Başkan Erdoğan’dan döviz mesajı: Bu oyunu bozmakta kararlıyız
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da "Ankara'nın Enleri Ödül Töreni'nde konuştu. Erdoğan, "Türkiye'yi başka türlü durduramayacaklarını görenler, umudumuza, moralimize, hedeflerimize ulaşma inancımıza saldırıyorlar. Döviz kurunu harekete geçirenler milletimizi atalete sürdürme peşindeler. Bu oyunu bozmakta kararlıyız." dedi. Öte yandan Erdoğan, "Kendimize güvendiğimizde hiçbir yaptırım ve bununla ilgili tehditler, hiçbir ek vergi uygulaması hiçbir açık, gizli ambargo bizi durduramaz" şeklinde konuştu.
- Giriş Tarihi: 09.05.2019 | 23:00
Başkan Erdoğan, ATO Congresium'da "Ankara'nın Enleri Ödül Töreni'nde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
"İŞ DÜNYAMIZLA BİRLİKTE İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIK"
Cumhuriyetle yaşıt olan Ankara Ticaret Odamız bugün 157 bin üyesiyle ülkemizin ekonomide en önemli temsilcileri arasında yer alıyor. Bugün de odamız 'Sen Kazan Ülken Kazansın' anlayışıyla girişimcilerimize öncülük etmeyi sürdürüyor. İş dünyamızla birlikte istihdam seferberliği başlattık. Bu yıl için hedefimiz 2,5 milyon istihdama ulaşmaktır. ATO'nun bize sözü yıl sonuna kadar 220 bin istihdam.
"TÜM İŞ ADAMLARIMIZI BU TEŞVİKLERDEN FAYDALANMAYA DAVET EDİYORUM"
Şu an itibarıyla 60 bin istihdamı sağlamış durumda. Yıl sonu itibarıyla 220 bin istihdamı sağlamış olmasını temenni ediyorum. Yılın ilk üç ayında olumlu yönde fakat yetersiz bir istihdam artışı sağlamayı başardık. İlerleyen yıllarda çok ciddi bir artış bekliyoruz. Devlet olarak istihdam konusunda çeşitli ve geniş kapsamlı teşvikler veriyoruz. Tüm iş adamlarımızı bu teşviklerden faydalanmaya davet ediyorum.
"TÜRKİYE'Yİ BAŞKA TÜRLÜ DURDURAMAYACAĞINI GÖREMEYENLER UMUDUMUZA SALDIRIYORLAR"
Ülkemizin üzerinde oluşturulmaya çalışan kara bulutları birer birer dağıtıyoruz. Sanayide çarkların daha hızlı döndüğü, ticarette sirkülasyonun genişlediği üretim ve kazancın, bereketin arttığı döneme giriyoruz.Türkiye'yi başka türlü durduramayacaklarını görenler, umudumuza, moralimize, hedeflerimize ulaşma inancımıza saldırıyorlar. Döviz kurunu harekete geçirenler milletimizi atalete sürdürme peşindeler. Bu oyunu bozmakta kararlıyız. Türkiye'nin potansiyeli tüm bunların üstesinden gelmeye yetecektir. Hiçbir tehdit ve gizli ambargo bizi durduramaz. Bugün Türkiye dünyanın 222 ayrı ülke ve bölgesine ihracat yapabilen bir ülke haline gelmişse Allah'ın izniyle elimizden kaçıracak hiçbir şey kalmamış demektir.
"BİR AKSİLİK OLMAZSA 26 AĞUSTOS'A YETİŞTİRECEĞİZ"
Ankara Ticaret Odamız öncülüğünde 3 bin öğrencimizin Sakarya Meydan Savaşı'nın yapıldığı Polatlı'daki Duatepe'yi ziyaret etmesini çok ama çok anlamlı görüyorum. Tarihi mekânların yeni nesillere bizzat yerinde gösterilmesi oralarda yapılan mücadelenin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Şimdi hedefimiz Ahlat'ta bir Cumhurbaşkanlığı mekanını inşallah bitirmek ve Sultan Alparslan, Ahlat'tan 24'ünde yola çıkarak 26 Ağustos'ta Malazgirt'e varmış o zaferi orada temin, tespit ve ilan etmiştir. İnşallah bir aksilik olmazsa burayı 26 Ağustos'ta zafer törenlerine yetiştireceğiz.
"RABİAMIZA SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAZSAK BİZİ..."
Çanakkale'den İstiklal Harbi'ne, Kıbrıs'tan terörle mücadeleye ve son olarak 15 Temmuz'da her fırsatta gösterdik. Şehit yakın ve gazilerimizin milletimizde ayrı bir yeri olmasının sebebi işte budur. Bu vatanın havasını soluyup, suyunu içtiğimiz müddetçe şehidimiz ve gazimiz eksik olmayacaktır. Her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Rabiamıza sıkı sıkıya sahip çıkmazsak bizi bu topraklardan geriye en küçük bir iz bırakmamacasına jiletle kazır gibi kazırlar. 82 milyon hep beraber, bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
"CEZAEVİNİN YOLUNU TUTTUĞUMUZDA MİLLET YANIMIZDAYDI"
Şehit yakınlarına sahip çıkmak yerine onları teröristlikle itham edenleri milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. 1950 yılında geçilen çok partili hayata, darbelere, vesayet güçlerin tüm oyunlarına rağmen daima sahip çıkmıştır. İstanbul halkı bize büyükşehir belediye başkanı olarak şehri yönetme sorumluluğu verdiğinde eşi benzeri görülmemiş hizmetlere imza attık. Haksız bir şekilde görevden alınıp, cezaevinin yolunu tuttuğumuzda yanımızda milletimizin olması yaptığımız işin doğruluğunu gösteriyordu.
