AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş A Haber’de
PKK terör örgütünün kimyasal silah iftirasına Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın destek mahiyetindeki açıklamaları tepki çekti. Öte yandan başörtüsü meselesi bir süredir siyasetin gündeminde. Başkan Erdoğan Erdoğan referandum çağrısı yaptı. Bunun yanında 6'lı masada uzun süredir adaylık tartışması yaşanıyor. Kılıçdaroğlu en son Sivas'ta katıldığı bir televizyon programında ''bir de beni deneyin ''diyerek adaylık mesajı verdi. Gündemin öne çıkan başlıklarını A Haber Ankara temsilcisi Murat Akgün'ün konuğu olan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş değerlendirdi.
PKK terör örgütünün kimyasal silah iftirasına TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın destek mahiyetindeki açıklamaları tepki çekti. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da iddiaların araştırılması için Meclis'e soru önergesi vereceğini açıklaması CHP'de bile tartışmalara neden oldu.
Öte yandan TOGG fabrikasının açılışına Kılıçdaroğlu ve Akşener de davet edilmişti ancak; CHP Sözcüsü Faik Öztrak siyasi şova dönüştürüleceği gerekçesi ile Kılıçdaroğlu'nun açılışa katılmayacağını açıkladı. Meral Akşener de daha önce planlanan bir programı olduğunu gerekçe göstererek açılışa katılmayacağını dile getirdi. Yardımcısı Koray Aydın İYİ Parti'yi temsil edecek.
Gündemin sıcak başlıklarını A Haber Ankara temsilcisi Murat Akgün'ün konuğu olan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş Numan Kurtulmuş A Haber'de değerlendi ve önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Numan Kurtulmuş'un öne çıkan ifadeler:
Türkiye'de vatandaşlarımızın siyasi görüşleri farklı olabilir, legal örgütlerin üyeleri olabilirler. Sonuçta Türkiye'de hepimizin bazı ortak değerleri var. Bunlardan bir tanesi de TSK'dır. TSK'dan başka partilerin silahlı kuvveti yok. Dolayısıyla hepimizin Türkiye'nin birliğini koruyacak göz bebeğimiz gibi korumamız gereken bir TSK söz konusu. Hele hele bu ortamda bu coğrafyada Türkiye'nin güçlü olarak ayakta istenmediğini bir bölgede güçlü bir ordumuz olmalı ve bunun yıpratılmaması gerekir. Bu iftirayı Türkiye düşmanları yapsa dikkat almaz geçersiniz ama sonuçta Türkiye önemli bir meslek kuruluşunun başkanı olan böylesine bir iftiranın tarafı olması TSK'yı yıpratmaya kalkması asla kabul edilemez. Bu makul değil yasa dışı bir tavır değil aynı zamanda Türkiye'nin bütünlüğüne karşı saldırıdır. TSK'yı bu iftiralarla yıpratmak kime hizmet edecektir. Kabul edilemez zaten soruşturmalar başlamış durumda. Bunlardan sonra nihai bir karar verilecektir.
Burada CHP yeri geldiği zaman Cumhuriyetin sahibi olduğu iddia içerisine giriyor. Nasıl olurda Türkiye'nin ortak değeri olan TSK'yı yıpratacak bu kampanyaya CHP'li vekiller destek verir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu yıpratma kampanyası belli mağfiller tarafından ortaya çıkan gündeme getirildiği aşikardır.
BAŞÖRÜTÜS ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ
Bizim de temel tespitlerimizden birisi bu zaten fiilen Türkiye'de başörtüsü yasağının artık uygulamada olmadığı aşikardır. Türkiye'de başörtülü subaylarımızın olduğu, başörtülü hakimlerimizin olduğu, başörtülü valilerimizin olduğu bir döneme geldik çok şükür. Ve pratik olarak o 28 Şubat'ın o zor karanlık günleri hatta ta 12 Eylül'den itibaren başlayan bu başörtüsü düşmanlığının milletin inançlarına kıyafetlerine karışan bu müdahaleci devlet anlayışının bütünüyle çöp tenekesine atıldığı, Türkiye'deki vesayetçi bu yapının önemli göstergelerinden birisi olan başörtüsü yasağının fiilen ortadan kaldırıldığı aşikardır.
