İsrail savaş uçakları Gazze'de sivilleri bombalamaya devam ediyor. İsrail saldırıları A Haber'in canlı yayınına da yansıdı. Bölgede yüzlerce Filistinli hayatını kaybetti. 2 binden fazla yaralı var. Bölgeden son durumu Gazze sakini Ayesh Siam anlatırken Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Furkan Kaya önemli değerlendirmelerde bulundu.
İsrail savaş uçakları gece boyunca Gazze şeridini bombaladı. Çatışmalar gece boyunca devam etti, çok sayıda roket fırlatıldı. 413 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bin 315 Filistinli de yaralandı. İsrail Gazze sınırına tank sevkiyatı gerçekleştiriyor. Kara harekatının 48 saat içinde başlaması bekleniyor.
Peki Hamas'ın operasyonu ne anlama geliyor? Yeni İsrail-Filistin savaşı mı başlıyor? Hamas Demir Kubbe'yi nasıl aştı ve nasıl sızdı? İsrail kara harekatı başlatır mı? Türkiye devreye girer mi? İsrail-Hamas çatışmasının bitmesi için hangi adım atılabilir?
Gazze sakini Ayesh Siam: Şu anda bombardıman devam ediyor. Gazze'nin doğusunda ateş kemeri gibi bir uygulama var. İlk defa 2021'de uygulandı bu dün de aynısını yaptılar. Aynı yeri vurmaya devam ediyorlar. Çok sayıda F-16 uçakları aynı yeri defalarca vuruyor. Devamlı olarak bomba atıyorlar. Şiddetli patlama sesleri geliyor.
Dünden beri tabi biz çok zor bir gece geçirdik. Sabah 5'ten sonra ancak biraz uyuma imkanı bulabildik. Savaş uçakları Gazze semalarını hiç bırakmadı. Sürekli olarak bombalar atılıyor ve çok şiddetli patlama sesleri geliyor. Güneyden kuzeye kadar her yerde patlama yaşanıyor.
Doç. Dr. Furkan Kaya: İsrail-Filistin meselesi, Arap-İsrail savaşları kadar eski olduğunu biliyoruz. 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla bu mücadele başladı. Bunun haklı bir mücadele olduğunu ifade ediyoruz. 1948'ede başlayan demografik değişim Filistinlileri kendi yurdundan eden zorla, tehditle ve öldürerek bunu İsrail yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM'de 1948'ten buna olanları haritalarla gösterdi.
2 milyondan fazla Filistinli açık hava hapishanesi dediğimiz Gazze'ye 350 KM'lik bir alana sıkıştırıldı. Tıbbi malzeme, yemek, su giderilememesi konusu da var. Mısır'a açılan Rafah kapısı var ve bu da sağlıklı şekilde çalışmıyor. Yani her anlamda sıkıştırılmış Filistinlilerin yaşam haklarının elinden alınması durumu var. Diğer taraftan Batı Şeria, Doğu Küdüs işgal politikasının İsrail tarafından devam ettirilmesi bu pencereden baktığınız zaman bir Filistinlinin "En azında ölür şehit olurum" diyerek bu mücadeleye katılması şaşılacak bir durum değil.
İsrail güvenlik doktirinleri üzerine kurulmuş bir devlet. Kadınlar 2 sene erkekler 3 sene askerlik yapar. Oraya gittiğiniz zaman her köşede bir güvenlik görevlisi görürseniz. Böylesine kendini günvenlik şemsiyesi ve çemberi içine almış bir ülke. "Kuş uçsa haberimiz olur" diyen MOSSAD nasıl oldu da Kassam Tugayları'nın bu uzun süren hazırlığını nasıl haber alamadı? Paramotorlara müdahale edemediler. İndirmeden sonra cevap veremediler Uyuyan hücreler harekete geçti ve bunları tespit edemediler. Bu anlamda çok soru işareti var.
