taksim Dayanışması, DİSK, KESK, TMMOB organizesinde Taksim Meydanı'nda toplanan grupların sayısı 20 bin kişiye ulaştı.
Dolmabahçe Çalışma Ofisi önünde yaklaşık 5 bin kişi toplandı. Göstericiler, İnönü Stadyumu inşaatında kullanılan paletli bir iş makinesini gasbederek güvenlik güçlerine saldırdı.
ÇATIŞMALAR GECE BOYU SÜRDÜ
3 Haziran: Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Taksim, Gümüşsuyu Caddesi, Maçka Parkı ve Dolmabahçe bölgelerinde toplanan gruplar, kaldırım taşları ve etraftan topladıkları korkuluk demirleriyle yollara barikat kurarak trafiği kapattı. Gece boyu süren çatışmalar sonucunda göstericiler dağıtıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, olaylarla ilgili yaptığı açıklamada "İyi niyetli olarak verilen mesajların hepsi alınmıştır. Bunların muhakkak ki günü geldiğinde gereği yapılacaktır." dedi.
4 Haziran: Beşiktaş Gümüşsuyu'nda saat 23.00'ten itibaren toplanmalar oldu. Katılımcılara Beşiktaş Çarşı Grubu da destek verdi. Yüzleri maske ile kapalı göstericiler, hükümet karşıtı sloganlar atarak, güvenlik güçlerine kaldırım taşı, soda şişesi, taş ve sapanlarla saldırdı. Polisin de biber gazı ve tazyikli su ile yaptığı müdahaleler gece boyu sürdü.
ÖCALAN POSTERİ VE KCK BAYRAĞI ASTILAR
5 Haziran: KESK, DİSK, TTB ve TMMOB'un da aralarında bulunduğu sendika ve sivil toplum kuruluşları, Unkapanı, Kabataş ve DİSK binası önünden yürüyerek Taksim Meydanı'nda toplandı. Gruptakiler, eylemin ardından olaysız dağıldı.
O dönem Başbakan Yardımcısı ve Başbakan Vekili olan Bülent Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da Taksim Dayanışması Heyeti'ni kabul ederek, taleplerini dinledi.
6 Haziran: Taksim ve çevresinde eylemlerine devam eden göstericiler, Taksim Gezi Parkı'nın girişindeki direklere 2 adet terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan posteri, sözde KCK bayrağı astı.
ERDOĞAN'IN HAVALİMANINDA KARŞILANMASI KIRILMA NOKTASI OLDU
7 Haziran: Taksim ve çevresinde akşam saatlerinde toplanan grupların eylemleri sürerken, Atatürk Havalimanı da tarihi günlerinden birini yaşadı. Afrika gezisinden dönen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılamak için havalimanı önünde toplanan partililer, Erdoğan'a ve hükümete destek verdi. Erdoğan, Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin, "Demokratik gösteri hüviyetini kaybeden, artık vandallığa, artık tam anlamıyla hukuksuzluğa dönüşen bu eylemler derhal son bulmalıdır." dedi.
Havalimanından Üsküdar Kısıklı'daki konutuna seçim otobüsüyle geçen Erdoğan'ı uzun bir konvoy takip etti. Erdoğan, Kısıklı'da şunları söyledi:
"Yeşili sevmekse, o bizim derdimizdir. Yeşili bu ülkede, on yıllar boyu bizim gibi seven çıkmamıştır. Çevre dostu olmaksa, çevre dostu olanlara diyorum ki; siz bizden daha iyi dost bulamazsınız. Bizim yanımızda olun. Çünkü şu anda sizin yanınızdaymış gibi görünenlerin çevrecilikle yakından uzaktan alakası yok. Onlar kaldırım taşlarını sökmek suretiyle, vatandaşın aracını gerecini, kamu araçlarını yakıp yıkmak suretiyle acaba böyle mi çevrecilik yapıyorlar?
Bu mücadelenin karşısında iyi bilin ki faiz lobisi vardır. Bugün ABD'deki gazetelerde ilan verme gayretine girenler, bu lobinin ta kendileridir. Türkiye'de işlerini bitirdiler şimdi orası öyle mi? Bütün bunlar acaba niçin bizim ABD seyahatimizden sonrasına denk geldi? Hazmedemediler. Türkiye'nin dünyadaki şu gelişen gücünü kimse küçültemeyecek. Türkiye büyüyor. Evelallah büyümeye devam edecek."
Terör örgütünün sözde bayrakları açıldı
8 Haziran: Kent genelinde düzenlenen eylemlere yaklaşık 120 bin kişi katıldı.
9 Haziran: Taksim Dayanışma Platformu tarafından Taksim Meydanı'nda geniş katılımlı miting düzenlendi, mitingde yapılan konuşmalarda Başbakan'ın yaptığı açıklamalar eleştirilirken, tertip komitesi "Her yer Taksim her yer direniş", "Yaşasın Halkların Kardeşliği" ve "Hükümet İstifa" sloganları dışında slogan atılmamasını istedi. Mitingde terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ve örgütün sözde bayrakları açılınca gruplar arasında gerginlikler yaşandı.
Başbakan Erdoğan, 9 Haziran'da Ankara'ya gelişinde kendisini karşılamak üzere Akköprü'de toplanan vatandaşlara hitabında eylemlere son verin çağrısında bulunarak, "Eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum. Başka yola tevessül veya aynı şekilde devam ederseniz, anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım." dedi.
