ANALİZ Merkez Bankası'nın rezerv gerçeği!
Enflasyonun tek hanelere, faizin ise tarihin en düşük seviyelere indiği 2013 yılında harekete geçen ve her fırsatta Türkiyeyi köşeye sıkıştırmaya çalışan malum çevreler yeniden algı operasyonuna başladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisitemiyle birlikte tam bağımsız ekonomi modelini hayata geçirmeye Türkiye, şimdilerde bazı çevrelerin hedefi haline geldi.
Peki, küresel pandemi krizinden bile aldığı tedbirlerle Türkiye'yi pozitif ayrıştırmayı başaran eknomi yönetimi neden hedefte?
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin "buhar" olduğuna dair iddialar birtakım çevreler tarafından bilinçli bir şekilde yayılmaya çalışılıyor.
Fakat gerçek ne? Gerçekten Merkez Bankası'nın rezervleri buhar mı oldu?
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerindeki kaybın 70, 80, hatta 100 milyar dolar olduğu söylentisi nereden çıkıyor?
Merkez Bankası'nın döviz rezervleri 2000-2001 döneminde 20-25 milyar dolar düzeyindeydi.
Rezervler ilk kez 50 milyar dolar çıtasını 2005 sonunda, 100 milyar dolar çıtasını ise 2012 yılı ortasında geçebildi.
Kasım 2013'te 135 milyar dolara yaklaşarak, en yüksek rakamı gördü.
Aslında rakamlar her şeyi gösteriyor, tüm dünyanın pandeminin etkisiyle krize girdiği ve sert önlemler aldığı bu dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası hangi adımları attı?
Ekonomi yönetiminin pandemi döneminde attığı adımlar ekonomik verilerde de kendisini gösterdi.
Pandemiyle başlayan sıkıntıları alınan tedbirlerle bir bir aşan Türkiye, en büyük ekonomilerde küçülmeler yaşanırken, 2020 yılını pozitif büyümeyle kapatmaya hazırlanıyor.
FED'in, Avrupa merkez bankasının devasa oranlarda attığı genişleme adımlarıyla bastıkları paraları kimse sorgulamazken,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın rezervlerini ekonomisini ayakta tutmak için harcaması neden birilerini rahatsız etti?
Merkez Bankası bu süreçte elindeki döviz likiditesini etkin bir şekilde kullanmış ve ülkenin derin bir ekonomik krize girmesini engelledi.
Bu algı operasyonunu içeriden ve dışarıdan yürütmeye çalışanları ve niyetlerini biz çok iyi biliyoruz.
Türkiye ekonomisi gösterdiği performans ile son 8 yılda yapılan operasyonları nasıl boşa çıkardıysa bu operasyonu da boşa çıkaracak güce sahiptir.