Netanyahu hükümeti 10 önce yargı reformu sebebiyle milyonlarca İsraillinin protestoları ile boğuşurken İsrail siyaseti çok karanlık günlere doğru sürüklenirken bu saldırının İsrail siyasetine zararı mı olur faydası mı olur? İsrail toplumu ve siyaseti bölünmüş durumda. İşte bu bölünme artacak mı saflar sıklaşacak mı? Filistin onları bir araya getiren bir olay. Amerika barışı sağlayacak ülke olarak Türkiye'yi görüyor. Bölgede çok değişik dengeler var. Kurulmak istenen terör devleti için alan açma stratejileri yapılıyor. İsrail zaman zaman PKK/YPG'ye kulak kabartıyor.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın: İsrail'in bir bayram gününde taarruz başlatıldı ve buna Aksa Tufanı adı verildi. İsrail bunda ciddi şekilde askeri ve sivil kayıplar verdi. Buna karşılık İsrail bir harekata geçti. Burada 2 tarafında zorlukları var. Bir yanda İsrail bir yanda Filistin tarafı var. İsrail sözde cezalandırma harekatı hem bölge barışını bozacaktır hem de bütün dünyayı bir şekilde Orta Doğu'da yerinden kaldıracak bir kaldıraç olabilir. Ben harekat başladığında cehennemin kapıları açıldı demiştim. Bu bölgede bir cehennem olursa Türkiye'de bu bölgede ve işin içerisinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok net konuştu ve uluslararası hukuka göre biz çözüm istendiğinin altını çizdi. Biz Türkiye olarak arabuluculuğa hazırız.
Türkiye meseleye sükûnet ile yaklaşıyor. Biz bu coğrafyayı 400 yıl idare eden Osmanlı Devleti'nin devamıyız. Modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarafların bir intikam içerisine girmesini istemiyor. Ben en korktuğum kara harekatıdır. Meskun mahalde bir katliam gidildiği taktirde, bu bölgede çok ciddi çatışmalara sebep verir. Birinci korkum İran'ın buna dahil olması ve İsrail'e füze atmasıdır. Diğer taraftan ABD'nin İsrail'e yardım açıklamaları var.
Emekli kurmay albay Dr. Cüneyt Küsmez: Son 2 gündür yaşananlara tarihi bir süreç içerisinde baktığımızda sanki birbirinin devamı niteliğindedir. Geçmiş dönemden bugüne harita İsrail-Filistin haritasına bakarsak yeni bir duruma yeni harita gidiş var. İsrail'in bölgedeki siyasi konumlamasını tekrar değiştirecek yeni bir konuma geçecek durum içerisinde olduğunu bize gösteriyor.
1947 yılından itibaren İsrail'in bölgedeki genişlemesi özellikle bunu Filistin halkının aleyhine olacak şekilde devam ettirmesi hem askeri hem diplomatik açıdan özellikle kendisine taraftar bulan kendisini destekleyen ülkelerle birlikte bu işi götürmesi içinde bulunduğumuz döneme kadar sürdü.
Hamas'ın 3 ayrı bölgede yani Kudüs, Şeria ve Gazze bölgelerinde İsrail'e karşı göstermiş olduğu mücadelenin en şiddetli bölümünün Gazze'de yaşandığını biliyoruz. Özellikle 2012 yılından itibaren Hamas'ın kendi teşkilatlanmasını oluşturması ve İsrail'e karşı yürütülecek olan davanın tek temsilcisi olarak kendini görmesi dikkat çekici.
Yeni bir askeri tarzın ortaya çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki orta vadede Gazze bölgesindeki halkın özellikle Mısır tarafına Sina Yarımadası'na bir geçici iskan edilmek şartıyla bir sürgüne bir göçe zorlanması İsrail'in muhtemel hedefleri arasında gözükebilir."
Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar: Hamas'ın yapmış olduğu Aksa Tufanı'nda 2 tane taktik kullanıldı. Bunlardan bir tanesi 17 nokta yoğun ateş altına alındı. Eldeki mevcut imkanlarla Tel Aviv'e kadar ulaştılar. İkinci olarak ise Hamas kara harekatı düzenledi. Bununla birlikte 17 noktaya temas kurdu. İsrail-Hamas arasındaki sınır doğrudan Hamas unsurları tarafından bir takım yöntemlerle geçildi. Paramotorlar kullanıldı, karadan geçildi ve doğrudan gittikleri yerlerdeki karakolları esir aldılar. Ve İsrail ilk defa geri çekildi. İsrail hem kendi halkından hem de kendi ordusundan esirler verdi. İlk gün çok sayıda kayıp verdi ve yaralılar oldu. Gazze cephesi Hamas'ın üstünlüğü ile sonuçlandı.
Bu insanlık suçudur. Soykırıma giden bir suç. Bütün halkın 'tam teslim olması' için yapılan bir harekat bu. İnsanlık suçudur. Soykırıma giden bir suç. Şu anda bu harekatın sonucunda İsrail'in yapmak istediği şey şu; Batı Şeria'yı komple işgal ve ilhak etmek. Ondan sonra Gazze var. Gazze'yi komple işgal değil bakın ilhak etmek istiyor. Topraklarına katmak istiyor. Tıpkı Golan Tepeleri gibi. Batı Şeria'da da statüyü değiştirmek istiyor. Gazze'deki nüfusu boşaltmak istiyorlar. Önceki aşamada Gazze'deki nüfusu boşalttırmak suretiyle Refah Kapısı'nı kullanabilirler. Denizden tahliye edebilirler. Filistin halkının çok da yerinden ayrılmaya niyeti yok gibi gözüküyor.
Niye bunu yapıyor? Bu bölgeyi bir şekilde boşalttırdıktan sonra kara harekatı planlıyor. Şu anda yapamaz. Kara harekatı yaparsa eğer hem bölge içindeki meskun mahallerde İsrail ordusu erir, Hamas İsrail'e büyük zarar verir. Kara harekatı yapması için bu bölgedeki sivilleri tahliye edilmesi gerekiyor. Ondan sonra yoğun bir bombardımanla taş üstünde taş bırakmayacaklar. Sivillerde gittiği için sadece Hamas unsurları görülen her noktada uzaktan, karadan ve havadan öldürülecek. İsrial şu an kara harekatının koşullarını hazırlıyor. İlk harekat Gazee'ye olacak. Her şey bittikten sonra Yahudi nüfusu yerleştirilecek. İsrail'in planı bence bu.
A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali: Bölgede çatışmalar sürüyor. İsrail, Gazze şeridine yönelik yoğun bir bombardıman var. Bölgede sivillerin kaçabileceği hiçbir yeri yok. Bir tahliye koridoru oluşturulur mu? Bunu henüz bilmiyoruz. Müslüman ülke olan Mısır'ın tahliye koridoru açıp açmayacağına dair büyük biri soru işareti var. Bölgeden 2 milyondan fazla insan var ve sığınacakları bir yer yok. Bölgede bir insanlık dramı yaşanıyor.
İsrail bütün güçlerini Gazze'ye sevk etmeye başladı. Bölgeye tankların sevkiyatına şahit olduk. Yedek personellerin askere alındığına dair görüntüler var. Kara operasyonu için hazırlıklar yapılıyor. İsrail yönetimi Gazze içerisinde yer alan Han Yunus bölgesinin özellikle boşaltılmasını istiyor. İsrail bu bölgede askeri operasyon ile Mısır ile bağlantısı kesmek istiyor. Burada tamamen kapana kısılmış bir Gazze'den söz ediyoruz.
