15 Temmuz gecesi neler yaşandı? Eşi şehit olan 15 Temmuz gazisi Vahide Şefkatlioğlu A Haber’de
15 Temmuz hain darbe girişiminin 7. yıl dönümü. FETÖ ihanet şebekesinin işgal ettiği noktalardan biri de Atatürk Havalimanı oldu. O karanlık gecede neler yaşandı, millet darbecilere nasıl dur dedi? A Haber muhabiri Mehmet Karataş’ın konuğu olan 15 Temmuz gazisi Vahide Şefkatlioğlu canlı yayında anlattı.
FETÖ ihanet çetesinin ülkeyi ele geçirmeye çalıştığı 15 Temmuz'un üzerinden tam 7 yıl geçti. Milletin silahını millete doğrultan hainler o gece halkın mücadelesiyle yok edildi. Darbeciler tek tek yakalanarak cezaları kesildi.
252 vatan evladının şehit düştüğü 2 binden fazla insanımızın gazi olduğu o karanlık gecede işgal edilen yerlerden biri de Atatürk Havalimanı oldu. İnsanlar akın akın oraya giderek hainlerin elinden orayı kurtardı ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte darbecilere geçit vermedi. A Haber muhabiri Mehmet Karataş'ın konuğu olan o karanlık gecenin aydınlığa çıkmasını sağlayan 15 Temmuz gazisi Vahide Şefkatlioğlu hem şehit Mehmet Fatih Şefkatlioğlu'nu hem de yaşadıklarını canlı yayında anlattı.
15 Temmuz gazisi Vahide Şefkatlioğlu'nun öne çıkan sözleri:
"O gün eşimle beraber alışveriş yapmıştık akşam yemek yedikten sonra evimizi boyamaya başladık. Eşime o gün çay verdim ve uyumaya gittim. O da namaz kıldıktan sonra uyuyacağını söyledi. Telefonum çaldı kardeşim aradı ve darbe olduğunu söyledi. Benim aklıma direkt olarak Suriye geldi orada yaşananlar geldi. Vatan elden gidiyor diye eşimin yanına koştum. Eşim hemen televizyonu açtı ve bende o sırada 25 yaşında olan oğlumun yanına geçtim.
"MİLLETİN SİLAHINI MİLLETE DOĞRULTTULAR"
Ben üstümü giydim dışarı çıkmak için eşim benim çıkmamı istemedi oğlumla beraber gideceğini söyledi ama ben de onlarla beraber gittim. O zaman 9 ve 16 yaşında olan kızlarımı evde bırakıp eşim ben ve oğlum dışarı çıktık. Ben bir darbe görmedim. Suriye'de gibi bir şey oluyor sandım ancak durum öyle değilmiş. Bizim vergilerimizle alınan silahları hainler bize doğrultmuşlar. Onlar hiçbir zaman Türk askeri olmamış ve olmadılar. Onlar bu vatanı bölmek için taklit yapan bizimle beraber gibi görünüp milletin parasıyla alınan tankları milletin üstüne sürenler.
"BU BAYRAĞI BU EZANI KORUYAN GENÇLERİMİZ VAR"
Biz aile olarak sokağa çıktığımızda insanlar daha sokağa yavaş yavaş çıkıyordu. Atışalanı'nda Emniyet Müdürlüğüne saldırıldığını duyduk ve oraya doğru gittik. Elimizde bayrak kalbimizde iman vardı. Ben çok cesaretli bir insan değilim o gün Allah'ın verdiği cesaretle güçle bu vatanı kanımızın son damlasına kadar korumak için çıktık. Atışalanı'na gittiğimiz zaman insanlar akın akın çıkmaya başladı. Gençleri sokakta görünce devletin arkasında böyle gençlerin olmasındaN çok gurur duydum. Bu bayrağı bu ezanı koruyan gençlerimiz var.
"ONLAR İNSAN DEĞİL AMERİKA'NIN UŞAKLARI"
Orayı polis ekipleri koruma altına almıştı. Biz de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı karşılamak için Atatürk Havalimanı'na doğru yola koyulduk ve otobana çıktık. 15-20 dakika yürüdük insanlar akın akın oraya gidiyordu. O sırada tanklar insanların üzerinden geçmeye başladı. O tankı kullananların ben insan olduğuna inanmıyorum çünkü oradaki masum insanların üzerine tankı sürmek için canavar olmak gerekir. Hayvan bile demek istiyorum hayvanlara hakaret olur. Onlar insan değil Amerika'nın uşakları. Biz 15 dakika daha yürüdük ve silah sesleri gelmeye başladı. Eşim o sırada bariyerlerdeN atlamamızı söyledi. Ben alttan geçtim eşim ayağını bariyerin üzerine koydu ve tank o sırada üzerimizden geçti.
"EN GÜZEL HEDİYESİ ŞEHİTLİK OLDU"
Beni hastaneye kaldırdılar eşimin şehit olduğunu sonra öğrendim. 1 yıl hastanede kaldım. 2,5 ay kadar yoğun bakımda kaldım 1,5 ay sonra eşimin vefat ettiğini öğrendim. Ben o zaman ilk gözlerimiz açtığımda vatanımızı sormuşum. O gecenin sabahı oğlumun doğum günüydü. Eşimin oğluma verdiği en güzel hediye şehitlik mertebesidir."