Son dakika haberi... Özel bankaların koronavirüs fırsatçılığı! Kredi musluklarını neden kapattılar? Uzman isimler canlı yayında değerlendirdi |Video
Son dakika haberi... Kamu bankaları koronavirüsle mücadele ettiğimiz bu zor günlerde kredilerle vatandaşa tam destek olurken özel bankalar kredi musluklarını kapattı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir süredir konu ile ilgili açıklamalarda bulunup özel bankalara ellerini taşın altına koymaları konusunda seslenmişti. Konu ile ilgili son gelişmeler ne? Özel bankalarle ilgili vatandaştan gelen şikayetler neler? Özel bankalar neden bu dönemde fırsatçılık yapıp iyi kazandıkları halde vatandaşa yardım etmiyor? Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör ve Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem konu ile ilgili A Haber canlı yayınında önemli değerlendirmelerde bulundu.
- Giriş Tarihi: 16.04.2020 | 16:59
- Güncelleme Tarihi: 16.04.2020 | 18:33
Son dakika haberi... Kamu bankaları koronavirüsle mücadele ettiğimiz bu zor günlerde kredilerle vatandaşa tam destek olurken özel bankalar kredi musluklarını kapattı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir süredir konu ile ilgili açıklamalarda bulunup özel bankalara ellerini taşın altına koymaları konusunda seslenmişti. Konu ile ilgili son gelişmeler ne? Özel bankala ilgili vatandaştan gelen şikayetler neler? Özel bankalar neden bu dönemde fırsatçılık yapıp iyi kazandıkları halde vatandaşa yardım etmiyor? Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör ve Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem konu ile ilgili A Haber canlı yayınında önemli değerlendirmelerde bulundu.
KRİTERLERE UYMAKLA KALMAYIP DÜŞÜRÜYORLAR
Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün konuşmasından satır başları;
Bugün BDDK'da son veriler açıklandı. 3-10 Nisan haftasını kapsıyor. Yine kamu bankalarında burada bir hafta içerisinde 19 milyarlık bir artış var özel bankalarda yine azalmış kredi verme potansiyelleri. Şimdi ben bir gün öncesinde yazdığım yazıda bu hesaplamayı yaparak 800 milyar liralık bir potansiyel olduğunu söylemiştim. Hem mevduat hem de öz sermaye üzerinden bankalar kredi veriyor. Mevduat tarafına baktığımızda da TL'ye kredileri mesela kamu bankalarında yüzde 140'lara ulaşmış durumda özel bankalar ve yabancı bankalarda bu oran yine daha düşük. Öz sermaye olarak ya da öz sermayelerin bir çarpanıyla kredi verebiliyorlar. Buna bakınca öz sermayelerin rakamına bakıyorsunuz bunu çıkarıyorsunuz normalde Türk bankacılık sektörü öz sermayelerinin 7.4 katına kadar kredi kullandırabilirler reel sektöre ya da bireylere vatandaşa. Fakat özel bankalar buna hiçbir kritere uymadığı gibi bırakın onu kredileri de bu zor dönemde aslında düşürüyorlar.
KREDİLERİ TAMAMEN KISTILAR
Ekonomik istikrar kalkınma paketi ilk açıklandığı zaman bütün özel bankalar Türkiye Bankalar Birliği'nin açıkladığı protokole kredi protokolüne girdiklerini açıkladıkları. Daha sonra da bunun reklamlarını yaptılar. Hepsi işte çek ödeme kredisi, işe devam kredisi ve diğer bütün desteklerde olacaklarını söylediler. 3 aylık ödemelerini yapacaklarını, kredileri öteleyeceklerini söylediler. İlk başta özel bankalar kredi faizlerini ,normalde kamu bankaları da ötelemeyi yapıyor belli bir faiz olanı alıyor, ama özel bankalarla ilgili ilk başta şöyle şikayetler gelmeye başladı. Temerrüt faizi uyguluyorlar ya da alacakları faizi 3 aylık dönemin sonunda tamamını tahsil etmeye çalışıyorlar. Zaten baştan o pakete katılanların bütün o özel bankalar bu süreç içerisinde biraz sınıfta kalmıştı. Ama son rakamlar da bırakın kredi ötelemelerini kredilerin tamamen kıstıklarını gösteriyor.
