Spor yazarlarından çarpıcı Fenerbahçe yorumu: Hem Mourinho hem Ali Koç'un başı dertte
Trendyol Süper Lig'in 18. haftasında Fenerbahçe, Atakaş Hatayspor'u Kadıköy'de 2-1 mağlup etti. İkinci yarıda fırsatları değerlendiremeyen Fenerbahçe, 90+6'da kaçan penaltıya rağmen sahadan galibiyetle ayrıldı. Bu sonuçla puanını 39'a çıkaran Fenerbahçe, lider Galatasaray ile arasındaki farkı 8'e indirdi. Spor yazarları sarı lacivertlilerin galibiyetini değerlendirirken tribünlerden yükselen istifa seslerini de yorumladı. İşte detaylar...
Trendyol Süper Lig'in 18. haftasında ağırladığı Atakaş Hatayspor'u 2-1 yenen Fenerbahçe, zirve yarışında hata yapmadı.
KADIKÖY TRİBÜNLERİNDE TEPKİ
Ülker Stadı'ndaki karşılaşmaya etkili başlayan Fenerbahçe, 17. dakikada Youssef En-Nesyri ile öne geçti. Golün ardından rakip kalede fazla etkili olamayan sarı-lacivertliler, 33. dakikada Bilal Boutobba'nın golüyle şok yaşadı. Golün ardından tribünlerin tepkisiyle karşılaşan sarı-lacivertliler, ilk yarının son bölümünde rakip kalede kurduğu baskı sonucunda 45+5. dakikada yine Youssef En-Nesyri ile golü buldu ve soyunma odasına 2-1 üstün gitti.
PUAN FARKI 8'E DÜŞTÜ
Maçın ikinci yarısında net pozisyonlar bulmasına karşın değerlendiremeyen Fenerbahçe, 90+6. dakikada penaltı atışından da yararlanamadı ve sahadan 2-1 galibiyetle ayrıldı.
Bu sonuçla puanını 39'a yükselten Fenerbahçe, Galatasaray ile arasındaki puan farkını 8'e düşürdü.
Sarı lacivertliler evinde galibiyete uzanırken spor yazarları Fenerbahçe'nin galibiyetini yorumladı.
ÖMER ÜRÜNDÜL-EN-NESYRI'Yİ GÖNDERMEK BÜYÜK HATA OLUR
Fenerbahçe'nin futbolunu olumlu yönde geliştiremediği dün gece bir kere daha görüldü. Ligin en zayıf iki takımından biri olan rakibi karşısında 90 dakikanın sonuna kadar maçı skor açısından garantiye alamayarak 3 puanı kazandılar. Ben bekliyordum ki Mourinho arada takımın fizik yönden yetersiz olduğunu ve diri oyunculara ihtiyaç olduğunu düşünür diye. Dünkü ilk 11'e bakıyorum, çift santrfor, solda fizik açıdan 45 dakikalık gücü olan Kostic, sağda başlayıp sonra on numara pozisyonuna geçen, yürüyerek oynayan, zayıf rakip karşısında tek çalım atamayan Tadic. Orta sahaya bakıyorum Amrabat'ın her geçen gün gücü düşüyor. Fred bu maçta dahi sadece bir kere pozisyona girebildi. Osayi de geliyor geliyor bitiremiyor. İlk yarıda hücumda sadece sol tarafta Kostic'in etkili ortalarını gördük. Sağ taraf çalışmadı, orta sahadan ofansif destek gelmedi. 90 dakikanın en başarılı 2 ismi var. En-Nesyri ve 38'ine gelmiş karakterli profesyonel Dzeko… Zaten taraftar da onun hakkını verdi. F.Bahçe'nin girdiği gol pozisyonlarının hepsinde En-Nesyri var. 2 gol attı, bir net pozisyonu kötü kullandı, bir kere direğe takıldı, 3 kere de gecenin başarılı ismi Erce'yi geçemedi. Kaçan penaltının da asistini yaptı. Eğer yönetim, En-Nesyri'yi bırakırsa çok büyük bir hataya imza atar. Dzeko da zaman zaman orta sahanın içine girip ileriye çok olumlu gollük paslar attı. Kaçırdığı penaltı da aşırı yorgunluğun neticesiydi. F.Bahçe ile ilgili görüşüm şöyle; eğer Mourinho ağır oyunculardan 11'i kurmaya devam ederse işler kesinlikle iyi gitmez.
GÜRCAN BİLGİÇ-İNANMIYORLAR
Maçı nasıl yorumlamalı? Bir gün önce Galatasaray maçındaki hakem kararlarının ardından, kafasında "kazansak ne olur ki" diye sahaya çıkan bir takım var sanki… Ya da rakip kaleye adeta "yürüye yürüye" gittiğini görerek, pozisyonları üst üste harcayan, "büyük fark olmalıydı" diyeceğimiz bir maçtan 2-1'e sevinen takım mı? Kalecisinin yere yatmadığı bir maçta, "şimdi yiyecekler bir tane" telaşını yaşatıp, rakibini bu kadar oyuna sokan "kararsız-telaşlı" bir görüntü mü? Galibiyeti getiren iki golün sahibi En-Nesyri'nin, kaçırdıkları, değerlendiremedikleri, "nasıl olur" dedirttiği pozisyonları mı? Ezeli rakibinin taraftarı hakem kararlarıyla kazanılan maçı futbolcularıyla "şenlik havasında" kutlarken, Kadıköy'dekilerin takımı-oyuncuları-rakibi unutup, yönetimle girdiği hesaplaşma mı?