KILIÇDAROĞLU MADEM SAMİMİ ANAYASAL OLARAK ÇÖZELİM
Ama sonuç itibariyle CHP'nin Sayın Genel Başkanı hiç de gündemde değilken mevzu bahis değilken bir gece yarısı bir tweet atarak hadi bir kanun teklifi yapalım dedi. Madem bu konuda samimiler biz de diyoruz ki bunun en üst hukuk normu olan anayasayla çözülmesi gerekir. Hazırladıkları kanun metni de zaten sıkıntılı bir metindir. Üniformanın gerektirdiği şartlar dışında diyor şimdi yarın bir gün başka bir iktidar gelir örnek olsun diye söylüyorum başörtülü bir polis memurunun olması mümkün değildir çünkü üniforma bunu kapsamıyor derse bunu nasıl uygulayacağız ya da bu uygulamadaki zulmü nasıl ortadan kaldıracağız. Samimiyseniz buyurun bir anayasa değişikliği yapalım. AK Parti hükümeti anayasa değişikliğini hazırlamıştır burada Meclis'e gelsin bütün partilerin bir samimiyet sınavından geçeceğini açıkça söylemek lazım.
Burada bu mesele sadece AK Parti'nin meselesi değil, CHP'nin de İYİ Parti'nin de diğer partilerin de meselesidir. Türkiye'de başörtüsü meselesi derken bir çok kimse için belki bu tanımlamadan ibaret ama binlerce insanın hayatını mahvetmiş mesleklerini elinden almış, memuriyetten atmış bir zulümden bahsediyor. Bu zulüm döneminin bir daha Türkiye'de hortlamaması için bunu anayasal bir güvence altına alınması en tabii olandır. Madem CHP böyle bir konuyu gündeme getirdi hadi buyurun hodri meydan hep beraber en üst hukuk normu olan anayasa değişikliği ile bu işi çözelim ve bir daha hiç kimsenin aklına başörtüsüyle uğraşmak başörtüsünü yasaklamanın gelemeyeceği böyle bir şeyin düşünülemeyeceği bir Türkiye inşa edelim. Burada CHP'ye de görev düşüyor. Sayın Akşener'in dünkü söylediklerinden sonra da İYİ Parti de bu başörtüsü meselesinde önemli bir sınavla karşı karşıya kalacaktır. Buyursunlar parlamentoda hep beraber en yüksek ittifakla başörtüsü konusundaki anayasal değişikliği yapalım.
NE ZAMAN GELECEK MECLİS'E?
Bunun önce bir de başta MHP olmak üzere diğer partilerle de bir müzakere süreci olur burada mühim olan niyettir. Bizim bu anayasa değişikliğinin yapılması konusundaki niyetimiz sahihtir. Amacımız bu yasağın tamamıyla gündemden kalkmasıdır. İzlediğimiz yöntem hukukidir ve Türkiye'nin sorunlarını çözücü niteliktedir bu anlamda diğer partilerle de bu konunun konuşularak bir mutabakat arayışı içerisinde olması herhalde doğru yoldur siyasi olarak doğru yol budur. Önümüzdeki günlerde belli bir takvim içerisinde bu gündeme gelir ve ümit ediyorum ki parlamentodan rahatlıkla geçirilebilecek toplumun çok geniş kesimlerinin üzerinde ittifak edeceği bir konu olur. Çünkü varsayalım ki eğer bu konu referandumla halka sorulursa şundan eminiz halkımızın büyük bir kısmı bu ayıbın ortadan kalkması için anayasa değişikliğine destek verecektir.
İKİ SANDIK OLACAK İDDİASI
Bu anayasa değişikliği ile seçim meselesini birbirinden ayrı konular olarak ele almak lazım. Takvim nasıl denk gelir referanduma gider mi inşallah referanduma gitmeden bu iş geçer ama referanduma giderse dediğim gibi milletin buraya çok büyük bir destek vereceği aşikardır. Bunun takvimi başka bir takvimdir seçim takvimi başka bir takvimdir. Biz burada iyi niyetle samimiyetle bu sürece destek arayacağız. Sürecin sonunda da inşallah Türkiye için tarihsel anlamda büyük zulümlerin izlerini taşıyan bu başörtüsü meselesi gündemden kalkmış olacaktır.
