Dolmabahçe Stadı’na ‘TT Arena’ formülü
Stadın yenilenmesini bekleyen Beşiktaşlıları üzecek haberi Bakan Günay A Haber’de verdi
ahaber.com.tr / Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı.
Akgün'ün Dolmabahçe Stadı'nın yenilenmesi konusundaki, "Bu konudaki bir çok tartışma vardı Beşiktaş Türkiye'nin en büyük kulüpleriden bir tanesi ancak aşağıdan geçen bir takım tünellerden bahsediliyor, sarayın müştemilatından bahsediliyor son durum nedir?" Şeklindeki sorusuna Günay şöyle cevap verdi:
Sadece aşağıdan geçen yani stadın altından geçen saray dehlizleri değil, aynı zamanda önünde bir saray var, önünde bir cami var, önünde bir sanat eseri gibi saat kulesi var, arkasında Taş Kışla var. Tarihsel sit, kentsel sit, arkeolojik sit hepsi bir arada.
Geçmiş yıllarda 1940'lı yıllarda tek partili dönemde İstanbul Valisi yukarıda Taksim kışlasını yıkmış gelmiş, aşağıda Dolmabahçe Sarayı'nın arkasına böyle bir stadyum yapmış sonraki yıllarda aynı aymazlık devam etmiş ve stadyum büyütülmüş aynı yanlışı devam ettiremeyiz. Geçen dönem böyle bir tartışma vardı. Beşiktaş'ın yönetimi değişti. Yeni yönetimi ziyaret ettiğimde bu konuyu kendileriyle paylaşmayı düşünüyorum. Yani tarihe saygı Beşiktaş'ında kamuoyundaki prestijini çok yükseltir.
Belki Galatasaray'ın yaptığı gibi başka kulüplerin dünyada da Türkiye'de de örneklerinin olduğu gibi stadyumu başka bir yere yapmak ve o sahayı tümüyle o tarihsel dokuyu ortaya çıkaracak biçimde, tarihsel dokuya uygun biçimde bir rekrasyon alanına çevirmek; İstanbul'un çok güzel seyir mekanlarından birisi olan bu yeri, stadyumu ortadan kaldırıp orada çok güzel bir İstanbul panaromasını verebilecek bir mekanı İstanbul'a bahşetmek sanıyorum ki Beşiktaş'ın şanına, Beşiktaş'ın köklü İstanbul takımı olmasının şanına çok daha yakışacaktır. Yeni yönetimden bu konuyu müzakere etmek için önümüzdeki tarihlerde bir randevu talebim olcak..
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak bir çalışmanız var eski Yeşilçam çalışanlarının yaşlılıklarına destek amacıyla bir protokole imza attınız. Bu projenin detayları nelerdir?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve onun mesai arkadaşları ve kendi mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Gerçekten dün çok önemli bir protokol imzaladık. Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi geçmiş yıllardan bu yana çok yerleşik olmadığı ve insanlar bu konularda ihmallerde bulunduğu için bazı mağduriyetlere yol açmış. İyi bir sahne, perde, sinema, tiyatro, ses sanatçısı hatta sadece onlar değil iyi bir yazar şair, edebiyatçı sosyal güvenlik sistemi içerisinde iyi bir yer tutmamışsa, bugün çok büyük mağduriyetler yaşayabiliyor. Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bir anlaşma yaptık. Onların iaşelerini, barınmalarını daha iyi yaşamalarını sağlamak konusunda öncelik verecekler ve kolaylık sağlayacaklar. İsimleri biz önereceğiz, beraberce tepsi edeceğiz. Ama sadece sinema ile sadece Yeşilçam ile sadece sahne ile sınırlı değil. Şairler yazarlar da olsun, eğer ihtiyaç içinde olan bir halk şairi varsa, ki var bunlar, bildiğim isimler var burada söylemek istemem. Aldıkları emekli maaşı yetmiyor, bazılarının emekli maaşı bile yok. Bazılarının özel bakıma ihtiyaçları var. Özel bakım gerekiyorsa evlerinde özel bakım yapılacak, huzurevinde rahat edeceklerse huzurevlerine alacaklar. Yaşamımızın güzelleşmesine katkı sağlamış olan insanların, hayatlarının sonlarında onların da hiç olmazsa makul bir yaşam sürmelerine Sosyal Politikalar Bakanlığı ve biz katkı yapmaya çalışacağız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli bugün yaptığı konuşmasında "vefat eden birinin şehit olabilmesi için Müslüman olması mutlak anlamda gerekliliktir. AKP Hükümeti'nin savurganca ve düşüncesizce şehit tanımını genişletme çabası abesle iştigal olduğu kadar Allah ve vatan uğruna hayatlarından olan kahramanların ruhlarına haksızlık ve sayısızlıktır" dedi. Ne dersiniz?
