Moskova'da 4'lü Suriye zirvesi! Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu A Haber'de
Rusya'nın başkenti Moskova, Suriye konulu 4’lü zirveye ev sahipliği yaptı. Zirveden dönen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu A Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, "Suriye'nin toprağında gözümüz yok, terörle mücadele için varız. Ülkemizdeki sığınmacıların güvenli dönüşünü görüştük. Yol haritası oluşturulacak. Suriyelilerin geri dönüşü için adım atıldı." dedi.
Rusya'nın başkenti Moskova'da dün Rusya, İran, Suriye ve Türkiye Dışişleri Bakanları katıldığı zirveye ev sahipliği yaptı. 4'lü toplantıya Çavuşoğlu'nun yanı sıra Rusya Dişişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye Dışişleri Bakanı Faydal Mikdad ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahian katıldı.
Toplantıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Moskova'da düzenlenen Suriye konulu Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısında: Terörle mücadelede işbirliği, geri dönüşlerin altyapısının işbirliği içinde sağlanması, siyasi sürecin ilerletilmesi ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladık" ifadelerini kullandı.
Zirveden dönen dönen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu A Haber spikeri Cansın Helvacı'ya özel açıklamalarda bulundu. Batı medyasının 14 Mayıs seçimleri için Başkan REcep Tayyip Erdoğan'ın hedef alan skandal kapakları üzerine konuşan Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'den rahatsız olanların olduğunu biliyoruz. Anket yaptırıyorlar ve gördüler, Erdoğan kazanacak. Gördüler Erdoğan'ın oyu daha da artıyor..." dedi.
Bakan Çavuşoğlu'nun öne çıkan sözleri:
Suriye'nin toprağında gözümüz yok, terörle mücadele için varız. Ülkemizdeki sığınmacıların güvenli dönüşünü görüştük. Yol haritası oluşturulacak. Suriyelilerin geri dönüşü için adım atıldı. Rusya Dışişlerini Bakanı Sergey Lavrov ile ikili bir görüşme yaptık bundan sonra 4'lü görüşmeye geçtik. Suriye Dışişlerini Bakanı da bizi aşağıda bizi bekliyordu önce bir selamlaştık. Biraz çekingenlik vardı ama selamlaştık, el sıkıştık. Toplantıda herkes düşüncelerini açıkça söyledi. Ön plana çıkan konular; Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğü. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok, terörle mücadele için oradayız. Terör koridoru oluşmaması için sahaya indik. DEAŞ'ı ve PKK2yı temizledik oradan. Özellikle PKK'nın Suriye'yi bölme planı ortada, bunu destekleyen ülkeler var. Sonuçta Suriye'nin toprak ve sınır bütünlüğüne vurgu ön plana çıktı. Tabi bir siyasi süreç vardı onun tekrar canlandırılması vurgulandı. Siyasi süreci hareket geçirerek kalıcı bir istikrarın tesis edilmesi görüşüldü.
Suriye'nin şu abda ciddi şekilde insani yardımlara ihtiyacı var. Depremden sonra bu daha da aşikar oldu. İnsani yardımların kesintisiz devam etmesi ve bu insani yardımlarla beraber Suriye dışındaki mültecilerin başta Türkiye olmak üzere Suriye'ye güvenli ve onurlu şekilde döndürülmesi bunun için gerekli altyapının oluşturulması temel ihtiyaçlarının karşılanması bu konuda uluslararası toplumla iş birliğinin yapılması gerekiyor. Toplantıda çok önemli meseleleri görüştük.
LİDERLER DÜZEYİNDE BİR GÖRÜŞME OLACAK MI? SURİYELİLERİN ÜLKESİNE DÖNÜŞÜ
Süreç devam edecek. Sürecin bir yol haritası çerçevesinde devam etmesi için dünkü toplantıda Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde diğer kurumlarımızın da katılmasıyla bir çalışma grubu kurulması kararlaştırıldı. Diğer kurumlarımız kimdir? Milli Savunma Bakanlığı ve istihbaratımız. Daha önce bu düzeyde iki toplantı yapıldı. Hatta istihbaratlar düzeyinde üç toplantı yapılmış oldu. Bakan Yardımcıları ve diğer kurumlarla beraber bir çalışma grubu oluşacak. Bunlar bir yol haritası üzerinde çalışacak. Nasıl adımlar atabiliriz bunlar değerlendirilecek. Ve bundan sonraki aşamada hangi düzeyde toplantılar olacak. Bir Dışişleri Bakanları düzeyinde görüşmelere devam edeceğiz. Yol haritası oluştuktan sonra zemini hazırladıktan sonra liderler düzeyinde bir toplantının gerçekleşmesi mümkün.
