Londra 3. kez Türk ekonomisini hedef aldı! Saldırıların hedefindeki isim Berat Albayrak |Video
Türkiye ekonomisi bir kez daha tarihi bir virajdan geçiyor. Londra merkezli bazı finans kuruluşları ekonominin tüm kurallarını zorlayarak Türk ekonomisi üzerindeki emellerini hayata geçirmek için saldırıyor. Bu saldırıya karşı verilen mücadelenin başında ise Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak var. İlki 2018'de ikincisi 2019'da yapılan ekonomik saldırılar karşısında Türkiye'nin güçlü ekonomisine fazla direnemeyen odaklar 3. denemesinde de beklenmedik hamleler karşısında istediği darbeyi vuramıyor. İşte Londra ile İstanbul arasında yaşanan ekonomik bilek güreşinin perde arkasında yaşananlar...
- Giriş Tarihi: 10.05.2020 | 12:15
- Güncelleme Tarihi: 10.05.2020 | 12:44
Kur tetikçileri yine sahneye çıktı.
Londra merkezli bazı finans kuruluşları Türk lirasının değerini düşürmek için manipülatif saldırılarla Türk ekonomisini 3. kez hedef alıyordu.
Türkiye, tüm dünyanın birlik olarak sınırlarında kurmaya çalıştığı terör devletine karşı tarihi bir mücadele başlatmıştı. 2013'ten bu güne kendisine biçilen gömleği kabul etmediği gibi 100 yıllık bir planı da bozuyordu. İşte burada Türkiye'yi dize getirmeye çalışacakları son cephe ekonomi olacaktı.
TÜRKİYE'YE YÖNELİK SALDIRI NASIL PÜSKÜRTÜLDÜ?
Faaliyet merkezi Londra olan finansal kuruluşlar, ellerinde olmayan TL ile hızlı bir şekilde ve yüksek miktarda döviz almaya kalktı.
Ancak ellerinde Türk Lirası olmayınca temerrüde düştüler. Böylelikle Türkiye'ye yönelik 3. ekonomik saldırı da püskürtülmüş oldu.
LONDRA'NIN OYUNU İSTANBUL'DAN GERİ DÖNDÜ
Türk ekonomisine yönelik açıktan yürütülen bu saldırıların ilki Ağustos 2018'de yaşandı. Rahip Brunson, bahanesi ile Türkiye ekonomisinin doğrudan hedef alındığı dönemde, Londra'da bir cuma gecesi mesai saati dışında Asya piyasaları üzerinden alışkın olunmayan bir saldırı yaşandı. Kur için 8 liraya tırmanış opsiyonlu açığa satışlarla hedeflenmişti. Londra'nın verdiği mesaj netti: "Benim elimde sende olandan daha fazla TL var. Başa çıkamazsın" Londra'nın Türk Lirasına saldırımasını engellemek için swap adımları devreye alındı.
7,20'lerde önü kesilen dolar zamanla 5,70'lere kadar geriledi.
Yani Londra'nın oyunu İstanbul'dan geri döndü. Ancak ellerindeki TL bolluğu sebebiyle saldırı başarısız olsa da faillerini fazla etkilemedi.
MART 2019 SEÇİMLERİNDE SALDIRDILAR
İlk saldırıda umdukları darbeyi Türk ekonomisine indirmeyi başaramayan Londra merkezli finans kuruluşları, ikinci adımı 2019 Mart ayında attı. Bu kez hedef ekonomi üzerinden seçimleri manipule etmekti.
Ancak Londra'nın gözardı ettiği bir durum vardı, yeni ekonomi programı ile ekonomideki toparlanma taraflı tarafsız herkesten pozitif eleştiri alırken,
Türk Lirasının değerinin ve faizinin İstanbul'da belirlenmesi için gerekli adımlar da atılmaya devam etmekteydi ve bu adımlar TL varlığı konusunda İstanbul'un elini daha da güçlendirmişti.
2019 Mart seçimlerine günler kala dünyaca ünlü bir yatırım bankası olan JP Morgan tarafından TL'nin değeri üzerinde tamamen spekülasyona dayalı bir rapor yayınlandı. Yapılan suçtu. amaç ise 4 günlük süreçte kuru yeniden 8'lere çıkararak, Türk Lirasının değerini neredeyse sıfırlayıp seçim sabahı ülkeyi kaosa sürüklemekti.
LONDRA'DAİ TETİKÇİLER İKİNCİ KEZ ŞOKA UĞRADI
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak koordinesindeki ekonomi yönetimi Londra'yı bir kez daha şaşırtmayı başarmıştı. 2. swap hamlesi ile Londra tamamen neye uğradığını şaşırmıştı. Açığa sattıkları ama yerine koyamadıkları TL için tarihi faizler ödemek zorunda kalmışlar, Türkiye üzerinden elde edecekleri belki bir yıllık karı bir gecede faiz olarak ödemişlerdi. Yani her zaman Türkiye'ye ödettikleri faizi bu kez onlar Türk Lirası bulabilmek için ödemişlerdi.