NEDEN YAPMIYORLAR?
Aslında şimdi bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik oranlarına bakıyorsunuz. Yüzde 17.7 bu uluslararası standartların da çok çok üzerinde. Bunlar ihtiyatlı rakamlara göre BDDK'nın rakamlarına göre yüzde 12 gibi bir sınır belirlemişti. Hala bizim Türk bankaları bunu çok çok üzerinde. Bu kredilerin hepsinde kredi garanti fonunun bir kefaleti söz konusu. O Protokolleri de imzaladılar. Dolayısıyla 'anlamakta güçlük çekiyoruz' derler ya aynen o durumda özel bankaların durumu.
BU ÖZGÜVENİN SEBEBİ NE?
Kimsenin müşteri kaybedip de sektörün zora girmesi hiçbirimizin işine gelmez önce onun altını bir çizelim. Fakat şimdi hep şöyle bir söz vardır: "Yağmurda hava değil bankalar güneşli havada da sen müşterinin şemsiyesini tutacaksın. Yağmurlu hava başladığı zaman hemen şemsiyeyi elinden çekmeye çalışmayacaksın" diye hep bankacılık sektörüyle ilgili söylenen bu söz vardır. Reel sektör ve yahutta vatandaş sonuçta götürüyorsunuz banka da sizin mevduatınızı gidiyor reel sektöre ya da bana kredi olarak veriyor. Şimdi siz o bankada imtina edeceksiniz. Yani parayı satıyor sonuçta. Bankacılık sektörünün işi bu. Böyle bir havada krediyi vermeyip daha sonra gelip ben mevduat toplamaya çalışırsa insanlarda bir soru işareti bundan sonraki süreçte olabilir.
NEDEN KORKUYORLAR?
Ben neden korktuklarının tekrar altını çizmek istiyorum. Bu kredilerin geri dönmesiyle ilgili belki bir problem olabilir mi diye endişe taşıyor olabilirler. Bu kadar sıkı davranmalarını sebebi o mudur diye birkaç gündür düşünüyorum. Kredi Garanti Fonu diye devletin kurduğu bir mekanizma var. Yani bu kredilerin birçoğunda zaten kefalet var. Yani bir şirket siz bir KOBİ'siniz yarın öbür gün bu şirket ne olur bir şey olur mu? O zaman bu işi hiç risk almadan bu işi yapamazsınız ki. O zaman hiç kimsenin hiç kimseye kredi vermemesi lazım her an her şey olabilir diye. Dolayısıyla buradaki sebebi bu kadar imtina etmelerinin temkinli davranmalarını gerçekten çok anlayamıyoruz. Hem devletin yaptığı Hazine Bakanlığı'nın yaptığı bankalarla ilgili çok rahatlatıcı BDDK'nın adımları var Merkez Bankası'nın biliyorsunuz en son yaptığı adımlar var. Dolayısıyla böyle bir çerçevede özel bankaların hala elini taşın altına koymuyor olmalarının sebebini biz de merak ediyoruz.
ÖYLE ŞEYLER DUYUYORUZ Kİ...
Birisi çıkıp açıklasa "Şundan dolayı biz kredi vermiyoruz kıstık". Şimdi gidiyorsunuz vermiyorum da demiyorlar hatta size şöyle söyleyeyim bazı örnekler var. Biz burada gazetede şirketlerin görüşlerini alıyoruz sıkıntıları varsa bunları dile getiriyoruz. Gazete sayfasına koyuyoruz. Sonrasında öyle şeyler duyuyoruz ki. Bizim gazetede çıkan bizim görüş aldığımız adamı arayıp özel bankanın sen nasıl bizi böyle karalarsın dediği hadiseler bile yaşanıyor. Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Hem dedikleri sözlerinin yani bu güne kadar bu Covid salgını başladığından bu yana hiçbir söz hiçbir dedikleri yerine getirilmedi. Sadece bu durumda PR'larını yapmış oldular.