Özellikle Türkiye'den Suriyelilerin Suriye'ye dönmesi konusunu da ikili düzeyde iş birliği yaparak bu konuda bunların güvenli bir şekilde onurlu bir şekilde ihtiyaçların karşılanacağı şekilde geri dönmelerini konuştuk değerlendirdik. Burada Türkiye'de bazı siyasiler bunların istiflenerek insanlık dışı bir görüntüyle geri itilmesinden bahsediyor bu böyle olmaz. Bu şekilde geri dönülmez. 550 bin Suriyeli güvenli bölgelere bu şekilde döndürülmez. İnsan onuruna yakışacak şekilde oradaki zemini hazırlayarak can güvenliği başta olmak üzere diğer ihtiyaçların karşılanmasının garantisi olması lazım.
BATI'NIN SKANDAL MANŞETLERİ
Son zamanlarda özellikle son 10 günde Erdoğan gitmelidir manşetlerinin bir sebebi var. Kılıçdaroğlu'na güzellemeler adeta övgüler dizilmesinin de bir sebebi var. Genel anlamda Türkiye artık daha bağımsız daha özgür evet Batı ittifaklarının içindeyiz ama kendi çıkarlarımız söz konusu olduğu zaman bize de kimsenin yardım etmeyeceğini görmüş olduk farklı sınamalarda bunları gördük. Dolayısıyla Türkiye bir savunma sanayiinde daha bağımsız, iki dış politikada veya politika oluşturmada Türkiye daha bağımsız. Dolayısıyla Türkiye'den rahatsız olanların olduğunu biliyoruz. Karabağ zaferinden rahatsızlar, Doğu Akdeniz'de kendi çıkarlarımızı korumamızdan çok rahatsızlar, artık Kıbrıs'ta bir federasyon için müzakere etmeyeceğiz iki devletli çözüm dediğimiz için rahatsızlar ama en büyük rahatsızlıklarının sebebi gördüler Erdoğan kazanacak dolayısıyla Erdoğan'ın önünü nasıl kesebiliriz esas dertleri bu.
Her geçen gün Cumhurbaşkanımızın oyu daha da artıyor daha da artıyor. İstanbul mitingi Ankara mitingi İzmir mitingi bunları görünce diğer mitingleri görünce bir de anketlerle örtüşünce paniklediler. Akılsızca yapıyorlar bunlar Türk milletini tanımıyorlar. Türk milleti öyle dışarıdan başka partilere oy veren halkımız için de geçerli vatansever herkes için geçerlidir kendi içimizde kavga ederiz ama dışarıdan herhangi bir kararın ya da herhangi bir düşüncenin empoze edilmesinden rahatsız oluruz. Bağımsızlık bizim karakterimizdir. Akıllıca bir davranış biçimi değil ama panik haline oldukları için bu manşetleri atıyorlar.
KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER'İN AÇIKLAMALARI
Sayın Kılıçdaroğlu bunu daha önce de vurgulamıştı Sayın Akşener de vurguladı. Her ikisi de biz Batı ittifaklarının içindeyiz diyor. Batı ittifakının içinde olmak illa bir savaşta taraf olmak değil NATO içinde de AB içinde de mesela yaptırımlara karşı olanlar var katılmayanlar var son müzakerelerde engelleyenler de var. Çünkü o yaptırımlar o ülkelerin ekonomisine çok ciddi zarar vermektedir.
KILIÇDAROĞLU'NUN BATI'YA "RUSYA" VAADİ
Kılıçdaroğlu Antalya'ya geldi bunu inkar etti Rusya ile iyi geçineceğiz dedi tekrar Batı'lıları görünce aynı açıklamayı yaptı. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'nun danışmanları da yaptı genel başkan yardımcıları da yaptı açıkladılar. Şimdi biz soruyoruz yaptırımların burada Antalya'dayız Türk turizmi açısından bir faydası var mı? Yok. Tam tersi zararı var. Bu açıklamalardan dolayı 1 Mayıs Rusya'da önemli bir bayramdır 9 Mayıs'ta zafer bayramıdır Rusya'da bunu birleştiren birçok Rus Antalya'ya geçtiğimiz yıllarda tatile gelirdi yüz binler gelirdi. Şimdi ancak on binler var yüzde 10'a düştü sırf bu açıklamalardan dolayı. Gideriz de seçime denk geliriz olur da kazanırlarsa yaptırım da olursa bizim uçaklar geri kalkamaz diye. Peki tarım bakımından bir faydası var mı? Diğer taraftan enerjimizin yüzde 40'ını Rusya'dan alıyoruz. Bunun alternatifi var mı şu anda yok. Peki bize ne faydası olacak? Uğradığımız zararları kim karşılayacak? 10 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. Batı Türkiye'nin uğradığı zararları karşılayacak mı? Kesinlikle karşılamaz. Birilerine yaranmak için böyle saçma sapan açıklamalar yapmak şirin görünmek için açıklamalar yapmak bu ülkenin menfaatlerine değildir tam tersi ülkenin zararınadır milletimizin çıkarlarının refahının zararınadır.