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe: ABD'nin Akdeniz filosunu Doğu Akdeniz'e sevk etmesi, müdahil olacak 3 taraflara karşı yapılmış bir hamle. Bu yapılanlar diplomatik hamleler bunun arka planında bölgede özellikle Filistin ya da Gazze çıkacak çatışmalarda İsrail'in sahip olduğu güçlü silahlar bölgede maalesef kullanılıyor. ABD'nin buraya gelmesi uzun süreli çatışmayı ya da uzun süreli bir savaşı göze alma demektir bunun yanında caydırıcılık için yapılmıştır. İran'a yönelik bir saldırı olması demek aynı zaman Basra Denizi'ne sıçraması demektir. Çok geniş bir ortamda çatışma demek ve bölgede istikrarsızlık demektir. Böylece savaşın yayılmasını görebiliriz. Devasa silahlara sahip uzun menzilli silahları İsrail kıyılarına yanaşması pek iyi niyetli bir durum değildir.
Mısır'ın son dönemde izlemiş olduğu etrafındaki ülkelerle barışçıl politika söz konusu. Trump döneminde normalleşme adımları kapsamında İsrail ile anlaşmalar yaptı. Yani Mısır bir barış süreci izliyor. Mısır'ın mutlaka Filistin'i destekleyici bir politikası olur. Ama sıcak savaşa girer mi? Bunu net şekilde söylemek mümkün değil. Ancak Hamas ve Filistin'e askeri malzeme desteği vere3bileceğini söyleyebiliriz. Bölgenin en önemli aktörlerinden bir tanesi de Mısır'dır.
Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mesut Şöhret: Gazze şu anda her bir taraftan kuşatılmış durumda. Önümüzdeki günlerde saatlerde Gazze'ye yönelik büyük bir kara harekatı bekliyoruz. Esirler yüzünden biraz geciktirildi. Belki onunla ilgili istihbarat toplanıyor nerede olduğuna dair.
İSRAİL'İN RAKİPLERİNİ CESARETLENDİRDİ
ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan: Askeri sonuçları açısından bakıldığından İsrail'in caydırıcılığının ciddi bir aşınmaya uğradığını ve Hamas ile son karşı karşıya gelişlerinde olduğu gibi burada da çok ciddi bir istihbarat veya askeri zafiyet içerisinde olduğu ve bu durumun da İsrail'in rakiplerini giderek daha da cesaretlendirip daha büyük saldırılar konusunda teşvik ettiğini görüyoruz.
İsrail'i bir çevrelenmişlik hissi içerisine hapsediyor. Tabii İran bu vekil güçlerine transferleriyle finansal askeri yardımlarıyla İsrail karşısında ciddi bir caydırıcı kapasite oluşturduğu anlaşılıyor.
Hamas ciddi bir askeri hamlede bulundu.
İsrail orantısız güç kullanımıyla saldırılara başladı. Geçmiş örneklerde de gördüğümüz gibi sivillere dönük saldırılarla bir acı tabloyla karşı karşıyayız. Bundan sonraki aşamada çatışmanın daha geniş farklı aktörleri de içeren daha geniş bir çaplı çatışmaya doğru evrilip evrilmemesi veya İsrail'in Gazze'ye dönük bir kara harekatını da içeren bir çatışmaya doğru gidip gitmeyeceği şu anda tartışma konusu.
Yaşanan gelişmelerin Netanyahu'nun içerideki sıkışmışlığını aşma yönünde bir sonuç doğurması muhtemel. Bu sonuçtan yola çıkarak bu eylemin gerçekleşmesine göz yumdukları görmezden geldikleri gibi bir sonuca varmak bence yanlış bir değerlendirme olur diye düşünüyorum.
Son saldırıların sonuçları İsrail'in çok aleyhine olacaktır diye düşünüyorum.
Diplomatik bir kayıp İsrail açısından. O eski dokunulmaz yenilmez algısı yıkıldı. İsrailli rakiplerini bölgede ciddi anlamda teşvik ediyor.