Suriye’nin geleceği ne olacak? Doç. Dr. Olçar: Suriye’de 3 kritik nokta var…
Suriye’de muhaliflerin Esad rejimine son vermesinin ardından yeni dönem başladı. Suriye geleceğini A Haber’de değerlendiren askeri stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar, “Saha gerçeğine baktığımız zaman 3 kritik nokta var. Bunlardan bir tanesi PKK/YPG’nin ne olacağı konusudur. Devlet dışı aktör ve silahlı bir terör örgütü. Bunlardan 2. ise Golan Tepelerini işgal eden ve bunu inatla sürdüren İsrail var. Burada silahlı bir devlet harekatı var. 3. konumuz da Şam’dır. Yani geçici hükümettir.” dedi.
Suriye'de, yıllarca süren çatışmaların ardından yeni bir dönem şekillenmeye başladı. Muhaliflerin Esad rejimine son vermesiyle geçiş süreci gündeme gelirken, askeri stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar, Suriye'nin geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. A Haber'de konuşan Olçar, ülkedeki üç kritik noktaya dikkat çekerek geçiş sürecinin detaylarını anlattı.
ÜÇ KRİTİK NOKTA: PKK/YPG, GOLAN TEPELERİ VE GEÇİCİ HÜKÜMET
Doç. Dr. Olçar, Suriye'de kurulacak masada belirleyici olan saha gerçeklerini vurgulayarak, "Üç önemli nokta var; ilki, PKK/YPG'nin durumu. Bu, devlet dışı bir aktör ve silahlı bir terör örgütü. İkincisi, Golan Tepeleri'nin İsrail tarafından işgali. Bu, bir devletin yürüttüğü silahlı harekâtı temsil ediyor. Üçüncü ve en önemli konu ise Şam'daki geçici hükümetin yapısıdır," dedi.
Geçiş sürecinde tüm halkları kapsayan bir yönetim modeli benimsenirken, ülkede ordu ve polis dışında hiçbir grubun silahlı faaliyet göstermesine izin verilmeyecek. Olçar, "HTŞ lideri Colani dahi silah bırakmaya hazır olduklarını ifade etti," diyerek bu konuda bir uzlaşı zemini oluştuğunu belirtti.
SURİYE ÜNİTER BİR DEVLET OLARAK KALACAK
Suriye'nin geleceğinde federal bir yapı ihtimali kesinlikle reddedilirken, üniter devlet yapısının korunacağı ifade edildi. Yönetim modeline ilişkin başkanlık ve parlamenter sistem arasında tartışmalar sürse de parlamenter sisteme geçişin daha olası olduğu belirtiliyor.
PKK'NIN İŞGALİ ALTINDAKİ ENERJİ KAYNAKLARI
Suriye'nin hazine gelirlerinin yüzde 25'ini oluşturan enerji kaynaklarının bir kısmı halen PKK'nın kontrolünde bulunuyor. Ancak Deyrizor gibi kritik bölgelerdeki ilerlemelerle birlikte bu işgalin sona erdirilmesi hedefleniyor.
Bu süreçte Şam yönetimine destek veren tek ülke Türkiye olarak öne çıkıyor. Doç. Dr. Olçar, "Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunan en güçlü ülke Türkiye'dir. Türkiye, geçiş hükümetinin bu süreci tek başına yürütemeyeceğini biliyor ve bu nedenle aktif bir rol üstleniyor," ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL ROLÜ VE DİPLOMASİ ÇABALARI
Türkiye, Suriye krizinin çözümünde sadece içeride değil, bölgesel düzeyde de kritik bir aktör olarak çalışıyor. Mısır, Ürdün, Körfez ülkeleri ve hatta İran ile temaslar kurulmaya başlandı. Türkiye'nin liderliğinde Suriye'nin yeniden inşası için maddi kaynak ve diplomatik destek sağlanması hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen bu diplomasi, Suriye halkının refahı ve ülkenin yeniden ayağa kalkması için önemli bir umut kaynağı olarak görülüyor.
UMUTLU BİR GELECEK İÇİN İŞBİRLİĞİ
Suriye'nin geleceği, içerideki silahlı grupların etkisiz hale getirilmesi, halkları kapsayan demokratik bir yönetim kurulması ve bölgesel işbirliğiyle şekillenecek. Türkiye'nin bu süreçteki liderliği, bölgesel barış ve istikrar için hayati bir öneme sahip olmaya devam ediyor.