Ayasofya’nın cami olmasından kimler rahatsız? Ayasofya’nın zincirleri nasıl kırıldı?
HDP’nin de eklemlenmesiyle 7'li koalisyona dönen 28 Şubat masasında yeni bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan ve Müslümanları kalbinde ayrı bir öneme sahip Ayasofya üzerinden gündeme gelmeye çalışırken CHP, Karamollaoğlu’nun tavırlarından rahatsız. Bazı çevrelerin Ayasofya hazımsızlığı bitmek bilmiyor. Peki Ayasofya'nın cami olması kimleri rahatsız ediyor? Gündemin öne çıkan gelişmelerini A Haber muhabiri Pınar Özenç’in konuğu olan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Satan değerlendirdi.
HDP'nin katılmasıyla 7'li olan koalisyon iç krizlerin gölgesinde seçime gidiyor. Türkiye'ye cumhurbaşkanı ve 7 yardımcı olmak üzere 8 başlı bir yönetim vaat eden koalisyon, birçok basit ve hayati meselede ortak zeminde buluşamadı. Oturma düzeninde bile fikir ayrılıkları yaşayan terörle mücadelede otak zeminde buluşamayan koalisyonda yeni krizin adı Ayasofya...
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu sosyal medya hesabından paylaştığı gönderide, "İktidara geldiğimizde Ayasofya gerçek manada açılmış olacak. Kendi ruhuna kavuşacaktır." ifadelerini kullandı. Ayasofya cami olarak kalmaya devam edecek mesajı verdi. Saadet liderinin bu açıklamaları Ankara kulislerine göre CHP'li bir çok ismi rahatsız etti. Öyle ki Kılıçdaroğlu'nun partisinden birçok kez Ayasofya'yı tekrar müzeye çevireceğiz mesajları gelmişti. Peki Ayasofya'nın cami olmasından kimler rahatsız? Ayasofya'nın zincirleri nasıl kırıldı?
Prof. Dr. Ali Satan'ın öne çıkan sözleri:
"Ayasofya, İstanbul dediğimiz zaman mabet dediğimiz zaman aklımıza gelen ikonik eserlerden bir tanesi. Bütün dünyada cami olarak bilinen bir eser. Doğu Roma zamanında yapıldı ve o zaman önemli bir mabet olarak yer aldı. İmparatorların taç giydiği bir mekandan bahsediyoruz. Dolayısıyla İstanbul'un fethinden sonra burası Fatih Sultan Mehmet tarafından bizzat camiye dönüştürüldü. O zamandan sonrada asırlar boyunca Osmanlı'nın mabedi olmaya özelliğini kordu. Burası padişahları önem verdikleri önemli gün ve gecelerde ziyaret ettikleri bir yerdir.
Burası protokol olarak da 1. sırada yer alıyordu. Bu bakımdan tüm zamanlarda burası devletin göz bebeği olarak itina ile bakıldığı bir yerdi. Milli mücadele zamanına geldiğimiz zamanda Ayasofya aynı zamanda direnişim merkezi oldu. İşgal altında olunduğu zamanlarda bile mitingler burada yapıldı. Direnişe destek olacak toplantılar burada yapıldı. Milli heyecan ayakta tutuldu, bu hususta Ayasofya'nın ayrı bir yeri vardı.
Fransızların Ayasofya'yı ele geçirmek için planları oldu halkın ciddi bir direnişi oldu. Milli kuvvetler buraya gelerek içeride nöbet tuttu. Eğer içeri girselerdi Ayasofya'dan bir daha çıkmayarak dönüştürmeye çalışacaklardı. Milli mücadele zamanında da sembol bir yer haline geldi. 1934 yılında müzeye dönüştürülme kararı çıktı. Bu aslında milli vicdanda kabul görmeyen bir karar olarak geldi. Türkiye 80 küsür yıl insanlar tekrar camiye dönüştürülmesi hususunda ciddi bir gayret, azim ve kararlılık gösterdi.
Ortada bir milli talep vardı. Ancak burada aşılamayan psikolojik bariyerler vardı. Ancak 2020 yılında 24 Temmuz'da tekrar camiye çevrildi. Birtakım söylemler ortaya atıldı ama Ayasofya bizim malımızdı. Bunun hakkında karar verecek yer TBMM ve Türkiye'nin kendi milli iradesidir. Ayasofya'nın nasıl kullanılacağı kararı tamamen Ankara'nın inisiyatifindedir ve bu bir kere daha gösterilmiş oldu. Burası dünyanın en önem verdiği mabet ve tarihi eserlerden bir tanesi. Bütün devirleri geride bırakan bin 500 yıllık bir yapıdan bahsediyoruz. Bu konuda yetkililer başından beri gereken hassasiyeti gösteriyor. Burası tüm yüzyıllar boyunca komple olarak yaşatılmaya çalışılmıştır."