Türk futbolunda kara gece! Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa maçına dair flaş sözler: Neresini tutsanız elinizde kalıyor...
Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan Süper Kupa maçı Türkiye ve hatta belki de dünya tarihine geçerken karşılaşmaya U-19 takımıyla çıkan sarı lacivertliler maçın 1.dakikasında sahadan çekildi. Maçın 50. saniyesinde Mauro Icardi topu filelere yollarken maç Galatasaray'ın 1-0'lık üstünlüğüyle tatil edildi. Sabah Spor yazarları Erman Toroğlu, Levent Tüzemen, Ahmet Çakar, Gürcan Bilgiç ve Bülent Timurlenk, dün gece yaşananları kaleme alırken çarpıcı ifadeler kullandı. İşte detaylar...
SABAH Spor yazarları, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan Süper Kupa finalini kaleme aldı.
ERMAN TOROĞLU: "BU KARA GECEDE HERKESİN PAYI VAR"
Türk futbolu için kara bir gece ama bu kara gecede herkesin payı var. Bu olayda kimse masum değil. Maça çıkan da çıkmayan da yüzde 50-50 masum değil. TFF hiç masum değil. Basın derseniz zaten bir felaket. Ben SABAH ve Fotomaç'ta yazıyorum, bir de A Spor'da yorum yapıyorum. Ama dün benim ağzımdan neler yazan ahlaksızlar var…
Neden? İnsanları birbirlerine kırdıracaklar. Bunların bazılarına şerefsiz diyorum, fayda etmiyor. Suratına tükürsen yağmur yağacak diyecek. Adam gönderip "Yemek yiyelim" diyorlar, ama değil bunlarla yemek yemek, yan yana yürümek bile caiz değil. Ama bunlar hâlâ Türk basını içinde varlar. Bir TFF Başkanı geldi, bir geldi tam geldi. Bakınız, dün bir maç oynanmadı, bu buz dağının görünen yüzü. Bu iş böyle devam ettiği müddetçe "Allah muhafaza" diyorum, yine söylüyorum Allah muhafaza, bu işten ölü çıkar. Bu işte hiçbir kulüp "Ben masumum, karşı taraf yaptı" diyemez. Federasyon hâlâ 18 Temmuz'dan bahsediyor. Kardeşim genel kurulu maçlar biter bitmez yapın, yeni sezona yeni bir sayfa açılsın. Amaaaa...
Bu kulüpler, bu yeni federasyonu seçerken ince eleyip sık dokusunlar. Ben de genel kurul üyesiyim. Yıllarca oralardaki rezilliklere şahidim. Orada pazarlıklar yapıp, elleri kaldırıp, sonra aksini konuşmasınlar. Ya orada konuşsunlar, seçsinler ya da ebediyen sussunlar. Özellikle büyük kulüplerden TFF'de isim olmamalı. Yeter artık, büyük kulüpsünüz ama o kadar. Adınız Musa değil. Mart çıktıktan sonra zaten rezillikleriniz etrafa saçıldı. Hakemler derseniz bilmeyen yok. İşte Adana Demirspor Başkanı neler söylüyor... Söylediklerinin hepsi doğru, eksikleri var fazlası yok. Cevap verenler var mı? O da yok. Orta oyunu devam ediyor. Nereye kadar merak ediyorum.
LEVENT TÜZEMEN: "TÜRK FUTBOLUNUN BİRLİĞE İHTİYACI VAR"
Şanlıurfa'da Türk futbolu adına skandal bir gece yaşadık. 117 yıllık dev çınar, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un talimatıyla sahadan çekildi. Şimdi bu görüntüler ve yaşananlar Avrupa'nın tüm spor sayfalarında yer alacak, hatta manşetlere bile taşınacak. Takımı sahadan çekmek sorunları çözer mi? Çözmez. Doğru yol; karşılıklı oturmak, görüşmek ve eteklerdeki taşları dökmektir.
