ANALİZ - CHP İslam karşıtlarıyla aynı safta yer aldı! İslam karşılığına 'özgürlük' kılıfı... |Video

Türkiye karşıtlığında bir araya gelen bazı meslek örgütleri şimdi de İslam karşıtlığında buluştular. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde İslam'ın eşcinselliği lanetlediğini, zinanın ise en büyük haramlardan biri olduğunu hatırlatması üzerine önce Ankara Barosu düğmeye bastı, İslam'a karşı hakaretleri içeren bir basın açıklaması kaleme alındı. Onu Türk Tabipleri Birliği ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği'nin de aralarında olduğu meslek örgütleri takip etti. Bu örgütlere CHP'de destek verdi. Peki bunun arkasındaki gerçek neydi? İşte bu sorunun cevabı özel olarak hazırladığımız analiz haberimizde...


Yine haktan, hakikatten rahatsız oldular.
İdeolojik saplantıları gözlerini o kadar köreltti ki işi yüce dinimizi karalamaya, İslam hakikatlerini aşağılamaya kadar götürdüler.

Her şey Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın 24 Nisan'daki cuma hutbesinde verdiği mesajlar ile başladı.

Erbaş, hutbede İslam'ın eşcinselliği lanetlediğini, zinanın ise en büyük haramlardan biri olduğunu hatırlattı Müslümanlara.
Kendi görüşünü değil, dinin hükümlerini anlattı minberde...

"Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim."

İşte bu cümleler birilerini rahatsız etti.
Önce Ankara Barosu diline doladı cuma hutbesini.
İnsan hakları, eşitlik, demokrasi adı altında İslam dinine hakaret dolu bir basın açıklaması kaleme aldı baro yönetimi.

ASIL HEDEFLERİ İSLAM!

Açıklamada hedef Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gibi gözükse de asıl hedefin İslam olduğu apaçık ortadaydı.
"Sesi çağlar öncesinden gelen ses" ifadeleriyle de kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de yer alan ayetlere hadsizce dil uzatıldı.

''Hadsizler kervanı''na İzmir Barosu da katıldı.
Onlara göre ise Erbaş'ın İslam'ın hükümlerinden bahsetmesi nefret söylemiydi.
Kurulan cümleler üzücü, yaralayıcı ve tabiki kabul edilemezdi.

Ankara Barosu yönetiminin sapkın düşünceye bu denli sahip çıkıp İslamı hedef alması kimseyi şaşırtmamalı...
Çünkü Ankara Barosu, 2018 yılında ''LGBT hakları merkezi'' kurarak İslam'a aykırı düşüncenin zaten avukatlığına soyunmuştu.
Yani baro yönetiminin dini hükümleri içeren hutbeden rahatsız olması normaldi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da dediği gibi Ankara Barosunun İslamı hedef alan açıklaması
en hafif ifadeyle sorumsuzluktu tasvip edilmesi de mümkün değildi.

CHP İSLAM DİNİNE DİL UZATANLARA SAHİP ÇIKTI

Ancak; gelin görün ki cumhuriyeti kuran parti de o kervana katıldı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak cuma hutbesinde yer alan sözleri, yani İslam hükümlerini ''nefret dili'' olarak tanımladı. Tıpkı İzmir ve Ankara Barosu gibi...

Öztrak yaptığı skandal açıklamada; "Bu ülkede inanç sahiplerinin, inançlarını dile getirme hakkı vardır. Ancak bunu dile getirirken, birilerinin yaşam tarzı üzerinden nefret dilini kullanarak, düşman yaratarak bunu yapmamaları gerekiyor. Bu birilerini düşmanlaştırmak toplumu bölmektir" ifadelerini kullandı.

Aslında CHP'nin kutsal değerlerle kavgası yeni değil.
Çok da geriye gitmeden şöyle bir arşivlere bakıldığında partinin dini hassasiyetlerden maalesef ne kadar uzak olduğu ve samimiyet testinden çok kez sınıfta kaldığı rahatlıkla görülebilir. Seçim dönemlerinde bir anda dini hassasiyetleri kabaran CHP'nin, şimdilerde İslam dinini hedef alan çevrelere destek vermesi ikiyüzlü tutumunun ispatıdır.

