Darbe iması ne zaman ve nasıl başladı? Uzman isimlerden A Haber’e özel değerlendirmeler

"DEMOKRASİ DIŞI YOLLARA BAŞVURMAKTAN VAZGEÇEMİYORLAR"

Eski Bakan Bülent Akarcalı, "Bu darbe tasvipçilerine ve imacılarına baktığımız zaman en azından kağıt üzerinde diploma sahibi insanlar olarak görüyoruz. Normalde bunların ülkenin aydın kesimi olarak yalnız ve yalnız demokrasiyi savunmaları gerekirken vatandaşa erişemedikleri için demokrasi dışı yollara başvurmaktan bir türlü vazgeçemiyorlar. Darbeler ne şekilde yapılmış olursa olsun darbelerin hepsi vatandaş tarafından reddedilmiştir. Tarihimize baktığımız zaman vatandaşımız partisine, oyuna ve sandığına sahip çıkıyor. Zülfi Livaneli'nin bir mesajı geldi. Kendi yandaş fikirlerine sahip olmayan insanları o kadar hakir görüyor ki anlatılamayacak kelimeler kullanıyor. Bu dünyanın insanları zamanında devletten üniversite kuracağız diye arsalar ve paralar alıp üstüne yatmıştır. Aldıkları imkanlar ile de kendilerine ciddi servetler oluşturmuşlardır." ifadelerini kullandı.

"BU ZİHNİYET SAHİPLERİNİN HAZMEDEMEDİKLERİ..."

Kamuoyu araştırmacısı İhsan Aktaş, "Meseleye birçok konudan bakılabilir tarihi ve siyasi perspektiften inceleyebilirsiniz. Türkiye'de bu kendisini solcu diye tanımlayan kişilerin kaç kılığa birden girdiğinden bakabilirsiniz. Memleketin refah düzeyinden en çok istifade eden insanlar olarak bir türlü vatandaşlık bağıyla bu ülkeye bağlanamadıklarını görüyoruz. Bir zamanlar CHP'nin il başkanları vali sayılıyordu. Bu ülkenin serveti, kazançları her şeyi belli bir zümrenin elindeydi. Bu zihniyet sahiplerinin hazmedemedikleri şu: Bu ülkeyi neden Anadolu insanı siyaset eliyle yönetiyor. Bizim gibi jakobenler yönetemiyor. Onların dertleri bu." diye konuştu

"CHP'NİN OLUŞTURDUĞU MOTİVASYONDA CİDDİ DÜŞME VAR"

İhsan Aktaş, "Gerçekten bu insanlar kendi dar gruplarında ve sosyetelerinde yaşıyorlar. Kendilerine zehirli bir asit havuzu oluşturuyorlar. Orada kendilerince söylemler geliştirip yine kendilerini zehirliyorlar. Bir parti olumlu bir hava yakaladığı zaman halka bakar halkın taleplerine bakar sürekli desteğini yükseltir. Yerel seçimler için CHP'nin oluşturduğu motivasyonda ciddi düşme var. Pandemi sürecinin iyi yönetilmesiyle beraber Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçiminden daha yüksek bir yere çıkmış durumda." şeklinde konuştu.

"1960 YILINDA YAPILAN DARBEDEN SONRA…"

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, "Türkiye olarak tarihe baktığımız zaman sürekli darbelerle boğuşmuş bir ülkeyiz. Çok partili hayata geçtikten sonra her 10 yılda bir neredeyse darbe olmuş durumda. Türkiye'deki vesayet rejiminin sahipleri her seferinde kendi tabirleriyle 'demokrasiye balans ayarı çekmek' zorunda hissettiler kendilerini. Kendilerine göre; Türkiye'nin yoldan çıktığını düşünüyorlar. Garabet bir şekilde 10 senede bir darbe girişimleri yaptılar. 1960 yılında yapılan darbeden sonra Türkiye'de kademelendirilmiş bir vesayet rejimi inşa edildi. Yani seçimlerde istemedikleri bir parti iktidara gelse bile Türkiye'yi perde arkasında yönetebilecekleri bir düzen kurdular. Bunu 1990'larda 'Hükümet olabilirsiniz ama iktidar olamazsınız' diye ifade ettiler. Ama Türk halkı engin irfanıyla seçimlerde sürekli bu devlete çöreklenmiş olan vesayetçi şebekenin aksine oy kullandı." dedi.