Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan A Haber canlı yayınında önemli açıklamalar | Olası harekatta hedef neresi?
Son dakika haberi... Suriye'ye 5. harekat ne zaman? Olası harekatta hedef neresi? Suriye ile diyalog harekatı nasıl etkiler? Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Kalın, "Yarın, haftaya veya her an olabilir. Farklı şekilde operasyonlar yapılabilir. Bu operasyonlar her an yapılabilir." ifadelerini kullandı. Diğer ülkelerin tavrı ile ilgili ise "Türkiye kendi güvenlik kaygılarını gidermek için kimseden icazet almaz kimseye hesap vermez." dedi.
Türkiye'nin harekat kararına Rusya ve ABD'nin tavrı ne olacak? ABD'nin terör örgütü YPG ile yeni planı ne? Suriye'ye 5. harekat ne zaman? Olası harekatta hedef neresi? Suriye ile diyalog harekatı nasıl etkiler?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündeme dair sorularını yanıtladı.
İşte o açıklamalardan satır başları;
SURİYE'YE 5. HAREKAT NE ZAMAN?
Türkiye'ye yönelik tehditlere karşı Türkiye her zaman hazır ve nazırdır ve operasyonlar dönem dönem devam eder. Bundan sonra da bu tür tehditler söz konusu olduğunda bu operasyonların zamanı zemini mekanı şekli kapsamı Türkiye tarafından belirlenir ve kendi önceliklerimiz çerçevesinde hayata geçirilir.
Bunların bugün mü yarın mı olacağını açıklamak gibi bir şeyimiz yok tabii ki elbette. Şunu bilmesi gerekir ki bütün teröristlerin diğer unsurların Türkiye bu tür tehdit algısını belli bir noktaya getirdikten sonra gereğini yapar.
"HER AN YAPILABİLİR"
Yarın, haftaya veya her an olabilir. Farklı şekilde operasyonlar yapılabilir. Bu operasyonlar her an yapılabilir. Bugüne kadar nasıl yapıldıysa bundan sonra da yapılmaya devam edecek.
İKİ OPERASYONUN AYNI ANDA OLUR MU?
Hiç sıkıntı yok. TSK bu imkan ve kabiliyete sahiptir. İki olur başka yerlerde olur çok kapsamlı olur kısa süreli olur çok farklı şekillerde bu operasyonlar yapılabilir.
"TÜRKİYE KİMSEDEN İCAZET ALMAZ HESAP VERMEZ"
Biz sorumluluk sahibi bir devlet olarak müttefiklerimizle ve komşu ülkelerle bu tür operasyonları elbette değerlendiririz konuşuruz. Kimseye önceden bilgi verip icazet almak izin almak gibi bir şey söz konusu değildir. Türkiye kendi güvenlik kaygılarını gidermek için kimseden icazet almaz kimseye hesap vermez.
Ama gerekli bilgi paylaşımını yapar gerekli istihbari paylaşımları yapar fakat kendi tehdit algısı çerçevesinde atması gereken adımları da mutlaka atar.
ABD ile Rusya ile yeri geldiğinde İran ile başka yerlerde başka ülkelerle yeri geldiğinde Irak makamlarıyla Irak'a bir operasyon yaptığımızda bunlar her düzeyde konuşulur ama öncelikli olarak bazen kamuoyunda şöyle bir şey gündeme geliyor işte ABD'liler rahatsız, Rusya şöyle dedi bunlar böyle dedi vesaire diye onlar rahatsız olabilirler, pozisyonlarını ifade edebilirler pozisyonları kayda geçirebilirler ama bu bizim atacağımız adımları hiçbir şekilde etkilemez. Biz bunu da açık bir şekilde zaten kendilerine de ifade ediyoruz.
Son olarak yapılan operasyon ve özellikle İstiklal Caddesi saldırısından sonra yaptığımız hava harekatlarında biz zaten uluslararası meşruiyet çerçevesinde BM sözleşmesinin 51. Maddesinin bize sağladığı imkan ve yetenekler çerçevesinde meşru zeminde bu operasyonu yaptığımızı zaten söyledik bütün herkese de deklare ettik.
Sahada işte şurada ABD askerleri var onlara bir zarar gelmesin koordine edilsin dikkat edilsin dendiğinde de biz tabii ki zaten bugüne kadar hiçbir zaman Suriye'de doğrudan ABD askerlerini yahut Rus askerlerini vesaire hedef almadık zaten böyle bir kastımız yok bizim hedefimizin ne olduğu bellidir.
Ama açıkçası burada bizim hedef aldığımız terör noktalarında ABD'lilerin veya Rusların veya başkalarının bir takım unsurları varsa öncelikle onların bunu bir değerlendirmesi gerekiyor. Bu kişiler burada ne yapıyorlar? Türkiye'ye yönelik bir terör saldırısı olduğunda orada şu unsur var bu unsur var aman oraya girmeyelim burayı hedef almayalım dediğinizde tam da teröristlerin istediği şeyi yapmış olursunuz.