İki büyük saldırıyı geri püskürten ekonomi yönetimi, 2019'u tarihinde ilk defa cariş fala vererek kapatıyordu.. Yani artık gelirlerimiz giderlerimizden fazlaydı ve rekor açıkları finanse etmek için dövize ihtiyacımız yoktu. Bu daha az borçlanma ve daha az faiz ödeme anlamına geliyordu.
TÜRKİYE'DE İLK DEFA...
Türk ekonomisinin hızlı yükselişi ve artan gücü ile yakalanan ivme "değişim" idealine güveni de artırdı. Bakan Slbayrak, yanındaki kamu bankaları, gelir idaresi ve ilgili bürokratlardan kurulu ekibi ile Anadolu'yu il il geziyor, KOBİ'lerle, sanayicilerle bir araya geliyor, doğrudan sorunlarını dinliyor ve çözümleri anında hayata geçiriyordu. Türkiye'de ilk defa Hazine'den sorumlu Bakan reel sektörün ayağına gidiyordu.
Her buluşmada ardı ardına verilen yeni müjdeler adeta Türk ekonomisi üzerinde hükümranlık kurmak isteyen odaklara karşı birer uyarı niteliği taşıyordu. Öyle ki 24'lere çıkan politika faizi 4-5 ayda 10 puandan fazla düşmüştü. Albayrak, göreve geldiğinde yüzde 30-40 aralığına kadar çıkan piyasa faizleri tek hanelere, yüzde 7-8'lere kadar gerilemişti. Faizlerdeki bu düşüş, üretimi yeniden canlandırıyor, ekonomik güven ve üretim kapasitesi her geçen gün artıyordu.
Süreç ekonomi yönetiminin ön gördüğü şekilde ilerlerken dünyayı etkisi altına alan Covid-19'un ekonomik etkileri karşımıza çıktı.
Tıpkı sağlıkta olduğu gibi, ekonomide de Türkiye süreci çok iyi yönetiyordu. Tüm dünyada ticaret yavaşlamaya, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları yaşanmaya başladı.
DEDİKODULAR ORTAYA ATTILAR
Salgını Türkiye'ye karşı fırsata çevirmek isteyen Londra, küresel ticaretin yeni ve güçlü aktörüne önce spekülasyon ve algı operasyonları ile vatandaşta salgın paniği ile birlikte bir de ekonomik panik oluşturmak için "rezerv eridi" dedikodularını ortaya atmaya başladı. Hem de ekonomi yönetiminin en yetkili ağzı Bakan Albayrak'ın "rezervler fazlası ile yeterli. en ufak borç çevirme riski yok" açıklamasına rağmen...
Swap kanalları kapanan Londra, Türkiye'ye saldırmak için TL cephanesine ihtiyaç duyuyor, bunun için yüksek faizle Türkiye'de mevduatlardaki
TL'yi Londra'ya taşımaya çalıştı. Olası döviz ihtiyacını fırsata çevirip yüksek faiz ve yüksek enflasyon ile Türkiyeyi dar boğaza sokmak için atılan bir adımdı bu... Ama 3. girişim de Bakan Berat Albayrak tarafından karşılıksız bırakılmadı. Devlet tüm imkanlarıyla, tarihinin en geniş kapsamlı desteklerini vatandaşa, esnaf ve sanatkara, şirketlere sunarken, Londra yine harekete geçti. Ellerindeki tüm enstrümanları kullanarak, bakanlık görevine geldiği ilk günden bu yana çeşitli iftira ve asılsız suçlamalarla Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı hedef aldı..
Ama Türkiye, dünya ekonomisinin çöküşe geçtiği salgın günlerinde bile vatandaş gelirini, sanayici, esnaf, çalışan işini kaybetmesin diyerek
en düşük maliyetlerle destek veriyor...
Bu süreçte Londra ise saldırılarından geri durmuyor, piyasalara sunulan 200 milyar TL'yi Londra'ya çekmek için Türk Lirasına Londra'da yüzde 25'lerde faiz veriyor... Yabancı firmalara kredi çektirerek Londra'da hesap açtırıyor, içerdeki işbirlikçileri ile TL mevduatları Londra'ya taşımak için türlü kurnazlık yapıyorlar.
Türkiye bu saldırıdan da Başkan Erdoğan liderliğindeki 18 yıllık tarihi sıçrama, Hazine ve Bakanı Berat Albayrak'ın kontrolündeki güçlü ekonomi yönetimi sayesinde kurtulacak... Eğer para baronlarına karşı bu mücadele şimdi verilmezse Türkiye "Bağımsız ve milli" bir ekonomiye sahip olamaz.