Ankara'dan bomba kulis! Millet İttifakı'nın adayı kim olacak? Mahmut Övür A Haber ekranlarında duyurdu: "Ekibi istifaya hazırlandığını söylemiş"
Millet İttifakı'nda adaylık krizi her geçen gün yeni bir boyut kazanırken Ankara kulisleri son derece hareketli. Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, A Haber ekranlarında katıldığı programda flaş bir iddiada bulunurken Akşener ile Kılıçdaroğlu arasındaki satrancın son hamlelerini de paylaştı. Övür ayrıca bugünkü yazısında 6'lı koalisyon masasında adaylık için devreden çıktığı söylenen belediye başkanlarının yeniden nasıl potaya ve gündeme girdiğine ilişkin önemli satırlar kaleme aldı. Peki Millet İttifakı'nın adayı kim olacak? İşte detaylar...
Millet İttifakı'ndan yaşanan adaylık krizi her geçen gün yeni bir boyut kazanırken İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu yaptığı açıklamada altılı koalisyonun adayının 2 Mart günü açıklanacağını duyurdu.
Artık gözler yapılacak açıklamaya çevrilirken Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür A Haber ekranlarında yayınlanan Melih Altınok ile Sebep Sonuç programında son kulis bilgilerini paylaştı.
YAVAŞ'IN AÇIKLAMALARINDAKİ DEĞİŞİM
Meral Akşener çıktı zehir zembelek bir açıklama yaptı ve "gerizekalı" çıkışı yaptı. Mansur Yavaş sonrasında çıkıp bir açıklama yaptı. Mansur Yavaş "Aday gösterilirsem bu benim için görevdir" ifadelerini kullandı.
YAVAŞ'IN EKİBİ "BİZ İSTİFA ETMEYE HAZIRLANIYORUZ" DİYORMUŞ
Mansur Yavaş'ın çevresindeki kadrosundaki adamlar "Biz istifaya hazırlanıyoruz" diyerek Mansur Yavaş'ın adaylığını ilan ediyor. Ciddi şekilde havaya girmişler. Bence erken havaya girdiler. Burada Yavaş kartını ortaya koyan Kılıçdaroğlu bence. Çünkü masaya İmamoğlu gelirse Kılıçdaroğlu Yavaş'ı aportta bekletiyor.
KILIÇDAROĞLU'NDAN İMAMOĞLU'NA KARŞI "YAVAŞ" KOZU
Mansur Yavaş'a bu sözleri söyleten Kılıçdaroğlu gibi duruyor. Uzatmak Kılıçdaroğlu'nun işine gelmez. İmamoğlu yerel seçimlerle birleştirilirse diye hesap yapıyor.
AKŞENER'İN ROL KAPMA ÇABASI
İYİ Parti bir an önce açıklansın diye sıkıştırıyor. Ben Kılıçdaroğlu'nun en baştan beri aday olmayacağını düşünüyorum. Meral Akşener burada bir aday belirleyen bir pozisyonda olmazsa oy kaybeder.
KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞINI KABUL EDERSE...
Bu durumda CHP'nin odak olacağından İYİ Parti çekiniyor. Beklentileri olan yüzde 15 yerine yüzde 10'un altında korkusu var. Kazanmak üzerinden düşünmüyorlar. Kimi koysak kazanır da deniyor ama Kılıçdaroğlu neden aday olmuyor o zaman? Akşener Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sonrası partisinin aşağıya düşeceğini düşünüyor.
ALTILI MASA'DA YAVAŞ BLÖFÜ
Övür ayrıca bugün 6'lı koalisyon masasında adaylık için devreden çıktığı söylerken, belediye başkanlarının yeniden nasıl potaya ve gündeme girdiğine dair bir yazıyı köşesine taşıdı. Masada bir "blöf" kartından söz eden deneyimli gazeteci bu kez oyuncunun başka olduğunu aktardı.
İşte Mahmut Övür'ün yazısından öne çıkanlar:
Her biri tek tek siyasi çaresizlik içinde olan 6 parti, aylardır toplantı üstüne toplantı yapmalarına rağmen en azından kendi sosyolojilerini umutlandıracak bir çare üretemedi. Ne ortaya koydukları güçlendirilmiş parlamenter sistem ne de siyasi yol haritaları umut verdi. Geriye bir tek adayın kim olacağı kaldı. O da kavgaya yol açtığı için bir türlü belirlenemiyor.
