AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı A Haber'de
Son dakika haberleri… Seçimlerin 2. turuna 5 gün kaldı. Tüm dünyanın gözü yapılacak Türkiye’ye çevrildi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı A Haber'de önemli açıklamalarda bulundu. Sinan Oğan’ın desteğinin çok önemli olduğunu söyleyen Hayati Yazıcı depremzedelere hakaretin insanlık dışı bir tutum olduğunu söyledi. Yazıcı, “Milliyetçi söylem takınma emarelerini görüyoruz. Bu tür siyasetçilere bu tür siyasi davranışlara günaydın hayrola. Bu şimdi söylenecek bir şey mi? Taktiksel bir tavır sergiliyorlar. Milletimiz bunu görüyor.” dedi.
Sahayı, miting alanlarını nasıl görüyor? Sinan Oğan Başkan Erdoğan'ı destekleme kararı aldı. Sinan Oğan'ın desteğini nasıl değerlendiriyor? Kılıçdaroğlu'nun 2. tur için milliyetçilik söylemi ne anlama geliyor? A Haber'de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı soruları yanıtladı. Sinan Oğan'ın Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a desteğinin çok önemli olduğunu söyleyen Hayati Yazıcı depremzedelere hakaretin insanlık dışı bir tutum olduğunu söyledi. Yazıcı, "Milliyetçi söylem takınma emarelerini görüyoruz. Bu tür siyasetçilere bu tür siyasi davranışlara günaydın hayrola. Bu şimdi söylenecek bir şey mi? Taktiksel bir tavır sergiliyorlar. Milletimiz bunu görüyor." dedi.
Hayati Yazıcı'nın öne çıkan sözleri:
(HDP ve Kandil'in Kılıçdaroğlu'na desteği) Türkiye siyaseti açısında ve Türkiye'nin 40 yıldan beri karşı karşıya kaldığı terörle mücadelesi bağlamında yapılanları binlerce şehidimizi düşündüğümüzde kabul edilebilir ve izah edilebilir değildir. Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızın seçimler aracılığıyla Meclis'te temsil ediliyor olmaları başka bir durumdur. PKK'nın uzantısı olduğuna dair eleştirilen alan partinin eleştirilere müspet bir cevap verdiği hiç görmedik. Bir devlet içerinde egemenliğin temsil edildiği Meclis'te bulunan kişiler hangi şartta olursa olsun terörü bir araç olarak kullanan terör yapılaşma ve inşa etmek için araç haline getiren ve bunu bir vasıta olarak kullanan kesimlerle arasına mesafe koyması gerekir. HDP ya da bundan önceki isimleriyle anılan partinin terör örgütlerini kınayan bir beyanına rastlamadık. Türkiye'de bir Cumhur İttifakı var ve diğer tarafta 7'li 11'li artık kaç oldukları belli olmayan bir ittifak var. Türkiye'de vatanın birliği ve bütünlüğü konusunda Türkiye'ye karşı olanlar ile bir kesimin birlikte yürüyor olmaları ve bu söylemleri görünecek şekilde getirmiş olmaları gerçekten üzüntü verici.
KILIÇDAROĞLU'NUN MİLLETÇİLİK TAKTİĞİ
Milliyetçi söylem takınma emarelerini görüyoruz. Bu tür siyasetçilere bu tür siyasi davranışlara günaydın hayrola. Bu şimdi söylenecek bir şey mi? İnsanımızın geçmişini ve Anadolu'yu dikkate aldığımızda bu milletin ne kadar yerli ve milli olduğunu yabancı unsurlara karşı nasıl her şey ile mücadele ettiğini yeni mi keşfediyorlar? Bir değişim emarasi verirken diğer taraftan Türkiye'ye düşman ve Türkiye'nin kalkınmasını gelişmesini istemeyen tüm kesimlerle birliktelik kurmaları ve bu görüntüyü vermeleri şimdi sergiledikleri sergilemeye çalıştıkları tutumlarının da taktiksel bir tavır olduğu sonucunu doğuruyor. Bunu da milletimiz görüyor. Milletimizi bunları inandırıcı bulmuyor, arşivler unutmaz.
