Başbakan Erdoğan'dan UEFA'ya mesaj!

İstanbul Kongre Merkezi'nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla başlayan kongrede, FIFA Başkanı Joseph Sepp Blatter, UEFA Başkanı Michel Platini ve yönetim kurulu üyeleriyle, 53 üye ülke federasyonu temsilcileri yer aldı.

Platini ile birlikte salona giren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı üyeler alkışlarla karşıladı.
Kongre için İstanbul Kongre Merkezi ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, akreditasyonları bulunmayanlar, kongre merkezi yakınına sokulmadı.

Bu arada, kongrede 9 dilde simultane tercüme yapılıyor. Toplantıda, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça, Türkçe, İbranice, İspanyolca, Sırpça çeviriler gerçekleştiriliyor.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve FIFA Başkanı Sepp Blatter'in ardından söz alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı.




Başbakan Erdoğan'ın açıklaması şöyle:

UEFA'nın 36. genel kuruluna başarılar diliyorum. Tüm misafirlerimize medeniyetleri şehri, barışın, hoşgörünün şehri, tarih ve kültürü şehri, bütün bunlarla birlikte bir spor şehri olan İstanbul'a hoş geldiniz diyorum.

Buradan dünya futbolu için en güzel sonuçların çıkacağına inanıyorum. Türkiye futbolda gerçekten ilgi alanı oluşturma açısından futbola hasreti olan bir ülke. Futbol ekonomisinde olduğu kadar büyüklük noktasında da Avrupa'da önemli bir yere oturmuş bir ülke. Aşkla bağlandığımız futbolumuzda dünya üzerinde varlığımızı hissettiriyoruz.

Futbolumuzla ve organizasyonlarla dünyaya varlığımızı hissettiriyoruz. 2012 yılında 18 yeni stadın yapımına başlıyoruz. Bu yıl için de 108 sentetik ve doğal çim saha olmak üzere 300'den fazla tesis yapıyoruz. Hızlı tren, havalimanları ve otoyollar konusunda çok büyük bir seferberliği kararlılıkla sürdürüyoruz. Genç nüfusumuzla sporda da büyük bir potansiyel barındırıyoruz.

Başlattığımız büyük seferberlikle Türkiye'yi sporda da zirveye taşımak için gayret sarf ediyoruz. Sporun da futbolunda dili barışın dilidir. Futbol tarihi boyunca acı olaylar yaşadık. Yaşanan acı hadiselerin hiçbiri futbolun ruhundan ortaya çıkmadı.

1968'de Maracana'da Pele'nin attığı golü unutmuş değiliz. Pele'nin 1000. golü tüm dünyayı olduğu kadar Türkiye'yi de etkiledi. Beckanbauer, Müller, Didi, Kempes, Maradona keyifle izlediğimiz futbolculardı.

Rahmetli babam okumamı isterken ben bulduğum ayakkabılarla antrenmanlara gizli gizli katılırdım. Kramponlarımı eve götürmüyor, kömürlükte saklıyordum. Resimlerimin basıldığı gazeteleri babamdan köşe bucak saklardım.

"SUÇU KİM İŞLEDİYSE CEZA ALMALI"

Başbakan Erdoğan, "Şiddet ve şikeye karşı kararlı bir tutum içindeyiz. Gerçek kişi ve tüzel kişi noktasında değerlendirmeyi iyi yapmak zorundayız. Gerçek kişinin yaptığı suçun cezasını tüzel kişi alırsa olmaz. Burada suçların şahsiliği ilkesiyle bu şikeyi kim işlediyse cezaların caydırıcılığı ilkesiyle en büyük cezayı almalıdır" ifadelerini kullandı.

Futbolun şiddetle şikeyle anılmasını önlemek ve en güçlü tedbirleri almakla görevliyiz. Gerçek kişilerin işlediği suçlar nedeniyle tüzel kişiler ceza almamalı. Bu ceza tüzel kişilerin sempatizanı olan milyonlarca insanı etkilememeli. Gerçek kişiler şike nedeniyle en ağır cezayı almalı.

Futbol ve sporu çok yakında ilgilendiren bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Irkçılık bir insanlık suçudur. Futbolun ruhuna tamamen aykırıdır. Son dönemde Avrupa'da tırmanma eğiklimi gösteren ırkçılığın spora nüfuz etmemesi, bu noktada üstünde hassasiyetle durmamız gereken bir durumdur diye düşünüyorum.

Platini'ye bu kongreyi İstanbul'da yapmasından dolayı teşekkür ediyorum. Bu toplantının Euro 2020'nin İstanbul'da yapılmasının zihinsel olarak kafalarda yer alması açısından bir temel olarak algılanmasını istiyorum.