Sayın Bahçeli'yi üzecek şeyler söylemem. Beyefendi bir siyaset adamı. Bazen kürsüde tüm siyasetçiler gibi ölçüsüz şeyler söylediği oluyor. Kendisine Çanakkale Şehitliği'ni gezmelerini tavsiye ederim. Gelibolu'da Müslüman ismi taşımayan Osmanlı ahalisinin isimleri var. Bir ay-yıldızın altında Müslüman şehitliğinde yatıyorlar. Bir kere tarih içinde zaten böyle olmuştur. Vatan için, vatanın birliği bütünlüğü, milletin selameti için uğraşanlar didinenler Canlarını yitirmişlerse şehittirler, eğer yaralanmışlarsa gazidirler.Kimin ne olduğunu Allah bilir. Onlar yaptıkları görevi iyi niyetle yapmışlardır. Bu tarihte böyle. Bugün şehitlik manevi tabir olmanın yanında birde hukuki bir tabir. Bir statü ifade ediyor. Şehit sayılırsa devlet ona bir takım haklar bir takım imkânlar vermeye çalışıyor. Şu anda biz bir polisimizin, bir öğretmenimizin, bir askerimizin, bir vatandaşımızın Müslüman ya da Hıristiyan olmasına bakamayız. Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet. Eğer o bir terör olayında ya da vatanı ile ilgili bir görev yaparken canını yitirmişse o hukuki statü itibari ile şehittir. Fatma Hanım arkadaşımız, Uludere'deki insanları da kattı sevgili rahmetli Hrant Dink'i de kattı. Herkes bu statüden isterse yararlanabilir dedi. Ayrıca İslam dininde şehittirler ya da değildirler o bizim devletimizin, laik devletin yapacağı bir tartışma değil. Bir muhalefet partisi liderinin hükümet vatandaşın tümünü kucaklamaya çalışırken bunu daha da genişletmesi gerekirken böyle bir Böyle dini bir daraltma yapma çabasını istismar gibi algıladım ve çok yadırgadım doğrusu.
Akgün'ün Dolmabahçe Stadı'nın yenilenmesi konusundaki, "Bu konudaki bir çok tartışma vardı Beşiktaş Türkiye'nin en büyük kulüpleriden bir tanesi ancak aşağıdan geçen bir takım tünellerden bahsediliyor, sarayın müştemilatından bahsediliyor son durum nedir?" Şeklindeki sorusuna Günay şöyle cevap verdi:
Sadece aşağıdan geçen yani stadın altından geçen saray dehlizleri değil, aynı zamanda önünde bir saray var, önünde bir cami var, önünde bir sanat eseri gibi saat kulesi var, arkasında Taş Kışla var. Tarihsel sit, kentsel sit, arkeolojik sit hepsi bir arada.
Geçmiş yıllarda 1940'lı yıllarda tek partili dönemde İstanbul Valisi yukarıda Taksim kışlasını yıkmış gelmiş, aşağıda Dolmabahçe Sarayı'nın arkasına böyle bir stadyum yapmış sonraki yıllarda aynı aymazlık devam etmiş ve stadyum büyütülmüş aynı yanlışı devam ettiremeyiz. Geçen dönem böyle bir tartışma vardı. Beşiktaş'ın yönetimi değişti. Yeni yönetimi ziyaret ettiğimde bu konuyu kendileriyle paylaşmayı düşünüyorum. Yani tarihe saygı Beşiktaş'ında kamuoyundaki prestijini çok yükseltir.
Belki Galatasaray'ın yaptığı gibi başka kulüplerin dünyada da Türkiye'de de örneklerinin olduğu gibi stadyumu başka bir yere yapmak ve o sahayı tümüyle o tarihsel dokuyu ortaya çıkaracak biçimde, tarihsel dokuya uygun biçimde bir rekrasyon alanına çevirmek; İstanbul'un çok güzel seyir mekanlarından birisi olan bu yeri, stadyumu ortadan kaldırıp orada çok güzel bir İstanbul panaromasını verebilecek bir mekanı İstanbul'a bahşetmek sanıyorum ki Beşiktaş'ın şanına, Beşiktaş'ın köklü İstanbul takımı olmasının şanına çok daha yakışacaktır. Yeni yönetimden bu konuyu müzakere etmek için önümüzdeki tarihlerde bir randevu talebim olcak..
