ABD seçimleri sosyolojik olarak ne anlatıyor? Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat A Haber’de değerlendirdi
Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat açıklamaları şu şekilde:
Amerika'daki seçimleri şu an için, olayların sıcağında her ne kadar aritmetik bir mesele gibiymiş gibi incelesek de bunun derin bir sosyoloji temeli olduğu, Amerika'da ne olup bittiğinin ve bu seçimin sonuçlarının ciddi bir sosyolojik analizinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Şu an için sayılar gösteriyor ki; oy sayımı devam ediyor ve oy sayımı devam ettiği sürece bu gerginlik yaşanacak. Pensilvanya'da özellikle çarşı karışabilir demiştik. Çünkü Pensilvanya'da oy verme işleminin başlangıç tarihi, oy sayım işleminin tarihi bunların hepsi aslında felakete davetti ve netice olarak şu an için bunlar oldu.
''İHMAL EDİLDİĞİNİ HİSSEDEN BİR BEYAZ SINIF VARMIŞ''
Seçimi bu noktadan sonra kimin kazandığından bağımsız olarak bir şeyler gördük. Neler gördük; 1- Amerikan sosyolojisindeki derin ayrışmayı gördük, ABD diye adlandırdığımız ülkenin yavaş yavaş Amerika'nın ayrışık cemaatleri haline geldiğini gördük. Ülkedeki son 6 ayda yaşanan önce pandemi sonra 80 sene yaşanmamış bir ekonomik krizin yaşanması, 50-60 senedir yaşanmamış ırk olaylarının yaşanması Amerikan sosyolojisinde var olan tüm fay hatlarını bir şekilde harekete geçirmiş. Özellikle Floyd olaylarından sonra herkes sandı ki liberaller, sola daha yakın isimler, siyahi hareketlendi ve sandık mobilizasyonu ve sandık seferberliği başladı ama öyle değilmiş Trump'ın çok üzerinde durduğu ve yaklaşık 3 ayda her iki günde bir tweet atarak hatırlattığı sessiz çoğunluğun sesi kavramı hala önemli bir kavrammış. Hala o sessiz çoğunluk varmış, hala 'sessiz çoğunluk' diye bahsedilen, bazen siyasi doğruculuk, bazen de mahalle baskısıyla sümen altı edilen kavramın karşılığında ABD'de unutulmuş, biraz kendi kaderine terk edilmiş ve ihmal edildiğini hisseden bir beyaz sınıf varmış.