Kanlı 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçti! Zincirbozan’da neler yaşandı?
Tarihe düşen kara leke: 12 Eylül 1980... Bugün Türk demokrasisine darbe vurulan o tarihin yıldönümü. Türkiye demokrasi tarihine kara leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen geride bıraktığı acılar ilk günkü tazeliğini koruyor. Perspektif programı da 12 Eylül darbesinde Zincirbozan'ı mercek altına aldı.
12 Eylül Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen darbenin yıldönümü. Türk demokrasisine anayasa kılıfı adı altında "deli gömleği!" giydirilmesinin üstünden 43 yıl geçti. Türkiye, darbenin izlerinin silinmesi, demokratik hakların geri verilmesi, siyasetin alanının genişletilmesi için 43 yıllık sürede 19 anayasa değişiklik paketi kabul etti, toplamda 184 değişiklik yaptı. Ancak 12 Eylül'ün ne Anayasa ne de siyaset koridorlarındaki izlerini tam olarak silemedi.
Askeri darbenin ardından Milli Güvenlik Konseyinin 31 Mayıs 1983 tarihli kararıyla Adalet Partisinden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, İhsan Sabri Çağlayangil ve Yiğit Köker, CHP'den Deniz Baykal, Celal Doğan, Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çakmur, Büyük Türkiye Partisinden Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan, Zincirbozan'daki deniz birliğinin bulunduğu askeri birlikte zorunlu ikamete tabi tutuldu.
Lapseki-Biga kara yolundan ayrılan bir yolla ulaşılan, Çardak beldesi yakınında deniz kıyısında etrafı tellerle çevrili tesisin ortasında, siyasilerin 4 ay kaldığı bina yer alıyor. geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen geride bıraktığı acılar ilk günkü tazeliğini koruyor. Perspektif programı da 12 Eylül darbesinde Zincirbozan'ı mercek altına aldı. Yaşananları Yeditepe Üniversite Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya anlattı.
Furkan Kaya'nın anlattıkları:
"12 Eylül çok anlatıldı çok yazıldı ve belgeseller çekildi. Bizler bugün 12 Eylül'ün Zincirbozan günlerini anlatacağız. Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit ile eşleri burada göz hapsinde tutuldular. Pek çok siyasi burada 121 gün kaldı. Türk tarihinde en büyük zaferlerden biri olan Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı kutsal topraklar üzerindeyiz. Ama maalesef 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle de simgelenmiş olan bir yerdeyiz. Burası Zincirbozan.
27 MAYIS'TAN FARKI YOK
Darbe sonrası dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ve siyasetin önemli isimleri burada Zincirbozan'da bu askeri üs de göz hapsinde tutuldular. Buraya geliş hikayeleri de çok enteresandır. Burada bir mahkumiyet yok. Tıpkı diğer darbe süreçlerinde olduğu gibi siyasetçileri derhal görevlerinden indiriyorlar ve görevden alıyorlar. 12 Eylül yumuşatılarak anlatılıyor ama 27 Mayıs'tan hiçbir farkı yoktur.
SÜLEYMAN DEMİREL VE ZİNCİRBOZAN HİKAYESİ
Siyasiler buraya getiriliyor. O zaman Başbakan Süleyman Demirel Güneş Sokak'ta evinde oturuyor. Kendisine bilgi veriliyor Zincirbozan'a götürüleceğine dair. Süleyman Demirel haritadan baktığında Çanakkale'ye kara yolu ile gideceğini anlıyor ve bir daha göreve gelirse Çanakkale'ye havalimanı yapacağını söylüyor. Süleyman Demirel oldukça enteresan bir liderdi. O zaman bile bunu düşünüyor. Süleyman Demirel yine iktidar olduğu zaman ülkesine hizmet edeceğini söylüyor. Süleyman Demirel'e "Geç kalmayın" diye uyarıda bulunulunca o da "Ne olacak geç kalsak bizi Zincirbozan'a almayacaklar mı?" diyerek yine farklı kişiliğini ortaya koyuyor.
NEDEN GETİRİLDİLER?
Siyasiler buraya aileleri ile birlikte geliyor. Burada kalacakları yerler ayarlanıyor. Zincirbozan askeri bir radar üssüdür. Burası Adnan Menderes zamanında yapılıyor. Stratejik olarak da çok önemli bir yerdir. Özellik burası seçiliyor. Siyasilerin kendi yoldaşları ile irtibata geçmemeleri darbenin hedefine ulaşması bakımından özellikle Hamza Köy ve Zincirbozan tercih ediliyor. 2 Haziran 1983'ten 30 Eylül 1983'e kadar burada göz hapsinde tutuluyorlar. Burada tabi şartlar oldukça ağır. Kronik rahatsızlıkları olan siyasiler için tercih edilen Zincirbozan uygun bir yer değildi.
MİLLİ İRADEDEN KORKU
Yemek yedikleri bölümler ayrıydı ancak bazı zaman yemekler odalarına gidiyordu. Burada gözetme küleleri de vardı ve çok ciddi güvenlik önlemleri alınmıştı ve kuş uçmuyordu. Darbeciler halkın iradesinden o kadar çok korkuyor ki Başbakan Süleyman Demirel, Bursa yoluna girdiği zaman herhangi bir vatandaşın yanına yaklaşmasına izin vermiyorlar. Hatta Süleyman Demirel'in konvoyuna katılmak isteyen sivil arabaların anahtarları cuntacılar tarafından alınıyor. Vatandaşlar Süleyman Demirel'i Zincirbozan'a uğurlamaya gelince anahtarlar toplanıyor. İşte bu milli iradeden korkudur.
TENİS RAKETİ SAPINDA GİZLİ MESAJLAŞMA
Cuntacılar burada mesaj da vermek istiyor. "İşte koskoca iktidar Süleyman Demirel tek başına Zincirbozan'a gidiyor" demek istiyorlar. İşte bu imajı vermek istiyorlar. Ancak Süleyman Demirel burada kalırken partililer onu yalnız bırakmıyor. Demirel'in yol arkadaşları onunla irtibat kurmak istiyor. Orhan Keçeli buraya sporcu kılığında geliyor ve Süleyman Demirel'in mesajlarını tenis raketinin sapına saklayarak halka ulaştırıyor. İşte bu gizli mesajlaşmalar çok hassas bir şekilde yapılıyor. Ancak asker burada son derece sert ve kontrollü davranıyor. Hiçbir şekilde Süleyman Demirel'in partililerle görüşmesine izin vermiyor.
YENİ PARTİNİN AYAK SESLERİ
12 Eylül darbesinde tüm partiler kapatıldı. Adalet Partisi'nin yerine Hüsamettin Cindoruk liderliğinde Bağımsız Türkiye Partisi kurulmak istendi. O parti de Kenan Evren tarafından kapatıldı. Ama korku burada yeni bir partinin kurulması yönündeydi. Süleyman Demirel, Zincirbozan'a gelirken yeni bir parti kuracağının mesajını veriyor. Partinin ismi Doğru Yol Partisi olarak belirleniyor. Partinin ismini Zincirbozan'da eşi Nazmiye Demirel ile beraber yürürken koyuyor. Asker burada göz hapsinde tutarak kendi gücünü göstermeye çalıştı."