Sayın Ali Koç hiçbir empati yapmadan Galatasaray yönetimini samimi ve ciddi bulmuyor. Hatta kötü kalpli olduğunu vurguluyor. Peki Ali Bey'in hiç mi hataları yok? Samimi ve ciddiyetsiz davrandığı durumlar yok mu? Kalben çok masum mu? Tehditle, şantajla, kavgayla çözüm üretemeyiz. F.Bahçe ile G.Saray, Türk futbolunun lokomotifleridir. Bu iki takımın birbirleriyle oynadığı maçlar, ''Dünya derbisi'' olarak anılır. Ali Bey'in sorunu, Galatasaray'a duyduğu nefrettir. Bu nefret oldukça, Ali Bey başkanlığını devam ettirdiği sürece Fenerbahçe-Galatasaray ilişkileri kolay kolay düzelemez. Aziz Yıldırım'ın 20 yıllık başkanlığı döneminde bile Galatasaray-Fenerbahçe ilişkileri gerginlikler yaşamış ama asla nefret düzeyine ulaşmamıştı.
Bu gerilim maalesef taraftarlar için büyük bir tehlike arz ediyor. Bir voleybol maçından sonra G.Saray kongre üyesi ve kızı, F.Bahçeli taraftarlar tarafından saldırıya uğradı. Söylemlere ve eylemlere dikkat etmezsek, daha büyük olayları yaşamaya mahkum oluruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, eski bir sporcu olduğu gibi sadece futbola değil sporun her dalına büyük değer ve destek veriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu gerilimin durması için mutlaka olaya el koyması zorunluluk arz ediyor. Türk futbolunun sükunete, birliğe ve dostluğa acilen ihtiyacı var.
GÜRCAN BİLGİÇ: "NERESİNİ TUTSANIZ ELİNİZDE KALIYOR"
Olayları değerlendirirken, mantığı yakalamak gerekir. Bunun için de ilk şey; "Neden?" diye sormaktır. "Neden Fenerbahçe U19 ile Süper Kupa maçına gitti, sahadan çekildi? Bu karara varırken neler yaşandı, ne yapılsaydı olmazdı?" Pendik ve Trabzonspor maçlarındaki hakem kararlarının peşinden Ali Koç bir açıklama yaptı. 2 Nisan'daki Genel Kurul'a kadar Futbol Federasyonu'nun elinde bir sürü fırsat vardı.
En azından VAR hakemlerinin yabancı olmasına karar verebilirlerdi. Dünkü görüntülere izin vermemek için maçı erteleyebilirlerdi. Bir açıklama yapıp, yaşananlar konusunda üzüntülerini bile bildirebilirlerdi. Sorun şu; sanki bu itirazlar hiç yaşanmamış, yokmuş gibi davranarak, dün gecenin temelini attılar. Problem; ateşi söndürmek için çaba göstermeleri gerekenlerin, yangına benzin taşıması, kaosa izin vermesinde. Neredeyse tüm takımlar hakemlerden şikâyetçi, adaletli olduklarına inanmıyor, değerlendirme toplantılarında itiraflar yaşanıyor. Federasyon Başkanı ve MHK sanki hiçbir şey olmamış gibi, tek yorum yapmadı. Çünkü "Bir şey yapamazlar, daha önce de gördük" diye baktılar.
Bu kez son 13 yılın özetinde, yaşananlarında, kazanılan-kaybedilen maçlarından birikenler, dün geceyi görmeyi nasip etti. Gencecik çocuklar soyunma odasına giderken, koca koca adamlar hoplaya-zıplaya galibiyeti kutladı. Neresini tutsanız elinizde kalıyor yani. Yazık çok yazık…
AHMET ÇAKAR: "FEDERASYONDA ANTİ FENERBAHÇE LOBİSİ VAR"
Mehmet Büyükekşi, belli bir dönemdir TFF Başkanı. Kendi başkanlığında Türk futbolunda her türlü olay yaşandı. Suudi Arabistan krizi sonrası az kalsın ülkemizle Suudi Arabistan arasında diplomatik kriz olacaktı ki halledildi. Ardından hakemin dövülmesi, takımların sahadan çekilmesi, alt liglerde bir sürü şike ve bahis söylentisi... Yüz yıllık Türk futbolunda hiç yaşanmamış olaylar meydana geldi. Yazıklar olsun desek az gelir.
