CHP’nin medya ile işçi-patron ilişkisi! CHP neden Halk TV ve diğer kanalları fonladı?
CHP'nin Ekrem İmamoğlu'nu destekleyen Halk TV ile sözleşmesini feshetmesinin yankıları sürerken CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem'den çarpıcı bir itiraf geldi. Eren Erdem başka kanallarla da anlaşmalarının olduğu ve para karşılığı haber yaptırdıklarını kabul etti. Erdem, o kanalların hangileri olduğunu ise açıklamadı. Konuya ilişkin bir açıklama da Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu'dan geldi. Mahiroğlu, Halk TV'yi satın aldığında kanalın uydu parasını CHP'nin karşıladığını söyledi. Peki CHP neden Halk TV ve diğer kanalları fonladı? Muhalefette neler oluyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Akşam yazarı Kuruluş Tayiz ve SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş değerlendirdi.
CHP'nin değişim adı altında darbe planı yapan Ekrem İmamoğlu'nu destekleyen Halk tv ile sözleşmesini feshetmesi gündeme bomba gibi düşerken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem bir itirafta bulundu. Eren erdem, katıldığı canlı yayında, başka kanallarla da anlaşmalarının olduğunu ve para karşılığı haber yaptırdıklarını kabul etti. Erdem, o kanalların hangileri olduğunu ise açıklamadı.
Konuya ilişkin bir açıklama da Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu'dan geldi. Mahiroğlu, Halk TV'yi satın aldığında kanalın uydu parasını CHP'nin karşıladığını söyledi. Peki CHP neden Halk TV ve diğer kanalları fonladı? Muhalefette neler oluyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Akşam yazarı Kuruluş Tayiz ve SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş değerlendirdi.
Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz öne çıkan sözleri:
"CHP'de seçim yenilgisinin travması devam ediyor. CHP'de ana hattıyla 2'ye bölünme var. Tabi bunlar da kendi için bölünmeler yaşıyor. Bir tarafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu diğer tarafta Ekrem İmamoğlu cephesi var. Parti bölününce CHP'nin uydu parasını ödediği medya kanalları da 2'ye bölünmek zorunda kaldı. Halk TV ifşa olan kısım. Bunu Halk TV'nin kendi sahibi itiraf ediyor. Eğer bir TV olarak uydu parasını bir partiden alıyorsanız o partinin uydusu olmaktan çıkamazsınız. Parti bölünürse medyada ikiye bölünür.
"İŞ VEREN İŞÇİ İLİŞKİSİ VAR"
İş vereni siyasi parti olan bir medya anlayışından bahsediyoruz. Durum çok komik. 'Bu Türkiye'de normal' açıklaması çok büyük bir saptırmadır. Ben 25 yıldır medyanın içindeyim ilk kez bir siyasi partinin bir medya kanalını işten çıkardığını görüyorum. Bu çok büyük bir anormalliktir. Ortada bir noter yazısı var, bildiğimiz işveren işçi ilişkisi var. Medyanın finansmanında bir siyasi partinin başrol oynadığını görüyoruz. Sadece Halk TV değil bunun için de Tele 1'de var. Bunu da CHP'den ayrılan Muharrem ince açıklamıştı. Yani maaşlar CHP tarafından ödeniyor.
"LAĞIM PATLAMASI YAŞIYORUZ"
Bu kanalları sadece CHP değil, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da maaşa bağladığı ifade ediliyor. Medyada çok büyük bir lağım patlaması yaşıyoruz. Bunun asıl sebebi siyasi partilerin seçimlerde yaşadığı yenilgi sonrası ortaya çıkan bir travma var. 'Kemal Kılıçdaroğlu'nı temiz insan sanıyordum, kandırıldım' diyenler bile bile okurlarını izleyenlerini kandırdı. Bu siyasi partilere destek veren vatandaşlara üzülüyorum. Gazetecisi, siyasetçi yalancı ve kendilerini aldattılar."
Nebi Miş'in canlı yayındaki değerlendirmeleri:
"Muhalefetin medya ile son günlerdeki ilişki biçimi ortaya çıkan ifşalar bunların içinde yeni bilinen bir şey yok. Bunların yani CHP'nin TV kanalları ve gazetecilerle fon üzerinden iş gördüğü bilinen hususlardı. Kimin kimi desteklediği kulislerde hep konuşuluyordu. CHP üzerinde yeni bir mikro iktidar mücadelesi başladığı için herkes kendi güç odağı olma hali üzerinden yeniden şekil alıyor.
"ETİK VE AHLAK GİBİ BÜYÜK LAFLAR ETTİLER..."
Bugün Halk TV ya da diğer mecralar CHP içinde 2'ye ayrılmasıydı bu tartışmaları görmeyecektik. Bugüne kadar etik ve ahlak anlamında büyük laflar ettiler bunları madde madde yazarken kendi medyalarını ya da yazarlarının fonlanması için tartışılacak her işi yaptılar. Başkasına eleştirirken eleştirdikleri her şeyi yaptılar. Bugün muhalefet içerisinde bir hesaplaşma var ve birbirlerini ifşa ediyorlar. Medyayı çalışan pozisyonuna düşürmüşler.
"ATEŞ EDENLER KAZANSAYDI SAVUNACAKTI"
Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren ve ateş eden köşe yazarları eğer Kılıçdaroğlu kazansaydı onu savunmaya ve pozisyonlarını korumaya devam edeceklerdi. Burada gördüğümüz durum muhalefet açısından muhalefetin Türkiye'ye söyledikleri açısından herhangi bir kriterin etik usulün ya da bir düzenin olmadığını gösteriyor. Muhalefet medya ilişkisi hep böyleydi ve bunu bugün bize gösterdiler. Bize doğruları söylemediklerini konuşmamız gerekiyor."