Acayip bir 90 dakikaydı. Kazanılan maçtan eve dönen taraftarın "mutsuz" olmayı seçtiği sezonun klasiği arasına girecek. Mücadeleden vazgeçen taraftar oldu mu, hele hele Fenerbahçe tribünüyse, Mourinho'nun da Ali Koç'un da başı dertte demektir. Çünkü her rakibe sahada meydan okursun ama kendi taraftarın karşındaysa, hiçbir şansın kalmaz. Penaltıyı kaçırmasına rağmen Dzeko'nun liderliği olmasa, kaos daha da büyüyecekti. Bu nedenle başta "Special One" olmak üzere, karşıdan esen rüzgãrı arkalarına almak için strateji, öncesinde de taraftarın kendi duygularını yaşayacağı oyunu bulmalılar.
Galatasaray'ı "yenilmez" yapan bir organizasyonla, başka türlü savaşamazlar.
MUSTAFA ÇULCU-PENALTIYI VAR'DAN DEĞİL, SAHADA VERMELİYDİ
Fenerbahçe, rakip tanımaksızın plan-proje, futbol aklı olmadan temposuz ve kötü oynuyor. Bırakın çift santrforu, 5 santrforla oynasa nafile. F.Bahçe, yabancı hakem istemek yerine futbola yabancı olanları göndermeli. Dzeko, 2 asist yaptı. Biri En-Nesyri'ye biri rakibe ikisi de gol oldu. Hatayspor beraberlik golünü atana kadar istatistikler sıfır gösteriyordu. Devre biterken En-Nesyri'nin ikinci golü nefes oldu. Ancak oyun temposunda ve iştahında değişim göremedik. Hocasız ve 8 eksikle sahaya çıkan Hatayspor'a karşı oynayan F.Bahçe bu olamaz. Osayi çıktı, Mert Müldür girdi. Tadic çıktı Szymanski girdi. Oysa oyunun çözülmesi için oyun İrfan'ı çağırıyordu ama olmadı. Mourinho'nun oynattığı futbol bu olamaz. Kazanmasına rağmen taraftarın istediği F.Bahçe bu olamaz. Yeni ve genç hakemimiz Oğuzhan Çakır, fizik yapısıyla dikkat çekiyor. Maçın başında Tadic'e kontrolsüz hareketi dolayısıyla Kilama'ya sarı vermeliydi, göstermedi. 55'te Amrabat'a gösterdi. 37'de F.Bahçe, 46'da Hatay penaltı bekledi; devam kararları doğru. Pedro'nun kayarak Fred'e hareketine sarı çıkmalıydı, kırmızı sınırında bir karttı. Diack'ın Fred'in ayağına kontrolsüz hareketi net sarı karttı ama vermedi. Aboubakar'ın, Fred'e kafayla eylemi var. Futbolda kafa bir nevi silah kullanmak gibi yaralayıcı darbedir, kırmızı doğru olanıydı. Uzatmalarda Szymanski'ye yapılan net penaltı. Sağ dizine müdahale var. Sahada vermesi gereken bir penaltı VAR'dan geldi, hakemin puanı düştü.
AHMET ÇAKAR-FUTBOLU BİLMEDEN HAKEMLİK YAPIYORLAR
F.Bahçe'nin gazı iyice kaçmış… Maça baktığınızda belki 5-6 golle kazanabilecekleri bir oyun vardı. En-Nesyri iki tane attı ama en az 2-3 tane de kaçırdı. Fenerbahçe'de sorun, pozisyona girememek değil. Tempo, istek, takım boyu, top kayıpları… Bunların hepsini alt alta koyduğumuzda çok şeyi yitirmişler gibi oynuyorlar. İlk yarıda Fenerbahçe'nin attığı iki gol var. İkisi de Hatayspor'un ikramı. İlkinde sol bek topla debelendi, kaptırdı. Dzeko, En-Nesyri'nin önüne mükemmel bıraktı, gol geldi. Bu golden sonra konuk ekip –ki ligimizin en kötü takımlarından biri haline gelmiş, Fenerbahçe kalesine gitmeye başladı. Hataysporlu oyuncular giderken ne baskı var ne de başka bir şey… Atılan şut Levent'e çarpıp gol oldu. Devre berabere gidecekti ki uzatma dakikalarında yine Hatay çıkarken kaptırdı, ortayı Erce kısa yumrukladı, top kendi oyuncusuna çarpıp Fenerbahçe golü oldu. Fenerbahçe için işler çok kötü. Her kötü anda seyirci 'Yönetim istifa' diye bağırıyor. Bundan sonra ne yapabilirler, kestiremiyorum. Dzeko dışında da ne yaptığını bilen bir şeyler yapan bir oyuncu yok. Türk hakemleri için her maç acı çekiyoruz… Çok kötüler. Futbolu bilmeden hakemlik yapıyorlar. Verdikleri ve vermedikleri fauller skandal. Mesela Osayi rakip kalecinin tabanla eline vuruyor, sarı kart olması gerekirken hiçbir şey vermiyor. Aboubakar kafayla itiyor mu vuruyor mu tartışılır. Son dakikalarda verdiği penaltıda VAR daveti doğru. Dolayısıyla penaltı kararı da doğru.
