ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in ajandasında ne var? Bölgede neler yaşanacak?
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün gece saatlerinde Türiye’ye geldi. Blinken’i Ankara Vali Yardımcısı Namık Kemal Nazlı karşıladı. Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesi bugün sabah saatlerinde başladı ve 2.5 saat süren toplantıda Gazze'de yaşananlar ele alındı. Peki ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in ajandasında ne var? Bölgede neler yaşanacak? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran değerlendirdi.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Antony Blinken dün akşam saatlerinde Türkiye'ye geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Orta Doğu turundaki Antony Blinken'la bir araya geldi. Hakan Fidan – Antony Blinken görüşmesinin ana gündem maddesi İsrail'in Gazze'ye saldırıları olacak.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye'ye gelmeden önce Orta Doğu turu çerçevesinde önce İsrail'in başkenti Tel Aviv'i ziyaret etmişti. Blinken ardından Ürdün'ün başkenti Amman'da, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) dışişleri bakanlarıyla İsrail'in Gazze'ye saldırıları konusunda görüşmüştü. Peki ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in ajandasında ne var? Bölgede neler yaşanacak? Türkiye'nin tavrı ne olacak? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran değerlendirdi.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran: ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Türkiye ziyareti, ABD'nin bir süredir bölge ülkeleri ile yürüttüğü bir diplomasinin parçası. Daha önce gelmeye çalıştı ancak programlar uymadı. ABD'nin yapmaya çalıştığı şey İsrail'in bir taraftan Gazze'deki operasyonunu kolaylaştırmak onun zorluklarını aşmak diğer yandan da Gazze'deki çatışmanın başka bölgelere yayılmasını özellikle Hizbullah başta olmak üzere Suriye-Irak ve Yemen sahalarına sıçramasını engellenmeye çalışıyor. Yani İran'ın bütün vekilleri ile içine dahil olduğu bir çatışma haline dönüşmesini engellemek.
ABD uçak gemilerinin konuşlandığı yerler belli. Eğer bu çatışma bir yere sıçrarsa ve İsrail bu katliamlarını daha ileriye taşıyarak Hizbullah ile savaşa götürürse bunun sadece İsrail'in güvenliği açısından değil bölgedeki barışın yıkılıp yeni çatışma alanlarının oluşmasının yanı sıra ABD'nin güvenliğini de tehdit edeceği açıktır. Hizbullah lideri Nasrallah ABD üslerini hedef olarak gösterdi. Bu ciddi bir risk olarak önümüzde duruyor. Hala bir ateşkes sesi gelmiyor. ABD buna karşı çıkıyor. AB'den de çok titrek sesler geliyor. Ortada olan şey ise evlerin, camilerin, okulların, kiliselerin, pazar yerlerinin hastanelerinin doğrudan vurulduğu ve sivillerin kendi tabirleriyle "insansı hayvan" olarak görüldüğü bir yerde İsrail katliamı devam ediyor.
Bilindiği gibi Gazze'yi 2'ye bölerek önce kuzeyindeki meskun mahaldeki yerleri ele geçirerek Hamas direniş noktalarını yok ederek hareket etmek istiyor. Buna Gazze açısında baktığımızda operasyonun uzun süreceğini ve yine sivil ölümlerinin artarak devam edeceğini gösteriyor. ABD birden fazla fonksiyonlu diplomasi yürütüyor. Bir yandan İsrail başarılı olmasını istiyor diğer yandan bölgeye yayılmasını engellemeye çalışıyor diğer yandan bu meseleyi sakinleştirmenin yolunu arıyor. "Çatışmadan sonra ne olacak?" sorusu netleşmiş değil. İsrail, Gazze'deki Filistinlileri Sina Çölü'ne sürmekten bahsediyor. Aşırı giden bakanlar nükleer bomba atmaktan bahsediyor. Bu İsrail'in çılgınlığının geldiği noktayı gösteriyor.
Bütün bu riskli alan ABD tarafından yönetilmek zorunda. Çünkü çatışmaların bölgesel düzlemde devam etmesi durumunda Orta Doğu'ya saplanacak ve Asya ve Hint Pasifik'teki büyük güç rekabetinden ivme kaybedecek. İşte bu bağlamda baktığımız zaman Blinken'in ateşkes için önerileri vardır. Türkiye'nin Gazze'deki katliama karşı çıkan tutumu ortadır. Hem ateşkes için hem insani yardım konusunda ciddi çalışmalar yürüyen bir politika izleniyor. 1967 yılındaki sınırlar özelinde bu sorun ancak çözülür. Topraklarını sürekli işgal yaparak genişleten İsrail'in durdurulması gerekiyor.
Batı değerleri anlamında bir medeniyet krizi yaşanıyor. Bunlar uzun vadede çok önemli tesirlerde bulunacak. Netanyahu'nun meseleyi İslam ve medeniyet savaşına götürüyor olması çok tehlikeli yere gidiyor. Türkiye çözüme giden bir garantörlük istiyor. İsrail'in güvenliğini sağlayan Gazze'yi çeşitli parçalara bölen ve İsrail'in kontrolü altında tutan bir durum istemiyor Türkiye. Filistinlilerin Gazze'den çıkarılması gibi öneriler geliyorsa Türkiye bunları kabul etmez ve bunların çözüm olmadığını karşı tarafa net şekilde söyler. Burada en büyük sıkıntı ABD'nin bugün İsrail'in bu yayılmacı politikasına mahkum bir konumda görünmesidir. Bu ABD çıkarlarına da aykırı ve sürdürülebilir değil.