Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nobel kendini tüketmiştir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nobel kendini tüketmiştir. Nobel, siyasi, ideolojik davranan bir kuruluş konumundadır. Benim için Nobel'in hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur." dedi.
- Giriş Tarihi: 10.12.2019 | 19:05
- Güncelleme Tarihi: 10.12.2019 | 19:06
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nobel edebiyat ödülünün Sırp lider Slobodan Milosevic'e duyduğu hayranlığını ifade eden Avusturyalı yazar Peter Handke'e verilmesini eleştirerek, şöyle konuştu:
"Aslında bu çok önemli bir sınavdır. Bu Nobel'in de ne olduğunu ortaya koydu. Nobel kendini tüketmiştir. Nobel kendini aslında bitirmiştir. Nobel tamamıyla siyasi tamamı ile ideolojik davranan bir kuruluş konumdadır. Benim için Nobel'in hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur ve zaten Türkiye olarak da bu törene kesinlikle katılmayacağımızı ve sözümüzün geçebileceği bütün dost ülkeleri de haberdar ettik kendilerinin de bu törene katılmamalarını özellikle istedik."
Peter Handke'e ödül verilmesini,"Böyle bir katili ödüllendirmek aslında zulüm ile ortak hareket etmektir." şeklinde nitelendiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nobel şu anda 'zulme rıza zulümdür' ilkesinden hareketle bir defa böyle bir zalime ödül vermekle ona ortak olmuştur. Bizim bu türlü şeyi kabul etmemiz zaten mümkün değil. Bu adamlar, bu adamın destek verdiği adamlar Miloseviç olsun Karaziç olsun diğerleri bunların hepsi zaten mahkum edilmiş olan kişiler. Yani bu adamların mahkum edilmiş olan bu kişileri, metheden, onlara methiyeler düzen bir kişiye siz eğer ödül veriyorsanız, sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir yalnız kalmamış demektir."
Erdoğan, bu akşamki toplantısında da özellikle bu konuya değineceğini ifade etti.
Nobel'in artık ideolojik olan yaklaşımlarından başka hiçbir özelliği kalmadığını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu sadece şu anda verdikleri ödül değil, bundan önceki verdikleri ödüllerde de hep bunlara dikkat etmişlerdir. Mesela Türkiye'den kalkmışlardır teröriste ödül vermişler. Niye? Mantık budur, anlayış budur. Bundan sonra da yine bunlar bu şekilde devam edeceklerdir. Örneğin Aziz Sancar hocamıza vermiş oldukları ödülde orada tartışılacak herhangi bir şey söz konusu değil. Niye? İlmiyle bir defa temayüz etmiş olan bir hocamızdır. Biz de alkışlarız, biz de takdir ederiz. Ama kalkıp da böyle teröristleri kendi romanına vesairesine yansıtan orada onu kullananları siz Nobel'e layık görürseniz, bizim de sizi tanımamız zaten mümkün değildir."
Erdoğan, Nobel Ödülü'nün kendisine verilmesi halinde tavrının ne olacağı sorusuna ise "Almam." karşılığını verdi ve şöyle devam etti:
"Bu Nobel öyle bir şey ki bakıyorsunuz bir ülkede başkan seçiliyor, cumhurbaşkanı seçiliyor. Bir-iki ay içinde hop Nobel ödülü veriliyor. Ya dur bakalım daha icraat yok ortada? Bu ne acelecilik böyle? Bunları da gördük."
Suriyeli mültecilerin evlerine geri dönüşlerine yönelik sorular üzerine de Erdoğan, gençlere şöyle seslendi:
"Gençler, öncelikle şunu bilmeniz lazım. Şu an itibarıyla 110 bin Suriyeliye vatandaşlık verdik ve 100 binin üzerinde olana da ikame şu an itibarıyla verdik. Ve bu şunu gösteriyor, biz bu 110 bin vatandaşlığın dışında diğerleri için de bu vatandaşlık sürecini daha da artırmak konumundayız. Niye? Çünkü bu insanlar benim ülkemde kaçak-göçek yaşamasın. Vatandaşlığını aldığı zaman herhangi bir kurumdan kuruluştan rahatlıkla gitsin işini bulsun ve orada çalışsın. Tabii buna Bay Kemal rahatsız olur. Çünkü o 'Biz iktidar olursak' olacağı yok yani 'Bunları Suriye göndereceğiz' diyor."