BÜLENT TİMURLENK-EDİN DZEKO'YA ŞAPKA ÇIKARTILIR
Teknik direktörü olmayan 16 maçın 10'unu kaybetmiş ve İstanbul'a 5 cezalı oyuncusundan mahrum gelen Hatayspor'un ne kadar futbol oynayabileceğini tahmin etmek kolay, yeni yılın ilk maçında F.Bahçe'nin puan tablosuna karşı nasıl bir reaksiyon vereceği ise az buçuk soru işaretiydi. Galibiyetten daha çok oyun… Kağıt üzerinde 4-4-2 şeklinde okunabilecek dizilişi Mourinho, Levent'i sol stopere çekip Tadic'i iki santrforun arkasına atıp 3-4-1-2 olarak sahaya sürdü takımını. Sezon başı analizlerinde hızlı kanat oyuncusunun yokluğuna dem vuran Portekizli teknik adamın, sakat Maximin ve Oğuz dışında bu tarife uymayan İrfan Can ve Cengiz'i kulübede oturttuğunun altını çizmek lazım. Hatayspor savunması kalesinde gördüğü iki golü de topla çıkarken yediği baskı sonrasındaki basit hatalara borçlu. En-Nesyri fırsatçılığını iki pozisyonda gösterdi ancak ev sahibi takım adına maçın adamı kesinlikle Edin Dzeko. Bu yaşta bu mücadelesine şapka çıkartılır. Fred'in hücum bölgesine attığı paslardaki verimsizlik ve takımın Tadic'i sırtında taşıması, F.Bahçe'nin maç boyunca sete yerleşmesini önledi. İlk yarıdaki 23 orta da bir önceki gün G.Saray'ın 45 dakikada yaptığı 15 orta kadar oyunun defosu. Takım boyunu bu kadar uzun tutunca Hatay da beklenenden daha fazla topa sahip oldu. Tabelanın fişini çekmeden son 15 dakikaya girmek elbette büyük gerilim. Kafa atan Aboubakar neden kırmızı görmedi, hakeme sormak lazım. Kadıköy'de gerilim yüksek, takımın da böyle bir atmosferde sakin kalabilmesi mümkün değil. 3 puan dışında lig maratonunda 7 kurtarış yapan Erce dışında çok da hatırası olmayan bir 90 dakika…
EMRE BOL- BANA SOOOOR!
İlk yarıda 0.06 gol beklentisi olan takımdan gol yemek inanın ayıptır! Yönetimsiz, başkansız, hocasız, çok fazla eksiği olan hatta göğüs reklamı dahi alamayan, sahasında değil uzaklarda maç ve antrenman yapan bir takımdan...
Ya Fenerbahçe tribünlerine ne demeli? Bazı taraftarcıklar, "Ali Koç istifa diyebilmek için" takımın gol yemesini bekliyorlar! Ne yazık...
Ne acınası... Aslında maçın başında çalan rahmetli Ferdi babanın, "Bana sor, mutsuzluğu bana sor" şarkısı Fenerbahçe taraftarının bir özeti!
Oysa Fenerbahçeli olmak mutluluğun tarifidir. Bizler Fenerbahçe'yi sadece şampiyon olsun diye sevmedik.
Öte yandan...
Fenerbahçe forması sorumluluk almayı gerektirir. Bunu başta Levent Mercan olmak üzere 7 oyuncuya daha söylüyorum. Sizin yaptığınız geri ve yan pasları herkes yapıyor!
Mourinho yine bütün planını sol kanatta Kostiç'in yapacağı ortalarla girilecek pozisyonlar üzerine kurmuş. Aslında bu planın işlediğini söyleyebiliriz. Lakin sağ kanatta Tadiç inanılmaz etkisizdi.
Merkezden de gerekli destek verilmeyince, Hatayspor gibi ligin zayıf takımlarından birine bile gerekli sayıda pozisyona girilemedi.
Sevgili dostlar; sezon başından bu yana söylediğim bir şey var.
Fenerbahçe oyuncu ve oyun kalitesini 2-3 tık yukarı çıkarmalı diye... Bunun yanında taraftar kalitesini de eski hale getirmeli!
Kulüp siyaseti inanılmaz derecede takıma sirayet ediyor. Mourinho gibi zeki bir adamın sezonun ilk yarısına gelindiğinde bazı şeyleri fark etmesi şart.
Yoksa zor...