Bahçeli ateş püskürdü: Bunlar iblisin çocukları, ihanetin çakallarıdır
Partisinin grup toplantısında Hatay'daki orman yangınlarıyla ilgili konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Bunlar iblisin çocukları, ihanetin çakallarıdır. Kimin çocukları meçhul olan bu şerefsizlerin yaktıkları kadar yakılmaları, hesaba çekilmeleri en acil hukuk ihtiyacıdır." dedi.
- Giriş Tarihi: 13.10.2020 | 13:00
MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin açıklamasından öne çıkanlar:
Ülke olarak zor bir gündemle karşı karşıyayız. Dağlık Karabağ'da Ermeni mezalimi devam etmektedir. Akdeniz'de deniz yetki alanı tartışması ve KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi devam etmektedir. Suriye'deki hain saldırı ve sabotajlar devam etmektedir. Covid-19 salgının neden olduğu sıkıntı ve belirsizliklerin dalga boyu artmaktadır.
Türkiye ile Yunanistan, Türkiye ile Fransa arasındaki kırılgan ilişkiler, irtifa kaybı yaşamaktadır. Türk mallarına yönelik ambargolar uygulanmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi, ülkemizin siyasi tansiyonu yükseltilmektedir. Seçim beklentileri dillendirilirken, ekonomiyle ilgili iftiralar propaganda malzemesi olarak kullanılmaktadır.
KİMİN ÇOCUKLARI MEÇHUL OLAN BU ŞEREFSİZLER YAKTIKLARI KADAR YAKILMALI
İhanet ateşiyle yanan vicdanlar yeşili göremez, görse de tanıyamaz. Orman demek sadece ağaçlardan, sadece canlılardan demek değildir, orman berekettir, havadır, hayattır, yurttur, yuvadır. Ormanı topraktan ayrı düşünmek mümkün değildir. Ormana kast eden vatana kast etmiştir. Hatay'da çıkartılan yangın rüzgarın da etkisiyle yayılmıştır. Evleri yanan ve riskli bölgelerde oturan 542 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Hatay'da 9'u ormanlık, 6'sı kırsal alanda 15 yangın vakası tespit edilmiştir. Çok şükür yangınlar kontrol altına alınmıştır. Hatay ve Kahramanmaraş'ta insanlarımızı evsiz bırakan, ağaçları yakıp yıkan yangın son zamanların en trajik olayları arasındadır.
Yangınların nasıl çıktığı ile ilgili araştırmalar devam etmektedir. Ağacımıza, doğamıza, insanımıza kimler sabotaj yaptıysa cezalandırılmaları kaçınılmazdır. Bölücü terör örgütü, 2019 yılında "Ateşin çocukları" örgütünün kurulduğunu duyurmuştu. İlk eylemleri 11 Temmuz 2019'daki Fethiye'de görülmüştü. Bunlar iblisin çocukları, ihanetin çakallarıdır. Kimin çocukları meçhul olan bu şerefsizlerin yaktıkları kadar yakılmaları, hesaba çekilmeleri en acil hukuk ihtiyacıdır.
CHP GENEL BAŞKANI'NDAN SES ÇIKTI MI? KILIÇDAROĞLU ŞEREFTEN NE ANLIYOR
Aydın müsvettelerinin tepkisini duyan oldu mu? CHP Genel Başkanı'ndan ses çıktı mı? Kılıçdaroğlu şereften ne anlıyor, hayata ve doğaya kast eden teröristlerin başı Demirtaş ile kahvaltı rezervasyonu yapanlar, sorarım size nasılsınız, iyi misiniz?
Geçtiğimiz hafta Ağrı Doğubayazıt'ta şehit düşen Jandarma Astsubay Emre Dokumacı'nın annesine, babasına, nişanlısına ne diyecekler? Ne anlatacaklar? Onların gözlerine hangi cesaretle bakabilecekler. Teröriste terörist diyemeyen bize göre teröristtir. Demokrasi ve ekoloji mücadelesi birbirinden koparılamaz.
ERMENİSTAN SİVİLLERİ VURARAK İNSANLIK SUÇU İŞLEMİŞTİR
Türk milletini hedef alan tehditlerin dozajında hiçbir zaman hafifleme olmadı. Bugün maruz kaldığımız sorunların tarihi kökleri olduğuna dair kuşkumuz yoktur. Yurt tuttuğumuz bu topraklar üzerinde tereddüt edenlerin sözünü keserler. Ecdadımız ne dediyse, hangi zorluklarla muhatap kaldıysa bugünlerde de aynısını yaşıyoruz. Akdeniz'deki gergin atmosfere bakın, Dağlık Karabağ sorununa odaklanın, Ermenistan emperyalizmin kurduğu devlettir. Büyümek için, büyümek sadece ve sadece kanser hücresinin özelliğidir. Ermenistan kanser hücresidir. Masumları öldüren Ermenistan, işgalci ülke Ermenistan. İki ülke arasındaki ateşkes çağrıları, masa kurma önerileri Dağlık Karabağ davasını kilitlemekten başka manaya gelmemektedir. Neyin ateşkesi, neyin görüşmesi. Konu bağımsızlık onurudur. Terörist Ermenistan, Dağlık Karabağ'dan çekilmeden silahları indirmek, ateşi dindirmek cinayetlerin meşrulaştırılmasıdır. Dağlık Karabağ Türk'tür. Zoru gören Ermenistan sivilleri vurarak insanlık suçu işlemiştir. Sonuçsuz görüşme turlarından oluşan uzun ve yorucu yıllar başlamış olacaktır. Dağlık Karabağ 1,5 asra dayanan bir sancıdır. Sovyetler döneminde Karabağ bölgesinin nüfusuyla oynanmış, Ermeniler lehine değişimler gözlemlenmiştir. BM Güvenlik Konseyi 1993 yılında 4 karar almıştır. Bu kararlarda Ermenistan'ın işgal ettiği toprakların boşaltılması kararı alınmıştır. Ermenistan bu karara uymamıştır. Azerbaycan'ın edilgen ve pasif bir şekilde tutularak çözümsüzlüğe boyun eğmesi zorlanmaktadır. Ermenilerin diplomasiyle, diyalogla, temasla Dağlık Karabağ'dan çekilmeleri boş bir hayaldir. Güç kullanarak vatan toprakları alınacaktır.
