MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim ve birleşme çağrısı ne anlama geliyor? Uzman isim A Haber’de değerlendirdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, seçim tarihine ilişkin yaptığı açıklamada, "Konuşarak, tartışarak, uzlaşarak, anlaşarak, görüş birliği vasatını oluşturarak Türkiye'mizi hep birlikte seçime taşıyalım. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim." ifadelerini kullandı. Peki Devlet Bahçeli’nin çağrısı ne anlama geliyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan değerlendirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli muhalefete seçim çağrısı yaptı. Bahçeli, "Seçimlerin şölen havasında yapılması hepimizin görevidir. Sandık er meydanıdır. Sandık milli iradenin tecelli meydanıdır. Muhalefet partilerinin çekinecek ve ürkecek bir durumları yoksa gerçekten de demokrasinin vazgeçilmez ilkelerine bağlı olduklarını iddia ediyorlarsa buyursunlar Halep orada ise arşın Meclis'tedir." dedi.
Devlet Bahçeli, "Konuşarak, tartışarak, uzlaşarak, anlaşarak, görüş birliği vasatını oluşturarak Türkiye'mizi hep birlikte seçime taşıyalım. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim." ifadelerini kullandı. Peki Bahçeli'nin açıklamaları ne anlama geliyor?
Abdurrahman Babacan'ın öne çıkan sözleri:
"Doğrusu AK Parti'de konuşulan ve öne çıktığı kulislerde dillendirilen ve sembolik karşılığı da olan 14 Mayıs olabilir. Bilindiği gibi 14 Mayıs 1950 seçimleri Türkiye siyasi tarihinde temel kırılmanın yaşandığı seçimleridir. Rahmetli Başbakan Adnan Menderes'in Türkiye'nin kaderini bir başka yöne çevirdiği tarihtir 14 Mayıs. Şu anda 7 ve 14 Mayıs konuşuluyor ama bunlar zaten AK Parti çehreleri tarafından da uzun zamandır konuşuluyordu.
Devlet bahçeli bugün bunları somutlaştırmış oldu. Haziran ortasında yapılacak bir seçimin hem üniversite sınav takvimi hem Hac mevsimi hem insanların köylerine gidiş zamanı olan yaz tatiline denk gelmesi bu karara yöneltti. Daha da önemlisi siyasi katlımın en üst düzeyde olması bizim demokrasimizin güçlenmesi ve güçlü olduğunun gösterilmesi açısından da kıymetli olacağı için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli ortak bir uzlaşıya varacaktır.
İnsanlar hangi partiye oy verirse versin maksimum sayıda siyasi katılımı sağlayacak bir seçmen ve sandık sayısına ulaşmamız seçimlerimizin demokratik normlar bakımından daha sağlıklı işlemesini getirir. Mayıs ayı bizler için daha doğru bir tarih olur. Bu yönüyle zaten bir erken seçimden bahsedilmez. Siyaset bilimi ve anayasa hukuk bakımından da seçim tarihinin güncellenmesidir. Kavramsal olarak da durum böyledir. Asıl açıklama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacaktır.
Bundan sonra YSK, aday adaylığı müracaatları ardından listelerin açıklanması gibi seçim takvimini deklare edilecektir. Devlet Bahçeli esnek bir siyasi ajanda izlediğini temel meselelerde siyasi rekabet yaşadığı partilerle ve liderlerle üstelik bunlardan bazıları kendi partisini bölmeye dönük hamleler yapan siyasetçiler olmasına rağmen burada ayrıma gidiyor. 'Siyasi rekabeti ayrı düzlemde taşırız' mesajı veriyor fakat ülkenin milli meseleleri ve ülkenin geleceği gibi temel konular olduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinde toplumsal birliktelik olarak birleşme çağrısı yapıyor.
Bu hareketle dış dünyaya içeridekilere de FETÖ'ye PKK'ya ve dış devletlerin bazı siyasi ajandalarına da yek vücut olarak toplumsal mesaj verilmesini ve bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde birleştirilelim çağrısı yapıyor. Bahçeli'nin bu tarz çıkışları belki de muhalefeti şaşırtan çıkışlar ve bunları daha evvel de yaptı. Devlet Bahçeli için bu ilk değil ama diğerleri için şaşırtıcı olabilir. Bir yandan siyasi rekabet yapıyorsunuz, diğer yandan içinde bulunduğunuz ittifaka davet ediyorsunuz.
Bu bir çelişki değildir. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi bunun bir miladıdır. Neydi bu? Bizim temel meselelerimiz var. Yani yıllardır özellikle yurt dışı kaynaklı bazı istihbarat operasyonlarıyla bazı paramiliter güçlerle psikolojik harekatlarla medya veya ekonomik operasyonlarla Türkiye ile alakalı birtakım siyasi ajandası olan güçler var. Bu güçler bunu bazen dolar üzerinden hamle yapıyor, bazen sosyolojik olarak ataklar yapıyorlar. Bunun da ötesinde doğrudan doğruya siyasi harekatlarla yani Gezi olaylarından beri başlayan 17/25 Aralık süreci FETÖ, PKK ve DEAŞ'ın çeşitli noktalarda ülkeye yaşattığı terör süreci var.
Bunların hepsi bizi bir noktaya götürüyor. Türkiye'nin bazı noktalarda birleşmesi gerekiyor. Devlet Bahçeli aslında bu çağrıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunda yapıyor ve buna herkesin bir tuğla koymasını istiyor. Bu oldukça birleştirici bir söylem. 15 Temmuz'dan hemen sonra ortaya çıkan iyimser havayı hatırlayalım. Bunun içerisinde farklı partilere oy veren seçmenlerde dahil olmak üzere ülkenin bekası söz konusu olduğunda bir araya gelinebileceğini gösterdi.
Ancak oradaki dinamik maalesef dış etkenler dolayısıyla ve CHP ile İYİ Parti'nin buna angaje olmasıyla iyimser süreç enfekte edildi. Tabiri caizse o süreç zehirlendi. Şimdi yeniden ortak bir siyasi süreç inşa edelim çağrısıdır. Bu çok önemsenecek bir mesajdır. Gerçekte CHP ve İYİ Parti'nin 6'lı masanın diğer paydaşlarının buna cevap vermeyeceğini tahmin ediyoruz ama fakat bu çağrının yapılması önemli."