Dün gece maç bitmiş, şeref tribününde gülüyor. Yanında Bakanımız Osman Aşkın Bak'ın suratına bakıyorum, üzgün, yüzünden düşen bin parça. F.Bahçe'ye aylardır, belki yıllardır çok ciddi bir lobi düşman. TFF'lerde bulunan anti F.Bahçe lobileri, yıllardır F.Bahçe'ye zarar, acı verdi. F.Bahçe'nin dün sahaya U19 ile çıkmasını eleştirebiliriz. En önemli rakipleri, hatta zaman zaman söylemlere baktığımızda yegane hasımları G.Saray'a elleriyle bir kupa hediye ettiler ama çok önemli bir şeyi yapmadılar. U19 takımı çıkıp soytarılık yapmadı. Sakatlanma bahanesi ya da kırmızı kart hileleriyle maçı yarım bırakmadı.
Bu ülkenin bir reisi var, Recep Tayyip Erdoğan. Bütün bunların müsebbibi, Büyükekşi'dir. Üzülüyorum… Sayın Cumhurbaşkanımızın yapması gereken bir tek şey var; bu adama görevden el çektirmek. Kanunen görevden alamaz ama görevden el çektirebilir. Konuyu spordan ağabeyim olan Sayın Erdoğan'a arz ediyorum. Yoksa kaos büyümeye devam eder.
BÜLENT TİMURLENK: "DERBİ RUHU VE TUTKUSUNU BİLMEYENLER…"
Futbol Federasyonu, Süper Kupa finalinin 7 Nisan tarihinde oynanacağını açıkladığında Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri bu tarihe itiraz etmediler, tribün gelirlerinin depremzedelere gideceğini açıkladılar. Federasyon ligi bir hafta öteledi, Süper Lig'de 18 takım yeniden planlama yapmak zorunda kaldı, taraftarları da hafta sonunda takımlarını izleyemedi.
Fenerbahçe'nin 17 Mart'taki Trabzonspor maçından 11 Nisan'daki Olympiakos maçına kadar çıktığı tek müsabakası Adana Demirspor karşılaşması... Bu oyunu bilenler, 25 günde bir maç oynamış olmanın bir takımın maç temposunu nasıl olumsuz etkileyeceğini bilirler, üstelik rakip 7 günde 3 maç ritmiyle sezona devam ederken… Bu maç tarihe 399. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi olarak yazılacak. 115 yıldır kazandılar, kaybettiler, sevindirdiler ya da üzdüler... Taraftar nikah gününü sadece kendini değil arkadaşlarını da düşünüp "Derbi günü olmaz" diyerek aldı.
Ortalama bir yaşamda bir insanın aklı kemale erdikten sonra izleyebileceği derbi sayısı 120-130. "Bir tanesi eksik olsun" diyenler, bu derbinin ruhunu, tutkusunu bilmeyenlerdir. Bu oyuna ve ülkedeki futbol atmosferine dair yıllardır değişmeyen cümlelerimdir: Eski kuşaklar takım, golcü posterlerini duvarlarına asarlardı, şimdi gençlerin telefonunda duvar kağıdı onlar. Formaların arkasında en sevilen futbolcunun ismi yazdırılıyor. Bizde de böyle İspanya'da da Arjantin'de de. Dünyanın hiçbir yerinde duvarına başkan posteri asıp, formasının arkasına yöneticisinin adını yazdıran taraftar yoktur. Futbol onu oynayan ve onu izleyenlerin güzel oyunudur. Dün biz ne izledik?..