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak bir çalışmanız var eski Yeşilçam çalışanlarının yaşlılıklarına destek amacıyla bir protokole imza attınız. Bu projenin detayları nelerdir?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve onun mesai arkadaşları ve kendi mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Gerçekten dün çok önemli bir protokol imzaladık. Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi geçmiş yıllardan bu yana çok yerleşik olmadığı ve insanlar bu konularda ihmallerde bulunduğu için bazı mağduriyetlere yol açmış. İyi bir sahne, perde, sinema, tiyatro, ses sanatçısı hatta sadece onlar değil iyi bir yazar şair, edebiyatçı sosyal güvenlik sistemi içerisinde iyi bir yer tutmamışsa, bugün çok büyük mağduriyetler yaşayabiliyor. Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bir anlaşma yaptık. Onların iaşelerini, barınmalarını daha iyi yaşamalarını sağlamak konusunda öncelik verecekler ve kolaylık sağlayacaklar. İsimleri biz önereceğiz, beraberce tepsi edeceğiz. Ama sadece sinema ile sadece Yeşilçam ile sadece sahne ile sınırlı değil. Şairler yazarlar da olsun, eğer ihtiyaç içinde olan bir halk şairi varsa, ki var bunlar, bildiğim isimler var burada söylemek istemem. Aldıkları emekli maaşı yetmiyor, bazılarının emekli maaşı bile yok. Bazılarının özel bakıma ihtiyaçları var. Özel bakım gerekiyorsa evlerinde özel bakım yapılacak, huzurevinde rahat edeceklerse huzurevlerine alacaklar. Yaşamımızın güzelleşmesine katkı sağlamış olan insanların, hayatlarının sonlarında onların da hiç olmazsa makul bir yaşam sürmelerine Sosyal Politikalar Bakanlığı ve biz katkı yapmaya çalışacağız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli bugün yaptığı konuşmasında "vefat eden birinin şehit olabilmesi için Müslüman olması mutlak anlamda gerekliliktir. AKP Hükümeti'nin savurganca ve düşüncesizce şehit tanımını genişletme çabası abesle iştigal olduğu kadar Allah ve vatan uğruna hayatlarından olan kahramanların ruhlarına haksızlık ve sayısızlıktır" dedi. Ne dersiniz?
Sayın Bahçeli'yi üzecek şeyler söylemem. Beyefendi bir siyaset adamı. Bazen kürsüde tüm siyasetçiler gibi ölçüsüz şeyler söylediği oluyor. Kendisine Çanakkale Şehitliği'ni gezmelerini tavsiye ederim. Gelibolu'da Müslüman ismi taşımayan Osmanlı ahalisinin isimleri var. Bir ay-yıldızın altında Müslüman şehitliğinde yatıyorlar. Bir kere tarih içinde zaten böyle olmuştur. Vatan için, vatanın birliği bütünlüğü, milletin selameti için uğraşanlar didinenler Canlarını yitirmişlerse şehittirler, eğer yaralanmışlarsa gazidirler.Kimin ne olduğunu Allah bilir. Onlar yaptıkları görevi iyi niyetle yapmışlardır. Bu tarihte böyle. Bugün şehitlik manevi tabir olmanın yanında birde hukuki bir tabir. Bir statü ifade ediyor. Şehit sayılırsa devlet ona bir takım haklar bir takım imkânlar vermeye çalışıyor. Şu anda biz bir polisimizin, bir öğretmenimizin, bir askerimizin, bir vatandaşımızın Müslüman ya da Hıristiyan olmasına bakamayız. Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet. Eğer o bir terör olayında ya da vatanı ile ilgili bir görev yaparken canını yitirmişse o hukuki statü itibari ile şehittir. Fatma Hanım arkadaşımız, Uludere'deki insanları da kattı sevgili rahmetli Hrant Dink'i de kattı. Herkes bu statüden isterse yararlanabilir dedi. Ayrıca İslam dininde şehittirler ya da değildirler o bizim devletimizin, laik devletin yapacağı bir tartışma değil. Bir muhalefet partisi liderinin hükümet vatandaşın tümünü kucaklamaya çalışırken bunu daha da genişletmesi gerekirken böyle bir Böyle dini bir daraltma yapma çabasını istismar gibi algıladım ve çok yadırgadım doğrusu.