Nihayet bugün sanki o konuda adım atılacakmış gibi bir hava var. Doğrusu bu hava da aldatıcı görünüyor; çünkü son iki-üç gündür ikili görüşmelere, kahvaltılı buluşmalara rağmen siyasi ayak oyunları ve gerilim bitmiş değil.
Tarihin en büyük deprem felaketine rağmen masadaki siyasi oyunlar hiç bitmedi.
İş öyle bir noktaya vardı ki, düne kadar adaylık hesabı dışında kaldığını söyleyen ABB Başkanı Mansur Yavaş bile yeniden piyasaya çıktı:
"Görev olarak kabul edebilirim, böyle bir karar oybirliği ile alınırsa..."
"Bu da nereden çıktı?" demeye kalmadan siyaset kulisleri hareketlendi.
Acaba son görüşmede Akşener, Kılıçdaroğlu'nu ikna mı etti? Doğrusu bu ihtimal zayıf görünüyordu; çünkü Akşener'in Yavaş'ı sevmediği ve İmamoğlu dururken onu tercih etmeyeceği biliniyordu.
Peki, o zaman Yavaş neden böyle bir açıklama yapmıştı?
Tıpkı Bizans gibi Altılı Masa'da da oyun içinde oyun vardı
Siyaset kulislerinde son 48 saatte Yavaş'ın bu çıkışı üzerine o kadar senaryo yazıldı ki şaşıp kalmamak mümkün değildi. Ama en akla yatkını, bu kurgunun bir Kılıçdaroğlu yapımı olduğuydu. Anlayacağınız Kılıçdaroğlu, önündeki İmamoğlu engelini hâlâ aşamamıştı. O yüzden de onu dengelemek için devreye Yavaş'ı sokmuştu.
Yani anlayacağınız bu kez Yavaş kartını Kılıçdaroğlu kullanıyordu. Bir anlamda "blöf" çekiyordu. Ancak karşısında Kılıçdaroğlu'nun adaylığını engelleyemediği için kaybedeceğini düşünen bir Akşener vardı ve o blöfü görebilirdi. O zaman ne olacak? Onu da Kılıçdaroğlu düşünsün.
Gördüğünüz gibi karşımızda hâlâ siyasi ayak oyunlarıyla toplumu oyalayan bir masa var ve o masadakiler tarihin en kırılgan noktasında Türkiye'yi yöneteceğini sanıyor. Bu mümkün mü?
Üstelik seçimlere de şunun şurasında -Başkan Erdoğan bir kez daha altını çizdi; seçim 14 Mayıs'ta- 2 ay 14 gün var ve hâlâ ortada bir aday yokken...
Bu tablo bana Macaristan seçimlerinin sonucunu hatırlattı. Tesadüf mü değil mi siz karar verin; Macaristan'da da 6 partili bir ittifak vardı ve o ittifakı ABD ile AB açık açık destekliyordu. Buna rağmen ezici farkla kaybettiler.
Bu merkezler şimdi aynı şeyi Altılı Masa'ya destek vererek yapıyor. Bunun için de aylardır bütün Batı medyasında, tek bir merkezden düğmeye basılmış gibi sabah akşam Başkan Erdoğan ve Türkiye karşıtı haberler çıkıyor. Araya "Türkiye'nin önü açılacak" gibi "havuç" sıkıştırmayı da ihmal etmiyorlar. Neyin karşılığı?
Onu da; Hugo Dixon imzalı Reuters analizinden okuyalım:
"Yeni bir hükümet hem AB hem de ABD ile daha yakın ilişkiler kurmak için iyi bir konumda olacaktır. Demokrasiye olan bağlılıkları, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerini onaylamaları da bu yolu kolaylaştıracaktır."
İMAMOĞLU ÖZÜR DİLEMELİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylıktan vazgeçmediği hatta "seçimlerin ertelenmesini" isteyecek kadar adaylık pazarlığının içinde olduğu biliniyor. Dün İstanbul depremini dert edinen bir çıkış yaptı. İnanılır gibi değil; 4 yıldır deprem için kılını kıpırdatmayan, kentsel dönüşümlere karşı çıkan, deprem bütçesini küçülten biri şimdi İstanbullulardan özür dilemeden, "siyaset üstü" çağrı yapıyor. Samimiyetsizliğin bu kadarına pes doğrusu...