Efsane son yolculuğunda...
Vefat eden Fenerbahçe ve Türk futbolunun efsane ismi Lefter Küçükandonyadis, son yolculuğuna uğurlanıyor.
Vefat eden Fenerbahçe ve Türk futbolunun efsane ismi Lefter Küçükandonyadis, son yolculuğuna uğurlanıyor.
Rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren, Türk futbolunun 'Ordinaryüs'' lakaplı unutulmaz futbolcusunun naaşı, düzenlenecek tören için Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na getirildi.
TORUNU GÖZYAŞLARINA BOĞDU
Lefter'in torunu Özlem Katmer dedesini anlatırken tüm stadı gözyaşına boğdu.
Lefter'in naaşını taşıyan cenaze arabası stadın protokol tribünü girişi önündeki yolda görününce stat önünde tören için bekleyen futbolseverler, Lefter'i alkışlarla karşıladı.
Fenerbahçeli futbolcular Lefter Küçükandonyadis'in naaşını sahaya çıkardı. Lefter için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Ali Koç, taraftarlara yönelik olarak yaptığı açıklamada "Buraya acımızı paylaşmaya gelen herkese teşekkürler. Camiamıza yakışan bir şekilde Lefter'i uğurluyoruz. İyi ki varsınız" dedi.
Statta Fenerbahçe taraftarının dışında birçok takımın taraftarı da bulunuyor. Sarı-lacıverert, sarı-kırmızı, siyah-beyaz ve bordo-mavili atkı ve bereler göze çarpıyor. Lefter için birçok pankart açılırken, "Ver Lefter'e yaz deftere" sloganı atılıyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN SARACOĞLU STADI'NDA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Başmüzakereci Egemen Bağış ve İstanbul Milletvekili Hakan Şükür Saracoğlu Stadı'na geldi.
SEVENLERİ ONU YALNIZ BIRAKMADI
Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu üyeleri,ve 2. Başkan Ali Dürüst, Beşiktaş 2. Başkanı Metin Keçeli, Beşiktaş Kulübü güvenlik müdürü Ahmet Ateş, Lefter Küçükandonyadis'i son yolculuğuna uğurlamak için Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki törene katılıyor.
Fenerbahçe Kulübü Başkanvekili Nihat Özdemir, Murat Aydınlı, Abdullah Kığilı, Fenerbahçe Kulübü teknik direktörü Aykut Kocaman,Fenerbahce Spor Kulübü'nün tüm branşlarındaki sporcular ve de Fenerbahçe'nin efsane başkanı Ali Şen Saracoğlu Stadı'ndaki yerini aldılar.
Efsane ismin cenazesi, törenin ardından Büyükada'ya götürülerek burada toprağa verilecek.
Öyle bir oyuncu ki!
Yıl 1942.. Fenerbahçe'nin efsane kalecisi Cihat Arman askerliğini yapmak üzere orduya katılır. Bu sırada yedek kaleci Erdal da sakattır. Bu yüzden Fenerbahçe İstanbul Ligi ekiplerinden Taksimspor'un kalecisi Şalabi'yi almak ister. Yönetici Rüştü Dağlaroğlu, Taksimspor başkanının kapısını çalar ve başkandan bir ricada bulunur. "Şalabi'yi bize verin..." Taksimspor'un Rum başkanı, "Napacaksın Şalabi'yi, ben size bir oyuncu vereceğim leblebi gibi gol atacak" der... "Bizim golcümüz var, sen bize Şalabi'yi ver" Taksimspor başkanı ısrar eder. Birkaç ay kaldı askerliğinin bitmesine ve şu anda Ordu Takımı'nda oynuyor, git izle beğenmezsen yine alma! Yönetici Dağlaroğlu, Diyarbakır'a onu izlemeye gider ve stadyumda misafir edilir. O sırada tribünde Beşiktaş yöneticilerini de görür Profesör Dağlaroğlu.
25 dakikada 4 gol
Maç başlar ancak O çocuk sahada yoktur. Devre arasında teknik direktöre haber yollanır. ''Bu çocuğu izlemeye geldiler oynat!'' Son 25 dakika oyuna girer ve 4 gol birden atar. Sonradan oyuna giren bu çocuk karşı takımın yarısını çalımlayarak, kaleciyi de geçerek çok şık goller atar. Maç bittiği an zaten Beşiktaşlı yöneticilerin de orda olduğunu bilen Prof. Dağlaroğlu hemen aşağı yanına gitmek ister. Ancak bir haber alır, çocuk gitmiştir "Olur mu nasıl gider, maç daha yeni bitti diğer çocuklar yeni giriyorlar soyunma odasına" Daha sonra bölüğünde bulur genci. Karşısına alır der ki gence. ''Bak yavrum ben Prof. Dağlaroğlu, Fenerbahçe adına seninle konuşuyorum. Seni F.Bahçe'ye almak istiyoruz, gelir misin bize?" Genç kafasını öne eğer cevap vermez. "Evladım cevap versene. Bak maçtan da kaçtın seni bulamadım zaten. Benden mi kaçıyorsun yoksa?" "Yok" der genç içine çekerek nefesini.. "Efendim şey ben biraz utandım. Karşı takımda oynayan herkes benden büyük, bir de kaleci Hüsnü abi Milli Takım kalecisidir. O'na 4 gol birden atmaktan utandım, duramadım maçta..!" Yeteneği kadar kalbinin de güzel olduğunu anlar Dağlaroğlu ve der ki "Evladım sen tam da Fenerbahçe'ye yakışan bir futbolcusun. Bak burda Beşiktaşlı yöneticileri de gördüm. Acaba onlar seni kandırırlar mı diye de telaştayım. Fenerbahçe'ye gelmek ister misin ne dersin?"
İlaç parasına Fener'de
Genç der ki: "Merak etmeyin efendim, ben Beşiktaş'a gidemem" Hayırdır? "Orda Baba Hakkı var!! Onun heybetinden, onun görkeminden benim elim ayağıma dolaşır. Gidemem Beşiktaş'a lakin Fenerbahçe'yi çok severim. Gelmek isterim lakin..." "Söyle şartını" der Profesör "Ne istersin?" "Ben İstanbullu'yum, bir balıkçının oğluyum. Babam gariban bir balıkçı, çok hasta ilaçları var, alamıyorum ilaçlarını. 200 lira tutuyor diyorlar.. Ben F.Bahçe'ye geleceğime söz verirsem babamın ilaçlarını alır mısınız?" Gülümser Profesör... "Bak yavrum hem şahsım hem de Fenerbahçe Kulübü adına söz veriyorum. Babanın bütün tedavisini biz üstleneceğiz. Bırak ilaçları her şeyi ben hallederim sen merak etme. Bize gelecek misin?" Babasının tedavisinin üstlenileceğine emin olan genç gülümser ve "Elbette, bundan sonra sadece Fenerbahçe için yaşayacağım..." İşte o genç o gün Fenerbahçe formasını giymeye söz verir ve Fenerbahçe efsanesi olur.