Yani ABD'nin ya da Rusya'nın yahut bir başka ülkenin bayrağı altında orada yuvalanmış olan terör unsurlarına dokunamaz hale gelirsiniz. Zaten teröristlerin tam istediği de bu.
Biz bunu çok açık net bir şekilde kendilerine de zaten ifade ettik. Bizim oralarda doğrudan ABD, Rus askerini veya başka bir ülkenin askerini hedef almak gibi bir durumumuz yok. Bizim hedefimiz oradaki PKK/PYD/YPG yapılanmasıdır. Geçmişte bu DEAŞ'tı dönem dönem rejim unsurlarıydı Türkiye'ye yönelik tehdit her neyse.
Suriye'nin çok özel bir konumu var maalesef 2012-13 yılından beri orada devam eden bu çatışmalar nedeniyle şu anda Suriye'de adeta 3 parçaya bölünmüş bir yapı var.
Bir rejimin Rusya'nın İran'ın kontrolünde olan bölgeler var bir PYD/YPG ve ABD desteğiyle onların kontrolünde olan bölgeler var bir de bizim kontrolümüzde olan bölgeler var. Bu ideal bir durum değil aslında. Suriye haritasına baktığınız zaman ama son 2,5 -3 yılda adeta bu tablo dondu. Dondurulmuş bir ihtilafa evrildi Suriye iç savaşı. Ve herkes üç aşağı beş yukarı bulunduğu yerde duruyor.
"MUTABAKAT DEFALARCA İHLAL EDİLDİ"
Biz de aslında 2019 yılında hem ABD ile hem Rusya ile bir anlaşma yaptık. Dedik ki 30 km kadar Türkiye sınırına olan bölgede bu unsurlar PYD/YPG vs. aşağıya çekilsinler. Onlar bizim sınırımıza gelmedikçe bizim orada bir aktif operasyon kara harekatı hava harekatı yapmak gibi bir planımız yok. Bu mutabakat defalarca ihlal edildiği için biz her seferinde de karşılık verdik. ABD'lilere de Ruslara da bildirdik.
SADECE ABD İLE İŞ TUTUMUYOR
Bazen şöyle düşünülüyor PYD/YPG unsurları sadece ABD ile iş tutuyor orada diye, hayır. Öyle bir örgüt ki yeri geldiğinde işine geldiğinde Rusya ile işine geldiğinde rejimle, ABD ile veya başka ülkelerle iş tutar. Biz bunu ABD'lilere de Ruslara da anlatıyoruz.
Kimin eli kimin cebinde bir tablo var orada.
ABD NE KADAR GÜVENİLİR?
Amerikan yönetimi içerisinde ta Obama yönetiminden beri YPD/YPG politikasını formüle eden ve uygulayan kesim ağırlıklı olarak CENTCOM oldu. Oraya gelen generaller askerlerin hepsinin değerlendirmesi ve Washington'a rapor ettikleri görüş tavsiye ettikleri bakış açısı yahut politika hep PYD/YPG unsurlarının desteklenmesi şeklinde oldu. Bu Trump döneminde de devam etti Biden döneminde de devam ediyor.
OLASI HAREKATTA REJİMİN TAVRI NE OLUR?
Türkiye'nin 3 tane askeri müdahalesi olmasaydı geçtiğimiz 4-5 yıl içerisinde Zeytin Dalı Harekatı'ndan Fırat Kalkanı'na kadar Suriye'nin toprak bütünlüğünü temin etmek mümkün olmazdı. Irak sınırından Akdeniz'e kadar orada bir terör koridoru ve devletçik yapılanması ortaya çıkacaktı. Burada Suriye'nin toprak bütünlüğüne en fazla sahip çıkan ülke biziz.
Şu ana kadarki uygulama büyük oranda bunların yaptıklarına göz yumma oralara çok müdahale etmeme Batı'da yani Suriye'nin Batı tarafındaki topraklarını kontrol altında tutma ile yetinme şeklinde bir politika olarak ortaya çıkıyor.
Burada ne olur rejim PKK/PYD'ye karşı çok daha net açık bir tavır alır mı onu zaman içerisinde göreceğiz.
Oralarda rejim İran ve Rusya ile birlikte hareket ediyor. ABD'ye karşı bir başka oyun oynanması gerekiyor orada. Diplomatik olarak söylüyorum.
ESAD İLE GÖRÜŞME OLUR MU?
İstihbarat düzeyinde zaten görüşmelerimiz oluyor. Bunun olabilmesi için zeminin oluşması gerekiyor. Bir takvim söz konusu değil.
MISIR İLE NORMALLEŞME ADIMLARI
Bunun 1,5-2 yıl kadar geriye giden bir süreci var. Bakış açısı ve çıkarlarımız biraz daha örtüşmeye başladı.
Mısır, Türkiye'siz bir Doğu Akdeniz olamayacağını gördü. 3-4 ay içinde bazı konularda somut adımları görebiliriz.
Mısır'la oldu Suriye ile de yarın olur beklentisi olmamalı.