11 Haziran: İstanbul polisi, sabah saatlerinde Taksim'e girerek, AKM'de, Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda ve çevre binalarda partilere ve yasa dışı örgütlere ait resim, pankart, yazılama, döviz ve afişleri indirdi. Gezi Parkı'nda nöbetlerine devam eden gruplar polisi engellemeye çalıştı. Göstericilerle polis arasında yine arbede yaşandı.
Akşam saatlerinde de çağrılar üzerine toplanan gruplar ile polis arasında, önceki günlere benzer çatışmalar yaşandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grubunda 11 Haziran'da Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılanlara çağrıda bulunarak, "Oradaki tüm eylemcilerin, tüm göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini, oynanan oyunu anlamalarını, samimi olanları, özellikle oradan çekilmeye davet ediyorum. Kendilerinden bunu bir Başbakanları olarak bekliyorum." dedi.
Erdoğan, Taksim Dayanışması üyelerini kabul etti
12 Haziran: Taksim ve çevresinde eylemler sürerken, göstericilerin içinde bulunan 3 Fransız, 2 Kanada uyruklu kişinin gözaltına alınması dikkati çekti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili oluşturulan 11 kişilik heyetle görüştü. AK Parti Genel Merkezi'nde, tiyatro sanatçısı Ahmet Mümtaz Taylan, akademisyenler Prof. Dr. Betül Tanbay, Prof. Dr. Hale Çıracı ve İpek Akpınar, yönetmen Kutluğ Ataman, öğrenci Nil Eyüpoğlu, sanat yönetmeni Rumeysa Kiger, mimar Selva Gürdoğan, sosyal medya uzmanı Zehra Öney, öğrenci Zülfikar Kürüm ve sosyal paylaşım sitesinde Başbakan Erdoğan'a hitaben Gezi Parkı olaylarına ilişkin mektup yazan Bülent Peker ile görüşme 4 saat 25 dakika sürdü.
13 Haziran: Erdoğan, Taksim Dayanışması'ndan TMMOB Başkanı Eyüp Muhcu ve Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün ile sanatçılar Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertap Erener, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal'ı kabul etti.
Parkta kontrol sağlandı
15 Haziran: Başbakan Erdoğan, 15 Haziran 2013'te partisince Ankara'da düzenlenen "Milli İradeye Saygı" mitinginde yaptığı konuşmada, Gezi Parkı'nda olanlara burayı terk etme çağrısında bulunarak, "Yarın İstanbul mitingimiz var. Bakın çok açık net söylüyorum Taksim Meydanı boşaldı boşaldı, boşalmadığı takdirde bu ülkenin güvenlik güçleri orayı boşaltmayı bilir." ifadelerini kullandı.
Çevik Kuvvet ekipleri akşam saatlerinde eylemcilere müdahale ederek, Gezi Parkı'nın kontrolünü sağladı.
16 Haziran: Başbakan Erdoğan, 16 Haziran 2013'te Kazlıçeşme'de düzenlenen "Milli İradeye Saygı" mitingine katılarak yaptığı konuşmada; "Şu anda Gezi Parkı boşaltıldı, Taksim Meydanı boşaltıldı ve bu millete teslim edildi." dedi.
Bu tarihten sonra birçok şehirde "Milli İradeye Saygı" mitingi düzenlenirken, eylemler de bazı parklarda forum şeklinde devam etti.
6 Temmuz: Taksim Dayanışması'nın çağrısı üzerine Gezi Parkı'nda yine toplanmalar başladı. Taksim'e gelenlere polis müdahale etti. Bazı siviller de göstericilere saldırıda bulundu. Görüntülerden kim oldukları teşhis edilen saldırganlar gözaltına alındı.
8 Temmuz: Gezi Parkı, halka açıldı.
Yabancı basından manipülatif haberler
Gezi Parkı'ndaki olayları, aralarında CNN International ve BBC gibi ünlü televizyon kanalları ile Reuters gibi haber ajanslarının da bulunduğu yabancı medya kuruluşlarının "Türkiye'de iç savaş var" gibi yansıtması tepki topladı. CNN International'ın dışında ABD için yayın yapan CNN kanalının 11 Haziran'da 7 saat kesintisiz Türkiye yayını yapması Amerikalıları dahi şaşırttı. Uluslararası basın mensupları, canlı yayınlardaki manipülatif haberleriyle tepki topladı.
Gezi'nin doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolar
İstanbul'da başlayan ve ülke geneline yayılan olaylarda 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi. Ayrıca 326 iş yeri, 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı. İstanbul Taksim başta olmak üzere birçok kentteki esnaf da eylem nedeniyle kepenk kapattığı için zarar gördü.
Olaylarda, 697 güvenlik görevlisi yaralanırken, polis memuru Mustafa Sarı şehit oldu. Olaylar sırasında Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan, Ahmet Atakan hayatını kaybetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarının Türkiye'ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise yüzlerce milyar doları bulduğunu bildirdi.
Erdoğan, faizlerin ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başladığını, yüzde 4,6'dan yüzde 13 küsura ulaştığını, işsizliğin çift haneye çıkmasının da enflasyonun zıplamasının da aynı dönemde gerçekleştiğini anımsattı.
Gözaltılar
Gezi Parkı olayları sürecinde birçok kişi gözaltına alınırken, olayların yatışmasından sonra da polis operasyonlar düzenledi. Gözaltına alınan çok kişi hakkında değişik suçlardan dava açıldı.
Eylemlerle ilgili ana dava İstanbul'da, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, firariler Mehmet Ali Alabora ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık hakkında açıldı.
"Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından yargılanan 9 sanık "yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı" gerekçesiyle beraat etti. Mahkeme, firari 7 sanığın dosyasını ise ayırdı.