"FRANSA'NIN İDEOLOJİSİ HALİNE GELDİ"

Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Talha Köse, "O dönemde cumhurbaşkanı olan Holland Müslümanlar ile arayı düzeltmek için bazı adımlar attı ama Macron'un iş başına gelmesini ardından islamofobi küresel düzlemde Fransa'nın ideolojisi haline geldi. Müslümanların ve göçmenlerin hakları doğrultusunda geri adımlar atıldı. İslamcılık olan yerlerde askeri müdahalelerde bulundu." dedi.

"EKONOMİK VE SİYASAL SORUNLARI"

Talha Köse, "Macron aslında siyasi bir aktör değildi ancak aşırı sağa karşı bir figür olarak ortaya çıktı. Ancak son dönemde Fransa'nın iç siyasette ciddi sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Kovid meselesini iyi yönetemedi ve ekonomisinde yüzde 20'lik bir küçülme var. Göçmenler ile ilgili sorunlar devam ederken turizm konusunda ciddi sıkıntılar var. Sarı Yeleklilerin talepleri aynı şekilde devam ediyor. Fransa'da iç siyasette yaşanan sıkışıklığı gidermek ve aşırı sağcı milliyetçi ile sömürgeci kesime yaranmak ve gaz almak için yaptığını ifade edebiliriz. Hukuku zorlayarak İslam karşıtlarının ve aşırı milliyetçilerin alanını genişletmeye çalıştığını görüyoruz. Ekonomik ve siyasal sorunları kültürel düzleme kaydırarak işin içinde sıyrılma çabası olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"BU EYLEMLER SUÇ HALİNE GETİRİLMEDİĞİ SÜRECE…"

SETA Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, "İslam karşıtı hareketler ve bu İslam karşıtı hareketlere göz yumulması ciddi bir sıkıntı. Son 10 yıldır Almanya ve Fransa'yı ön plana çıkararak baktığımızda ciddi bir İslam karşıtlığı var. Bu tür eylemler bir suç haline getirilmediği sürece bu eylemlerin süreceğini söyleyebiliriz. Bu süreçte Radikalizm de besleniyor ve bu aşırı milliyetçi gurup İslam karşıtlığı ile birleşince kısır bir döngü ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.

"CİDDİ BİR HUZURSUZLUĞUN KAYNAĞI OLACAK"

Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, "Tekrar o karikatürü basma cüretini göstermesi İslam karşıtlığına karşı herhangi bir önlemin alınmadığını ve bir hassasiyet gösterilmediğini gözler önüne seriyor. Fransa ve Macron özelinde konuya bakıldığında çifte standartlı bir durum ortaya çıkıyor. 10 milyona yakın Müslüman bir kitlenin hassasiyetinin herhangi bir şekilde dikkate alınmayıp yüzde 25'lik aşırı milliyetçilerin hassasiyetlerinin dikkate alınması kaçınılmaz ciddi bir huzursuzluğun kaynağı niteliğinde olacaktır." dedi.