"BÜTÜN BUNLAR BİR ŞAİBENİN OLUP OLMADIĞINI KOYMUYOR MU?"
31 Mart mahalli idareler seçimleri esasında yerel yönetimler ve muhtarlıkla ilgiliydi. Bu seçimlerde milletimiz bir kez daha yüzde 51,7 gibi bir oranla bizim yanımızda Cumhur İttifakı'nın yanında yer almıştır. Her seçim gibi 31 Mart'ta kazanılan kaybedilen yerler oldu. AK Parti olarak biz de daha önce başka partide olan illerden, ilçelerden, beldelerden belediye başkanlarını kazandık. Aynı şekilde bizim yönettiğimiz yerler başka partilerin adayları tarafından kazanıldı. İstanbul'da farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. Seçimin ertesi gün netleşen sonuçlar, 39 ilçeden 25'ini almış olmamıza rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını ilk etapta 28 bin oyla kaybettiğimizi ilan etmişlerdi. Yapılan itirazlarla bu rakam en son 13 bin küsurata kadar geriledi. Şimdi bütün bunlar ortaya bir gerçeği, bir şaibenin olup olmadığını ortaya koymuyor mu?
"CHP ADAYI TEK OYLA KAZANSAYDI BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VARDI"
ABD'de Trump 3 milyonla kaybetti diye zannedilen bir seçimi kazanıyor. İstanbul'da rakamların böylesine değişmiş olması bizim meselenin üzerine daha fazla eğilmeye yöneltti. Bu milli iradenin ve bizlere destek verenin haklarının aranması ve savunulmasıydı. Biz bu süreci takip ederken alenen çalınmış olan oyların en azından bir kısmını bulmakla kalmadık. Başka usulsüzlükler, yolsuzluklar, hukuksuzluklar tespit ettik. Seçim kanunumuzda her konuyla ilgili süreler ve tahditler bulunduğu için birkaç ilçeye ulaşabildik. Adım adım ilçe ve il seçim kuruluna oradan da YSK'ya taşıdık. Sonuçta YSK değerlendirmesini yaptı ve 23 Haziran'da seçimin yenilenmesine karar verdi. Burada yapılan iş bir başka adayın kazandığını bir başka adaya teslim etmek değildir. Yapılan iş tespit edilen yolsuzluklar, hukuksuzluklar sebebiyle şaibeli hale gelen bir seçimin yenilenmesidir. Sandık kurullarında memur yerine bankaların işçileri oralara bu şekilde verilirse, bunlar da ispatlanırsa, belirlenirse beklenen karar nedir, öncelikle burada yolsuzluk, usulsüzlük vardır, dolayısıyla bu işin yenilenmesi vardır. Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı CHP adayı tek bir oyla kazanmış olsa da başımızın üstünde yeri vardı.
"YSK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTUR, BİZ DE BULUNACAĞIZ"
Her aşaması tartışılır hale gelmiş bir seçim için en doğru karar verilmiştir. Bundan dolayı biz de hukuk tecelli etmiştir diyerek şimdi tekrar 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz. Oy sayım ve döküm cetvelleriyle ilgili eksiklikler vardı. Söz konusu ilçe seçim kurulu sorumluları için YSK suç duyurusunda bulunmuştur, biz de bulunacağız. Bunları yapanların yanına kâr kalmayacaktır. 2018 seçimlerine kadar sandık kurullarında memur olmayan kişiler görev alabiliyordu. Mart ayında yapılan kanun değişikliği ile ilçe seçim kurulu tarafından belirlenen sandık kurulu başkanı ile üyelerden en az birinin memur olması şartı getirildi.
"31 MART'TA KAZANDIĞINIZA İNANIYORSANIZ 23 HAZİRAN'DA DA KAZANABİLİRSİNİZ"
Nasıl olup da bankalar başta olmak üzere özel sektörden sandık kurulu başkanı yapıldıkları ortaya çıkarılacaktır. Seçimin yenilenmesi hukuki bir zorunluluğa dönüşmüştür. Aynı zarftan çıkan ilçe belediye başkanlığı, muhtarlık niye yenilenmiyor da sadece büyükşehir için böyle bir karar alınıyor. 26 ilçe tek tek ele alındığında oralarda tespit edilen sorunlu sandıkların toplamının ilçe belediye başkanlığının yenilenmesini gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Maltepe ve Büyükçekmece ilçe belediye başkanlıkları için yapılan itirazlar YSK'ya getirilmiştir. Büyükşehirle ilgili seçimin yenilenmesi kararı verilen YSK her ikisi de CHP tarafından kazanılmış olan belediye seçimlerine ilişkin itirazları reddetmiştir. Biz bu kararı da saygıyla karşılamıştır. YSK'nın kararına kendine güvenen herkesin saygı göstermesi gerekir. Seçimi 31 Mart'ta kazandığınızı düşünüyorsanız 23 Haziran'da da kazanabilirsiniz.