OĞAN'IN ERDOĞAN'A 2. TUR DESTEĞİ
Kendi programlarına uygun olan ilkelerine yakın olan ülkenin bekasına yakın alan bir tavır ortaya koymuştur. Sinan Oğan da tam olarak bunu yapmıştır. Sinan Oğan'nın dillendirdiği görüşler itibariyle en yakın ittifak birebir örtüşmese de Cumhur İttifakı'dır. Bu bir beyan deklaresidir. Sinan Oğan'ın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a destek beyanı oldukça önemli. Onu destekleyen insanların düşünemesine katkı sağlayacaktır. Sinan Oğan demokratik hakkını kullanmıştır. Yüzde 5'i aşkın oy elde etmiştir yarışa girecek adaylar arasında yer alamamış ama bir kanaat belirtme hakkı değil mi? Bu kanaatini belirtirken ilkeler etrafında bir deklarasyonda bulundu. Bunda ötürü linçe maruz tutulması fikri zafiyetin eseridir.
SEÇİM ÜZERİNDEN DEPREMZEDELERE HAKARET
Bu hakaretler insanlık değerlerinden yoksun bir tutumdur. Afetzedelere hakaret insanlıktan yoksun bir davranıştır. Bu linç kampanyaları çok kötü ve bunları kınıyorum. Bunu ahlaki ölçüler itibariyle le aldığınızda pozitif olarak söylenecek hiçbir şey yok. Türkiye gibi bir ülke vatandaşın en temel hakkı olan seçme hakkını şu veya bu doğrultuda kullanmış olmasını bir çıkar elde etmesine bağlamak suretiyle onu aşağılayıcı söylem kullanmak insanlık değerlerinin dışında bir tutum. Dolayısıyla deprem bölgesindeki vatandaşlarımız gözü kapalı tamamen geleceğini düşünmeksizin bir tercihte bulunuyor değil. Ülkemiz büyük bir felaket yaşadı. 11 ili etkiledi ve 50 binden fazla insanımızı kaybettik. İnsanlar orada konutsuz kaldı; bu işler kimin gündeminde? Bizim ajandamızın başında deprem var. Depremzedeler, deprem konutları ve depreme maruz kalmış illerin ayağa kaldırılması var gündemimizde.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN REHAVET UYARISI
Vatandaşımız rehavete kapılmadan sandığa gitmeli. 28 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önemli bir rakibi yok şekli bir rakibi var. Burada en önemli rakip rehavettir. Seçim nasıl olursa alınır diyerek oy kullanma hakkı konusunda ihmalkar bir tutum içerisine girmeleri en büyük tehlike. İnsanımızı bu bakımdan uyarıyoruz, hatırlatıyoruz. Vatandaşımız da bu konuda oldukça duyarlı. Vatandaşlarımız bu konuda büyük bir hassasiyet içerisinde. Sabah uçakla gelip akşam dönenleri gördüm. Bu benim yakım çevremde var. Bu Türkiye'nin seçimi, dünyanın izlediği bir seçimde kayıtsız kalacağını rehavet içerisinde olmayacağını en azından düşünüyorum ve bekliyorum.
YURT DIŞINDAKİ TÜRK TEMSİLCİLİLERE SALDIRI
Bunlar hukuk dışı eylemler, o ülkeler kınaması gerekir. Yeri geldiğinde benzeri olaylar yaşandığında direk kendilerini ilgilendirmeyen bu ve benzeri konularda gerek Avrupa'nın ve ABD'nin takındığı tavır hak ve özgürlüklerin korunması şeklinde oluyor. Bu hukuk dışı bir eylemdir ve bunların mutlaka yakalanıp yargı önüne getirilme suretiyle yaptırma maruz kalacağının altını çizerler. Ama kendi ülkelerinde ilişkiler bakımından limonu durumda bulunan ülkelere yönelik eylemler olduğu zaman bir bahaneyle bunlara karşı sessiz kalıyorlar. Bu son derece kınamayı gerektiren bir durumdur. Ülkelerin temsilcilikleri bulunduğu devletin koruması altındadır. Uluslararası hukuk bunu gerektiriyor. Bu eylemlere karşı ama fakat lalin olmadan ülkelerin faaliyete geçmesi ülkemizin beklentisidir.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNDE REVİZE OLUR MU?
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesi doğru değildir.