Kızıldeniz'de tansiyon yükseliyor! Orta Doğu'da büyük savaş mı istiyorlar? ABD'nin hain planı A Haber'de değerlendirildi
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Kızıldeniz’de biri savaş gemisi diğerleri ticari gemi olmak üzere üç gemiye dört saldırı düzenlendiğini bildirmiş ve bunun üzerine sözde saldırılara karşı "Deniz Görev Gücü" kurucağını duyurmuştu. Orta Doğu'da ABD ve İngiltere'nin varlığı bölgeyi katil İsrail'in kontrolüne bırakmak ve devamında burada cirit atma isteğini apaçık ortaya çıkartıyor. ABD'de Yemen'deki Husiler'i bahane ederek Orta Doğu'da ne hedefliyor? Büyük savaş mı istiyorlar? Tüm bu soruların cevabı konuyla ilgili en etkili harita üzerinden A Haber'de aktarıldı.
İngiltere Denizcilik Ajansı'nın (UKMTO) pazar günü Kızıldeniz'de bir patlama meydana geleceğine yönelik uyarı ile Yemen'i işaret etmesini ardından akşam saatlerinde ABD'den beklenen açıklama gelmişti. ABD bir savaş gemisine ve ticari gemilere İHA saldırısı düzenlendiğini bildirdi. Saldırının ardından soykırımcı İsrail ise Gazze'deki kara saldırısını genişlettiklerini duyurmuştu.
ABD SALDIRILARDAN İRAN'I SORUMLU TUTTU
ABD, Kızıldeniz'de Yemen'deki İran destekli Husiler tarafından ticari gemilere düzenlenen füze ve dron saldırılarından İran'ı sorumlu tuttu. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan yaptığı açıklamada, hafta sonu Kızıldeniz'de ticari gemilere yapılan saldırıların Husiler tarafından gerçekleştirildiğini ancak söz konusu saldırıların tamamen İran tarafından yönlendirildiğine inanmak için her türlü nedenlerinin olduğunu ifade etti.
Peki, ABD'nin sözde saldırıların arkasında yatan gerçek ne? Kızıldeniz'de neler oluyor? Orta Doğu'da büyük savaş mı istiyorlar? ABD'nin o hain planı A Haber'de Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doktor Cihan Günyel ve Akademisyen Profesör Doktor Serhat Ulağlı tarafından en etkili harita üzerinden değerlendirildi.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doktor Cihan Günyel'in açıklamalarında öne çıkan satır başları:
Amerika ve İngiltere gemilerine yapılan saldırının görüntülerini vermediler. Bununla ilgili bir görüntü yok. Sadece saldırı yapıldığı söyleniyor. ABD, Yemen'in İran'dan silah temin ettiğini söylüyor.
Ana hedef Boğaz'ın tamamen Batı ve İsrail kontrolünde olması… Pakistan ve İran'da burada bir gözdağı oluyor.
Amerika ve Batı bölgeyi hem Çin'e hem de Rusya'ya kaptırmak istemiyor. Bölge gerilimi de açıkçası Amerika'nın işine geliyor. Geçen yaz Çin, Suudi Arabistan ve İran'ı zirvede ağırlayarak ilişkileri normalleşme kararı almıştı. Bunun da ABD ve İsrail'e şöyle bir sorunu var, İran hem İsrail hem de Suudi Arabistan'ın Körfez ülkelerini yan yana getirebilecek ortak düşman.
Suudi Arabistan, bu durumda Amerika'nın enerji ve kendi güvenlik şemsiyesinden çıkmak isteyebilir. Çünkü ortada artık büyük bir tehdit yok. Bu durumda İsrail tek kalacaktır. Aynı zamanda Suudi Arabistan kendi güvenlik tehdidini ortadan kaldırdıktan sonra İsrail'in Gazze'de Filistin'de yaptığına odaklanabilir.
Rusya'da Suriye sahasında oldukça konumlandı ve güçlendi. Bütün bu denklemin altında enerji yatıyor. Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri bilindiği üzere dünyanın en büyük petrol ihracatçıları…
Amerika ile İngiltere'nin Yemen'e bir askeri hareket düzenleyecek bir riski alabileceğini düşünmüyorum. İsrail'in Gazze'de yaptıkları soykırımın ve arkasında destekçi olarak bulunmaları uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Kalkıp bir de Yemen'de bir mücadele vermeye çalışılırsa, Batı algısı gerilemiş olacak.
Süveyş Kanalı üzerinde Kızıldeniz'de tamamen bir hakimiyet oyunu olduğunu düşünüyorum şu anki durumun.
Akademisyen Profesör Doktor Serhat Ulağlı'nın açıklamalarında öne çıkan satır başları:
Bütün bunların hepsinin arkasında enerji politikaları büyük ölçüde bulunuyor. Bir de olayın kitleleri ayakta tutan bir psikolojik bir değeri var. Bazı toplumlar kendi tarihi değerleri ile ayakta dururlar. Mesela Ermeni toplumunu bir arada tutmaya yaratan şey sözde Ermeni soykırımı iddiaları üzerine tutunmaktır.
İsrail'i ise sözde devlet yapan kavram, kendilerine vadedilmiş topraklar üzerinde kurulacak bir imparatorluktur. Bu yüzyıllardan beri yaklaşık 4 bin 5 bin asırlık bir süreçten beri devam etmiştir. Bu aslında sadece enerji değil, İsrail'in gerçekleştirmek istediği imparatorluğa giden bir yol olarak görülüyor.
"İSRAİL'İN DURUŞUNA İKİ İSLAM ÜLKESİ SESİNİ ÇIKARTIYOR BİR TANESİ DE TÜRKİYE"
Olaya genel hatları ile baktığımızda Siyonist yapının dünyadaki yönetimini burada görüyoruz. Şu anda İsrail'in bu radikal duruşuna karşı İslam ülkeleri arasında iki tane güçlü ses çıkıyor.
Bir tarafta İran kendi cephesinde farklı bir boyutu ile çıkartıyor. Diğer tarafta ise diplomasi ve hukuk anlamında Türkiye sesini yükseltiyor.
İsrail'in bölgedeki küresel hedefine ulaşmasına yönelik engellerden bir tanesi de İran. Dikkat edecek olursanız ABD'nin sürekli hedefinde olan bir ülkedir.