Biz ilkeli ve dengeli davranıyoruz. Şu anda bu politikasından dolayı dünyada saygın bir ülke olmuş Türkiye'nin bu saygınlığını biz niye kaybedelim? Neden kaybedelim Batı'ya yaranmak için? Tamamen çıkarlarımızın aleyhinedir. Kılıçdaroğlu'nun son derece sorumsuz bir açıklamasıdır. İktidara gelemeyeceğini de biliyor ama Batı'ya biz sizin adamınız diyor zaten onların dizayn ettiği bir ittifak var şu anda FETÖ'nün PKK'nın falan monte edilmesinin sebebi de bu.
BAKANLAR İLE NELER YAŞIYOR?
Dışişleri Bakanı en zor konuları bile konuşma zorundadır müzakere etmek durumundadır. Bu müzakereler süresince bazen tansiyon yükselir. Bu zor konuları tartışırken bir dostluk da başlar. Amacımız bir taraftan kendi çıkarlarımızı korumaya çalışırken diğer taraftan da çözüm üretmek. Ve çoğu zaman uzlaşı ve sağ duyu hakim olabilir. Biz tüm ülkelerin dışişleri bakanları ile eşit şekilde görüşmeyi tercih ediyoruz. Ama bazı bakan arkadaşlarımızı tepeden bakmaya çalışıyor. Onlara da biz öğretiyoruz, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun bakanına tepeden bakamayacağını gösteriyoruz. İkili görüşmeler olur ve bazen tartışmanız gerekir. Mesela eski İsveç Dışişleri Bakanı ile basın toplantısında biraz gerilme oldu. İkili görüşmeleri bir heyetler arasında bile görüşmedik. Ama bakan basın toplantısında 'Türkiye, Suriye'den çıksın, terörle mücadeleyi durdursun' gibi kabul edemeyeceğimiz söylemlerde bulundu. Yine bazı bakan arkadaşların da buna benzer yaklaşımları oldu. Telefonlar da böyle şeyle oluyor. Bazı dışişleri bakanları ile tartışmam sırasında bazen eşimin pencereleri kapattığına şahit oldum.
Alman Dışişleri Bakanı ile İstanbul'daki toplantımızda sorunlar oldu. Bir toplantıyı ilk defa bitirmek istedim. Çünkü Türkiye'nin egemenliği ile ilgili bazı haritalar ortaya koydu. Özellikle Akdeniz ile ilgili haritalar ve buna fikir özgürlüğü dedi. Ben de bunun üzerine Almanya'yı bölsek ve bazı parçaları komşu ülkelere versek ne derseniz diyerek karşılık verdim. Yani bazen haddini aşan bakan arkadaşlar oldu. Batılı bir dışişleri bakanı görünür olmak için bizimle basın toplantısında tartıştı.
BAŞKAN ERDOĞAN İLE ÇALIŞMAK NASIL?
Erdoğan gibi bir lider ile çalışmak kolay değil. Güçlü bir karakter ve istişareye çok önem veriyor. Ama diğer taraftan 7/24 çalışır derler ya öyle. Bir bakıyorsunuz gece 2'de 3'te arıyor. Bir gün telefonu şarjda unutmuşum telefonu gece 3'te aramış beni. Ertesi gün konuştuk bana, "Mevlüt bey uyuyorsun" dedi. Bende telefonun öbür odada şarjda kaldığını söyledim. Masada çalışıyorum, telefon orada kalmış diye söyledim bana 'Bırak bu numaraları. Uyuyorsun' diye takıldı. Her şeyi takip ediyor. Benim dahi bilgim olmadan bana bilgi gelmeden telefon açıp soruyor. Bu sefer bilgi sahibi değilsiniz o zaman sıkıntı oluyor işte. Yani her şeyi bizden daha hızlı takip ediyor. Detay soracak mesela biz de o anda bilgi olmuyor. Bazen böyle yaşadığımız durumlar oluyor. 7/24 çalışan bir liderle çalışmak kolay değil. Ben de fena çalışmıyorum yine de cumhurbaşkanımızın hızına yetişemiyoruz. Bazen yorulduk gibi durumlar olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temposu yanında bizim yorulduk veya yetişemedik demek doğru gelmiyor.