6'LI MASANIN ADAYI KILIÇDAROĞLU MU?
Adaylarını ne zaman açıklayacaklarını ve kimi aday yapacaklarını tespit etmek bize düşmez. Ama siyaset nihayetinde yarıştır. Şu anda bizim adayımız bellidir. Bence esas meselesi sadece adayı tespit edememek değildir. 6 tane farklı parti siyasi geçmişleri farklı, Türkiye'nin geleceğine ait vizyonları farklı neredeyse hiçbir ortak noktaları olmayan bir oluşum var. Bunlar bir araya gelecek ve ortak vizyon çevresinde toplanacaklar, bunları bir arada tutan şey Erdoğan karşılığıydı.
Bence 6'lı masa da dememek lazım, 6+2 diyebiliriz. HDP ve FETÖ bunları da işin içine karabiliriz. Ama en azında artık herkes biliyor. HDP'nin desteği olmadan 6'lı masanın çıkaracağı adayın yarışa ortak olması mümkün değildir. Esas mesele temel konularda nasıl hareket edecekleridir. Temel konularda aralarında ciddi farklılıkların olduğunu bildiğimiz bir 6'lı masa var. Türkiye gelecek vizyonunu merak ediyor, doğal olan da budur. Yaptıkları ve yapacakları belli olan Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta ne yapacağı belli olmayan fikirleri ortak noktada buluşmayan bir koalisyon var. Başkanlık sistemine geçişteki amaç Türkiye'yi yönetilemeyen ülke konumundan çıkarmaktı. Tekrar bu arkadaşlar koalisyon mantığıyla yöneteceklerini söylüyorlar. Zorlukları aday belirleyememek değil istikamet belirleyememektir. Savruldukları görülüyor. Kılıçdaroğlu'nun adaylık pozisyonundan geri adım atacağını sanmıyorum.
DANIŞTAY'DAN MESELE GERİ DÖNÜŞ KARARI
Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesi politik bir konu değildir milli bir meseledir. Burada siyasetin üzerinde sorumluluklar düştüğü gibi Türkiye'de yargının üzerine de sorumluluklar düşer. Bu tehlikenin Allah'a çok şükür bir darbe daha Türkiye'de olmayacak. 20 yıldır vesayetlere karşı verilen mücadelenin ve vesayet odaklarının tasfiye edilmesinin verdiği bir sonuç olarak Türkiye artık darbeler dönemini geride bırakmıştır ama karşımızda 40-45 yıl devletin içerisinde çok iyi gizlenmiş hazırlıklarını yapmış hemen her alanda yargıdan sağlığa kadar eğitimden TSK'ye kadar her alanda varlığını çok ciddi bir şekilde pekiştirmiş olan bir örgütten bahsediyoruz.
"BİR TAKIM KRİPTOLAR VARDIR"
Bunların çok çok büyük bir kısmı tasfiye edildi. Ama hala devletin içerisinde kamunun içerisinde muhtemeldir ki karda yürüyüp izini belli etmeyen bir takım kriptolar vardır bunlarla da mücadele edilmesi lazım. Yargının bu kararı da hangi gerekçeleri tabii gerekçesini şu anda bilmiyoruz ama bu gerekçelerin bu kadar ciddi bir meseleyken FETÖ meselesinin böyle bir kararın alınmış olması herhalde FETÖ ile yapılacak mücadeleye yapılan mücadeleye katkı sağlamayacaktır.
TUZLA BELEDİYE BAŞKANI'NA SALDIRI: KINIYORUZ
Oradaki tavırları davranışları kınıyoruz. Son derece gayriinsani tavırlardır. Demiyor muyuz herkesin fikir özgürlüğü var? Hatta muhalefet dönüp iktidar cephesine karşı siz fikir özgürlüklerini kısıtlıyorsunuz diye eleştiride bulunuyor. Katılmasa niye katılmıyor derler. