Sorun değil çözüm adamıyım
Beşiktaş şampiyonluğu gümbür gümbür kutlamaya devam ediyor. Yazılı ve görsel medya olarak siyah-beyazlı oyuncularla rahat rahat sohbet imkanı buluyoruz. FOTOMAÇ olarak Kara Kartal’a bu sezon çok kritik maçlarda önemli katkı yapan Ryan Babel’e harika bir sohbet yaptık
Mütevazı, alçak gönüllü ve bir golcü olarak asla bencil değil. Bu uğurda kendisini eleştiren babasına bile ters düşmüş ama karakterinden taviz vermemiş Babel... - Babam , "Biraz daha bencil olmalısın" diyordu ama benim yaradılışım buna uygun değil, ben paylaşımcıyım, benim gol atmamdan çok takımın kazanması önemlidir. Ben futbolu rakamlar, istatistikler için oynamam takımım için oynarım" diye başladı sözlerine Hollandalı yıldız... Beşiktaş 'ı neden tercih ettiğini sorduğumda hiç düşünmeden çok net konuştu; Şampiyonlar Ligi'nde oynuyordu, Süper Lig'de de şampiyonluk şansı yüksekti... O nedenle kariyerim için çok daha iyi olacağını düşündüm ve Beşiktaş'ın teklifini kabul ettim..." Ve sonra daldık derinlere...
Sol kanattan içeri kat edince golcü özelliğin ortaya çıkıyor, bunu yapmak için arkadaki arkadaşına güvenmen
gerekir. Adriano için neler söylersin?
- Bu çok doğru, arkandaki arkadaşına güvenemezsen, onunla oyumlu değilsen ya da o sana uyum sağlayamıyorsa zorluk yaşarsın. Adriano büyük futbolcu ve biz çok iyi ikili olduk. Ben ne zaman içeri kat edeceğime, ne kazan çizgide bekleyeceğimi Adriano'nun pozisyonuna göre karar veriyorum. Çok uyumluyuz ve bu ikimizi de daha iyi yapıyor..
Bir sistem oyuncusu musun yoksa hangi sistem olursa olsun bildiğini mi okursun?
- "Ajax altyapısında bize saha içinde karşılaştığımız her duruma karşı, zekamızla çözüm üretmeyi öğrettiler. Bence asıl olan da budur. Bir oyuncunun savunmada ya da hücumda alacağı görevlerden daha önemli olan maç
içinde karşılaşacağı değişik durumlara karşı çözüm üretebilmesidir. Bunun içinde baskıyı taşımak da var. Oyuncuda çözüm üretebilme becerisi var mı yok mu, önemli olan budur. Sahada ezberiniz dışında bir durumla karşılaştığınızda o konuya çözüm üretebiliyor musunuz? Futbolla ilgili temel mesele budur bence. Mesela Barcelona'yı dünyanın en önemli takımı haline getiren bence özellikteki oyunculara sahip olmasıdır.
Oyuncu duruma göre inisiyatif kullanmalı diyorsun. Peki Şenol hoca sahada sizi bu anlamda özgür bırakıyor mu?
- Kesinlikle, yüzde yüz... Yani tam anlamıyla insiyatif kullanmamıza izin veriyor.
Madem Barça dedik Hollanda Milli Takım'ına geçelim, Dick Advocaat seni almadı, söyleyecek bir şeylerin vardır sanırım!..
- Hollanda Milli Takımı'nda yeni bir iskelet oluşturuluyor ve genellikle genç oyuncular alınıyor buna çok saygı duyuyorum. Ancak diğer taraftan Milli Takım, o ülkenin en iyi futbolcularının olduğu takımdır. Bu açıdan bakılınca son yıllarda Hollanda Milli Takım'ına doğru en iyi Hollandalı futbolcuların çağırıldığını düşünmüyorum. Bir ara Van Persie, De Jong da alınmadı bence o da yanlış karardı. Zaten bir başarısızlık var Dünya Kupası'na gidemezsek üst üste iki turnuvayı kaçırmış olacağız. Kendime gelecek olursak ben geride kalan sezonu iyi geçirdiğimi düşünüyorum. Ben olsam beni alırdım! Çünkü bir oyuncunun Real de ya da Barça'da oynayıp oynamamış önemli olmamalı, oraya en iyiler gelmeli şu anda öyle olmuyor. Ve şampiyonluk diyorum gülümsüyor, gözlerinin içi parlıyor, tüm mütevazılığına rağmen sevincini belli ediyor doğal olarak...
Herkes için farklı bir hikayesi var şampiyonluğun, senin için özeti nedir?
- Öncelikle ben bu hikayenin tamamında yokum, yarısında geldim. Çok zorlu bir süreçti ve çok çalışmak, baskıyı taşımak ve kazanarak yürümek gerekiyordu. Bunu yapabilecek gücümüz ve kalitemiz vardı. Başardık. Bu büyük bir mutluluk. Beşiktaş taraftarının muhteşem sevgisine layık olduğumuzu düşünüyorum.
Dünyada savaş, açlık, ırkçılık, terör gibi hepimizi üzen acı gerçekler var elinde bir sihirli değnek olsaydı, bu kötülüklerin hangisini yeryüzünden kaldırmak isterdin?
-Babel birkaç saniye düşünüyor ve sonra şöyle diyor; 'Irkçılık, Dünyada bir çok ben ırkçılığı yok etmek isterdim!
ÖZEL RÖPORTAJ: TURGAY DEMİR