300 vekil, 16 bakan var bunların derdini çekmek bile öyle kolay değil. Yani lider olmak öyle kolay bir şey değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi bir liderle çalışmak bir taraftan onur bir taraftan Cumhurbaşkanı gibi liderler çalışmanın da büyük kolaylıkları var. Geçen sene Ukrayna ve Rus Dışişleri Bakanlarını Antalya'da bir araya getirdik. Bu talep Ukrayna'dan geldi, Lavrov gelmek istemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradım. O akşam Putin ile telefon görüşmesi vardı, telefonda Lavrov da geldin bakanlar görüşsün diye konuşma yaptı. 1 saat sonra Lavrov aradı beni geliyorum dedi. Daha 2 gün önce çok hayati bir olay yaşadık. Şu anda Sudan'da büyük bir iç savaş var. Sokak çatışmaları yaşanıyor. Bir eğer Libya'da dengeleri değiştirmeksek Libya'da bu hale gelirdi. Sudan'da bizim büyükelçiliğin olduğu cadde şiddetli çatışmalar var. Biz de PortSudan'a taşıma kararı aldık hatta onlar bugün ulaştılar. Burada arkadaşlar kıymetli evrakları kıyıyorlar bunun yanında hizmetler için gerekli aletleri alıp çıkacaklar. Büyükelçimiz içeri girerken aracına saldırı oldu çok sayıda mermi isabet etti. Bende Cumhurbaşkanı Erdoğan'a telefon açtım durumu izah ettim. Cumhurbaşkanımız Sudan'a telefon açtı ve oradaki arkadaşlarımız 1 saat sonra oradan çıktılar. Onun dünyadaki saygınlığı bizim için büyük bir güç.
SEÇİM ATMOSFERİ
Eski seçimlere göre atmosfer o kadar gergin değil ama yine de seçime gidiyorsunuz gerginlik var. Cumhurbaşkanımız seçim tarihini ilan ettikten sonra bu seçimin daha sakin geçmesi konusundaki temennisini de söyledi. Biz sokaklarda araçlarımızla müzik çalmıyoruz mitinglerde oluyor o dar normal. Ama diğer partiler burada turizm bölgesinde bile bangır bangır müzikleri açıyorlar.
Deprem bölgesinin ayağa kaldırılması için de aslında şu seçim atmosferinden bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Buraların yeniden ihyası hayati derecede önemli. 3 gün kaldı heyecan dorukta. Muhalif gençlerle bir araya geliyoruz. Aynı görüşte değiliz ama onlar da memnu oldu. Böyle olması lazım.
"BUNLARIN GÖZÜ GÖNMÜŞ"
Bizim hiçbir zaman mahalle baskımız olmadı bu mahalle baskısı aslında 20 yıldır var. Kaybedeceklerini anladıkça hırçınlaşıyorlar. Saldırgan olmaya başladılar. Geçen ben Kadıköy'deydim buraya kadar düştünüz mü diyor. Kadıköy'ü sadece kendilerinin yaşaması gereken bir bölge olarak görüyorlar bana söylüyorlar bunu Dışişleri Bakanı olarak, gerçekten bunların gözü dönmüş hazımsızlık had safhada.
Tek parti dönemindeki anlayış maalesef hiçbir zaman gitmedi: CHP zihniyetinde değişen tek şey Atatürkçüleri buradan uzaklaştırdılar, Atatürk'ten geçinenler şu anda oy alabilmek için rant elde etmek için Atatürk'ten geçinenler var sadece.
CHP'Lİ BELEDİYELERDEN İŞTEN ÇIKARMA TEHDİDİ
AK Parti'ye söyleyemeyen çok insan var. Bir de şimdi özellikle buradaki belediyeler de bunu yapıyormuş. Seçim günü sandık günü fotoğrafını çekeceksiniz bize göndereceksiniz aksi taktirde işten çıkaracağız diye çok baskı yapmaya başlamışlar buna yönelik şikayetler de var gelmeye başladı. Antalya'da diğer yerlerde de var mı yok mu iyi bakmak lazım. Sandıklarda da buna çok dikkat etmek lazım. Belediyelerin vatandaşı böyle zorlaması da insani değil.
YURT DIŞI OYLAR
1 milyon 817 bin oy kullanıldı. Sınır kapılarında havaalanlarında seçim gününe kadar devam edecek bu yüzde 54'e çıkacak görünüyor. Herkesin gözü önünde şeffaf bir seçim oldu. Bazı ülkelerde Fransa'da olduğu gibi PKK'lılar provokasyon yaptı. Bakıyorlar insanlar akın akın gidiyor onlar da biliyor kim kimi destekleyecek Cumhur İttifakı'na oyların arttığını görünce saldırgan bir hale geldiler.
ZEMİN HAZRILIYORLAR
Seçim güvenliği konusunda da özellikle güvenlik güçlerimiz gerekli tedbirleri her zaman almıştır. Yine alacaklardır. Bunlar daha önceden en baştan kaybettikleri zaman bak seçim şaibeliydi demek için zemin hazırlıyorlar.