Türkiye ile İngiltere arasında tarihi anlaşma! İngiliz ekonomist A Haber'e anlaşmanın detaylarını anlattı
İngiltere, Avrupa Birliği ile vardığı ticaret anlaşmasının ardından ilk anlaşmasını Türkiye ile yapıyor. Peki hem Londra hem de Ankara için bu anlaşma nasıl bir öneme sahip? Bundan sonra Avrupa Birliği'ni neler bekliyor? İngiliz ekonomist Hamish Mcrae bundan sonra yaşanan süreçle ilgili A Haber'e ço özel açıklamalarda bulundu.
- Giriş Tarihi: 29.12.2020 | 15:12
- Güncelleme Tarihi: 29.12.2020 | 15:20
İngiliz ekonomist Hamish Mcrae A Haber'e özel açıklamalarda bulundu. Dış Haberler Editörü Eda Ulusoy'un özel röportajı...
Soru: İngiltere ve Avrupa Birliği arasındaki Brexit kördüğümü sonunda çözüldü. Taraflar, anlaşmaya vardı. Peki bundan sonra neler olacak? İngiltere şimdiden 62 ülkeyle ticaret anlaşması imzaladı. Avrupa Birliği ile varılan anlaşmadan sonraki ilk serbest ticaret anlaşması ise Türkiye ile imzalanıyor. Tüm merak edilenleri İngiliz ekonomi yazarı Hamish Mcrae ile konuştuk.
Peki bu anlaşma Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki anlaşma nasıl bir öneme sahip?
Mcrae: İlk olarak bu anlaşma, iki ülke arasında yaklaşık 18 milyar sterlini bulan ticaretin yapılmasını sağlayacak. Birleşik Krallık'ın Türkiye için ikinci büyük Avrupa pazarı olduğunun farkındayım. Türkiye de Birleşik Krallık'ın 5. büyük pazarı. Bu oldukça büyük ve önemli. Bu anlaşmanın amacı en basit haliyle, bu haftaya kadar Avrupa Birliği'nden ayrılıp tamamen bağımsız olmadan önce yaptığımız şeyi tekrarlamak. İkincisi ve gerçekten ilginç olan kısmı, anlaşmanın İngiltere ve Türkiye arasında daha sağlam ve dayanıklı bir ilişkiye temel olacak olması. Yani bu geleceği üzerine inşa edebileceğimiz bir anlaşma.
Soru: Türkiye ile olduğu gibi Birleşik Krallık'ın anlaşma imzaladığı 62 ülke daha var. Bu anlaşmalar, Birleşik Krallık'ın ekonomisi için neleri değiştirecek?
Macrae: Şimdiden imzaladığımız anlaşmalar, tıpkı Türkiye ile olduğu gibi halihazırda zaten ticaret yaptığımız ülkelerle yapıldı. İlk olarak, bunlar aslında daha önce sahip olduğumuz anlaşmaların birer kopyası. Çünkü daha önce bunları Avrupa Birliği ile yapmak zorundaydık. Burada ilginç olan şey, bu anlaşmaların aslında daha büyük bir şeyin parçası olması. Örneğin gelecekte Birleşik Krallık, trans-pasifik ortaklığına katılabilir. Bence şu anda yapılan anlaşmaların önemi, halihazırda var olan ilişkileri koruyor olması. Bu da önümüzdeki günlerde, daha aktif bir ticaret politikası izlememizi sağlayacak.
Soru: Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık'ın anlaşmaya vardı. Şimdi en çok şu merak ediliyor. Bu anlaşmanın kazananı kim oldu? Siz ne dersiniz?
"İNGİLİZ BASINI "BİZ KAZANDIK" DİYOR"
Mcrae: Kaçınılmaz bir şekilde devam eden bir tartışma var: Kim kazandı? Buna verilecek basit bir cevap var. İki taraf da kazandı. İngiliz perspektifinden bakacak olursak, bu oldukça harika nitelikte bir anlaşma. Gerçekçi bir şekilde beklediğimiz kadar iyi bir anlaşma. Büyük kazanç, gümrük vergisi olmadan serbest ticaret yapılabilecek olması. Bu her iki taraf için de düzgün bir anlaşma. Soru şu, gelecekte her iki taraf da bununla ne yapacak? Avrupa'nın perspektifinden bakarsak, Birleşik Krallık'a ve pazarına olan bazı erişimlerini kaybedecekler. Birleşik Krallık da, anlaşmada olmayan ve Avrupa'dan aldığı bazı hizmetleri kaybedecek. Yani bir ayrım var. İngiliz basını "biz kazandık" diyor. Bu her iki taraf için de iyi bir anlaşma.
Soru: Avrupa Birliği'nin durumuna baktığımızda ciddi bir kaos görüyoruz. bir yanda koronavirüs salgını diğer yanda birlik içerisindeki anlaşmazlıklar ve liderlik yarışı... Sizce bundan sonra Avrupa'yı özellikle ekonomik anlamda nasıl bir dönem bekliyor?
"AVRUPA'DA TANSİYON YÜKSEK"
Macrae: Bence Avrupa, ne olursa olsun, içinde bulunduğu zorluklardan çıkabilmek için sert zamanlardan geçecek. Destek paketi ile ilgili büyük tartışmalar var. Büyük bir destek paketi ama bu yılın üstesinden gelmeye yetmiyor. Avrupa'da tansiyon yüksek. Her türden seyahat kısıtlaması var. Yani Avrupa için zor bir yıl olacak. Zor olmasının bir nedeni daha var. Avrupa'nın Kovid-19 aşı süreci oldukça yavaştı. Aşılamaya İngiltere'den ve ABD'den sonra başladılar. Bir anlamda, Birleşik Krallık için Avrupa'dan ayrılmak bazı şeyleri kolaylaştırıyor. Avrupa ise gayri safii yurt içi hasılasının yüzde 17'sini kaybediyor. Ekonomik açıdan baktığımızda şüphesiz negatif bir durumda ve zaten zor olan durumu daha da kötüleştiriyor.