BU İNSANLAR TARAFINDAN YAŞADILAR ŞİMDİ KAPI DUVAR
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem'in konuşmasından satır başları;
"Öyle şeyler var ki sektör temsilcileri bunları dinleseler utanırlar. Bu güne kadar bu insanların peşlerinden koşmuşlar, mevduatlarını toplamışlar bu insanlar üzerinden para kazanmışlar faiz geliri elde etmişler ücret geliri elde etmişler bu insanlar sayesinde yaşamış bu bankalar. Şimdi bu insanların bu bankaya ihtiyacı oldukları noktada nedense kapı duvar. Biz hep en çok kar eden sektör diye bankacılığı anlatırdık. Faiz dışı gelirlerine baksanız personel giderlerinin neredeyse iki katı. Bir ironi yaparsanız personel maaşını bile biz ödüyoruz yani o noktadalar ama şimdi kapı duvar.
VATANDAŞTAN ŞİKAYET YAĞIYOR
Vatandaştan gelen şikayetler çok fazla. Kredi erteleme ile ilgili şikayetler geliyor.
*Bir arkadaşımız 15 bin lira kredi çekmiş. Bunun hesabına 13 bin lira yatırmışlar. Demiş ki bu 2 bin lira nedir? Demişler ki 2 bin lira sizin için hayat sigortasına çektik.
*Bir arkadaşımız 40 bin liralık borcu için yapılandırmaya gidiyor bundan 7 bin lira faiz istiyorlar. 3 ay sonra bu faizi bir de peşin alıyorlar. Kamu bankaları da küçük faizlerle yapıyor ama bunlar Temmuz ayında bu 7 bin lirayı peşin istemişler.
*Bir arkadaşımızla konuşmuştum. 20 yıldır bir özel bankayla çalışıyorum diyor. Ben onlara hep kazandırdım. Hiçbir sorunum yok gittim. Şu anda işlerim zor durumda kredimi erteleyin dedim bu özel banka ona demiş ki iki tane taksiti bize faiz olarak vereceksin ondan sonra öteleriz. Daha neler neler var. Kredi taksitinin günü gelmeden insanları arayıp bakın sizi avukata veririz bunu ödeyin diyen bankalar var.
3 ÖZEL BANKA ÖNE ÇIKIYOR
Ağırlıklı olarak bana gelen şikayetlerde 3 özel banka öne çıkıyor. 5-6 bankanın ismi geçti ama 3 özel banka çok öne çıktı. Bugün gazetede de onların sermaye yapılarıyla kim olduklarını az çok yazmaya çalıştım. Yani bundan sonra bu kazandığınız insanlara yaklaşmak zorundalar. Bu ülkede para kazanıyorlar. Yarın bu işler bittiği zaman bu şirketlere bu insanlara yine muhtaç olacaksınız
DOSTUMUZU DÜŞMANIMIZI TANIMIŞ OLDUK
Bunlar önce duyurdular. Biz şunu yapacağız, bunu yapacağız, şöyle erteleyeceğiz reklamlarını yaptılar biz de alkışladık bu birlik beraberliğin içinde yer alacaklar diye. Ama hepsi kenara çıktı. Ben şunu söyleyeceğim elbette korkuyorlardır sonrasını düşünerek yapılan 3 aylık erteleme için hayat sigortası yapıyorlarsa. Herhalde şey diye düşünüyor: Müşterime virüs bulaşacak herhalde ödeyemeyecek diye mi düşünüyor bilemiyorum. Ama ben şunu söylüyorum. Müşteri kaybetme noktasını bilemiyorum ama biz tüketici olarak artık dostumuzu düşmanımızı burada tanımış olduk. Tüketicinin bir gücü var. Sadece bankacılık anlamında söylemiyorum. Bakın marketlerde işte bazı ürünleri biliyorsunuz fahiş fiyata çıkartmışlardı insanlar almayınca ya o ürünü satmaktan vazgeçtiler ya da fiyatını indirdiler. Dolayısıyla tüketicinin bir gücü var. Bu süreçte herkes dostunu düşmanını öğrendi diyorum. Tüketicinin bu gücünü de gösterecek diye düşünüyorum. Bu mesele herhalde kıyamete kadar sürmeyecek. Yarın bir gün normale döndüğümüzde bu insanların yine peşine düşecekler.