ERMENİSTAN'IN KAFASINA VURA VURA ALINMALI
Ermenistan sevdalısı Fransa, ABD ve Rusya arabulucu olarak öne çıkmıştır. Kuzu canavara teslim edilmiştir. Moskova'da kurulan masada çözümsüzlük hali ortaya çıkmıştır. Dağlık Karabağ'daki 72 saatlik ateşkeste mutabakata varılmıştır. Bu bizim için tavizdir. Ateşkesi ihlal eden Ermenistan olmuştur. Katille pazarlık kurşun olarak fatura edilmiştir. Azerbaycan'ın ateşkes kararına uyulduğunu açıklaması Ermenistan'ı cesaretlendirmektedir. Dağlık Karabağ masada değil, sahada Ermenistan'ın kafasına vura vura alınmalıdır. Dağlık Karabağ silah zoruyla Azerbaycan'a geçmelidir. Bugün Gence'yi Bakü'yü tehdit eden Ermenistan güçlenerek çıkarsa, gelecek Azerbaycan için çok zor olacaktır. Ermenistan işgal ettiği yerden ön şartsız çekilmelidir. Erivan'ın bir gece bedel ödeyeceği akıllarından çıkarmaması en makul davranıştır.
KIRGIZİSTAN'DA ALEVLENEN TOPLUMSAL İSTİKRARSIZLIK KAYGI VERİCİ
Kırgızistan'da alevlenen toplumsal istikrarsızlık manidar ve kaygı vericidir. Sokak eylemleri, seçimlerin iptali bölgesel huzur ve barış arayışlarını zedelemektedir. Orta Asya'da genişleyen kutuplaşma, adaletli seçim taleplerinden öte anlamlar içermektedir. Dağlık Karabağ'ı karanlığa iten, enerji jeopolitiğinde oyun kuranlar Kırgızistan'da devrededir. Renkli devrimler kuşağının fay hattında yaşananların taban bulması gizli bir amaçtır. Paşinyan'ı finanse edenlerle Orta Asya'yı kaosa sokmak isteyenler tanıdık, bildiktir. Bu süreçte Doğu Türkistan meselesinin tekrar gündeme getirilmesi tesadüf değildir. MHP, karanlık mahfillerde hazırlanıp servis edilen senaryoların kirli akıntısına kapılmayacaktır. CHP, Uygur Türkleri konusnda bize parmak sallayamaz. Onlar Moskova yolu gözlerken, bizler turan ülküsüyle Türklüğün muzaffer günlere ulaşması için fikir mücadelesi veriyoruz. CHP kim, Doğu Türkistanı savunmak kim.. Bir de serok Ahmet var ki bize soru sormuş... Be hey serok söylesem anlayamazsın, sussam gönül razı değil; satmak senin işindir, pazarlamak seninle anılır. Sen Doğu Türkistan'ın yerini bilmiyorken, milliyetçi-ülkücü hareketin kalbi burayla çarpıyordu. Aklının ermediği konularda yorum yapma. Zilletin ortakları hiç bilmedikleri Doğu Türkistan meselesini gündeme taşıyorlar. Bunların kulaklarına fısıldayan dış mihraklar görev başınadır.
CHP GENEL BAŞKANI'NIN SEÇİM İSTEDİĞİ SİPARİŞTİR, HEZEYANDIR
CHP Genel Başkanı'nın seçim istediği sipariştir, hezeyandır. Kaçış sendromu yaşayan Kılıçdaroğlu erken seçime karşı olduğunu söylüyordu. Kim aklına girdi, kimin dolduruşuna girdi. Sayın Kılıçdaroğlu, ülkemi ve milletimi canımdan aziz biliyorum. Senden ve zihniyetinden hiç hazzetmiyorum. seçime gidip ne yapacaksın, nereye ulaşacaksın, kimler ne vadetti. Osman Kavala'ya duyduğun sempatinin altında Sorosçuların desteğini mi almak. Biz sahibinin sesini merak ediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu sen kim Kapalı Maraş'a yabancısın, sana bakıp bakıp üzülüyorum. Hep çalışmadığın yerden sorularla karşılaşıyorsun. Söz gümüşse sükut altındır, sus da kazan. Her şeyin vakti var, beklemesini bil. Davetsiz gelen döşeksiz oturur. Seçim derdine düşme. Bizim görüşümüz açıktır, değişmemiştir. MHP, seçimlerin zamanında yapılmasından, 2023 yılı Haziran ayında yapılmasında kararlıdır. Erken seçim boşuna nefes israfıdır. 2023'te adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır.
KIBRIS TÜRK'TÜR, TÜRK KALACAKTIR
50 yıldır Kıbrıs sorunu konuşulmaktadır. Çözümsüzlüğe bel bağlayanın kim olduğu meydandır. Vatan toprağı vererek çözüm arayan değil, vatana sahip çıkan Rum oyunlarına aldanmayan milli bir cumhurbaşkanı vazgeçilmez bir mecburiyettir. Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır. Kıbrıs Türklüğü geleceğini tayin etmelidir."