Türkiye Savunma Sanayii’nde nereden nereye geldi? Nasıl çağ atladı?
Türkiye bir zamanlar bir mermiyi bile ithal ederken Batılı ülkelerin ambargoları ile terörle mücadelede elimiz kolumuz bağlıyken bugün artık birçok silahı ihraç ediyoruz. Savunma Sanayii’nde yüzde 80 yerli noktasına geldik. Peki Türkiye Savunma Sanayii’nde nereden nereye geldi? Nasıl çağ atladı? Gelişmeleri Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın değerlendirdi.
Mesut Hakkı Caşın'ın öne çıkan sözleri:
"Aslında Türkiye'nin bu alanda geldiği nokta çok önemli. Müttefikimiz olan ABD'ye teşekkür ediyorum. Her ne kadar F-16 konusunu orada okumuş olsam da. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı'nda Yunan lobisinin faaliyetleri ile o zaman bize ambargo kararı çıktı. Herkes bu kararı trajedi olarak yorumladı. Çünkü siz müttefiksiniz NATO'nun güney kanadı olarak Sovyetler Birliği yani Kızıl Ordu'yu olduğu yerde tutuyorsunuz. Hava de deniz kuvvetlerini bir şekilde parçasız bırakıyorsunuz.
Bugün F-35'lere yaptıkları gibi o zamanda Panthom'ları vermediler, haksız bir ambargo başladı. Ama ABD'nin kafasına taş düştü. Sovyet ordusu bir şekilde Afganistan'a girdi, öbür taraftan da İran'da devrim olunca Demirel uçakları geri aldı. İsrail ile Heron anlaşmasında görev yaptım. Onlara da teşekkür ederiz. Hem ABD'nin hem İsrail bu oyunları sebebiyle bir çok daha iyisini yaptık. Dünyanın en gelişmiş İHA'larından biri olan Akıncı'yı yaptık. Ona da uçamaz dediler ama sonuç ortada.
Akıncı mükemmel bir aerodinamiğe ve görev kuvvetine sahip. Cruise füzesi bile atabiliyor bunun yanında taktik bombaları da kullanabiliyor. Demek ki Türkiye haksız ambargolara karşı bugün en önemli silah sistemlerini yapabiliyor. Milli Muharebe Uçağı piste çıkıp taksi yaptı. Hürjet, Hürkuş ve Atak2 helikopteri kendini gösterdi. Atak Pakistan'a ihraç edilecekti içinde ABD motoru vardı engel oldular. Atak2'de TEİ motor geliştirdi. Bunun yanında Gökbey'in motoru da yapıldı.
Türkiye SİHA'lar'da başka bir seviyeye geldi. ANKA3' uydu muharebe sistemine, 40 bin irtifaya sahip. ANKA3, MMU birlikte uçabilecek ve hedefleri vurabilecek. TB3 Bayraktar, uçak gemisinden kalkabilecek. Yani hem Kızılelma hem de TB3 uçak gemisine iniş kalkış yapabilecek. Amfibi Tugayımızı güçlendirecek özel çalışmalar da yapıldı. Helikopter gemilerimizin üzerinde hem İHA hem SİHA hem de diğer unsurlarımız yer alacak.
Bu hava araçlarından Roketsan'ın yaptığı yerli füzeler atılacak. Bu unsurlar çok hızlı şekilde deniz hedeflerini vurabiliyor, kara hedeflerini yok edebiliyor. Kızılelma gelecekte 5. nesil uçaklarla yarışabilecek bir bilgi havuzu getiriyor bize. Burada imkansızı başaran bir Türk mühendis aklı, Türk devlet aklı var. Burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın koyduğu 3 önemli gizli formül var. Bunlar yerli-milli ve bağımsız savunma sanayi oldu.
Osmanlı'dan bu tarafa Türk devletinin bir silahlanma projesi var. Ancak Kore savaşından sonra Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle beraber ABD silahları gelmeye başladı. Burada savaş jetlerine geçildi. Bu dönemde Türkiye'ye nükleer darbe görevi verildi. Türk savaş jetleri atom bombalarını atabiliyordu. ABD bunları aldı götürdü. Yani bizi nükleer silahsız bıraktı. NATO bize hani güney kanadında görev vermişti? Bu bombalar 83-84 yılına kadar gelmedi. Demek ki ABD güvenilmez bir müttefik. ABD, S-400 aldığımız için parasını verdiğimiz halde F-35'leri teslim etmedi.
İşte Türkiye gibi coğrafyası gibi korunması zor bir yerde yerli ve milli şart. Bunun da bağımsız olması şart. ABD bize 2 dolara F-16 verdi, 70 yıldır parça satıyor. Parçaları vermezse zor durumda kalabiliriz. Fransa'dan Puma helikopter aldık. Aynı Fransa gidip PKK'ya da helikopter sattı. Ne verirlerse verinler orada PKK devleti kurdurtmayacağız."