Gerçek yüzünü gösterenlerden biri de Türk Tabipleri Birliği.
Birlik yönetimi, 27 Nisan'da ''ayrımcılık salgınla mücadeleye ve topluma zarar verir'' adı altında bir açıklama yaptı internet sitesinde...

Açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın, toplumun belirli kesimlerini hedef haline getirecek sözler sarf ettiği dile getirildi.
Erbaş'ın dinimizde eşcinsellikle ilgili yer alan hükümleri açıklamasının nefreti ve düşmanlığı çoğalttığı savunuldu.

İslam düşmanlığında birleşen bu çevreler Türkiye karşıtlığında da bir araya gelmişti geçmişte.
Örneğin Gezi olaylarında omuz omuzaydı hepsi. Şehirler ateşe verilirken, sokakların altı üstüne getirilip nefretin sloganlarda ortaklaştığı yıllarda da beraberlerdi. Mesela terör örgütüne yönelik sınır ötesi operasyonlara ''savaş bir halk sağlığı sorunudur'' diyerek karşı çıkan Türk Tabipleri Birliğinden başkası değildi.

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ'NE DSÖ'DEN TOKAT GİBİ YANIT

Diyaneti ayrımcılıkla suçlayan Türk Tabipleri Birliği, koronavirüs ile mücadeleyi başarılı bir şekilde yürüten Sağlık Bakanlığını da şeffaf olmamakla suçlamıştı. Bakanlığın ölümleri dünya sağlık örgütü kodlarına göre raporlamadığını bazı ölümlerin ''doğal ölüm'' olarak kayda geçirildiğini savunmuştu.

Peki gerçekten de böyle miydi?
Yani Türkiye veri paylaşımında şeffaf davranmıyor muydu?

Bu soruya Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüşen Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörünün söylediği "Veri paylaşımı konusunda ise özellikle mortalite verilerin elektronik platformda paylaşılması konusunda sizi takdir ediyorum. Emsalsiz bir uygulama sizi tebrik ediyorum." sözleri tokat gibi yanıt oldu.

Türk Tabipleri Birliğinin iddialarının gerçeği yansıtmadığı ortadaydı.
Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye'nin veri paylaşımı konusunda örnek olduğunu günler öncesinden açıklamıştı.
Hatta salgına karşı verilen mücadeleden övgü ile söz etmişti Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölge direktörü..

İşte tüm bu gerçeklere rağmen, Türk Tabipleri Birliği Sağlık Bakanlığını suçladı.
Sağlık çalışanlarının hayatlarını hiçe sayarak haftalardır verdikleri mücadeleyi görmezden geldi.

Yerli tanı kiti ile ilgili yaptıkları açıklama ile de gündeme gelmişti Türk Tabipleri Birliği.
Yerli tanı kiti geliştirmenin başarı olmadığını savunmuş önemsizleştirmeye çalışmıştı.

Sadece bu da değil.
Korona virüsün Türkiye'de görülmeye başladığı ilk günlerde Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sinan Adıyaman
belge ile değil duyumlar üzerine harekete ederek hasta sayıları ile ilgili gerçek olmayan rakamlar paylaşmıştı.

Türk Tabipleri Birliğinin ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği de girdi devreye.
Laiklik tartışmalarını yeniden körükleyecek cümlelere yer verilen basın açıklamasında Diyanet İşleri Başkanı gericilikle suçlandı.
Cuma hutbesine ''ayrımcı ve nefret söylemi '' adı verildi.


Taş üstüne taş koyan herkesin, her projenin, her fikrin karşısında oldu yıllarca.
Kanal İstanbul, Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü, Atatürk Kültür Merkezi ve millet bahçeleri bunlardan sadece bir kaçı.

Türkiye karşıtlığının yanına bir de İslam karşıtlığını ekleyen bu meslek örgütleri, üyelerinin hangi sorununa veya talebine kulak verdi.
Aidat toplamaktan, kongrelerde oy istemekten başka hangi gün bir mimarın, mühendisin, doktorun veya avukatın kapısını çaldılar.

Kuruldukları makam koltuklarından siyasete istikamet çizmeye kalktıkları yetmezmiş gibi bir de yüce dinimize karşı cephe almaları kabul edilebilir mi?

A HABER / ANALİZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.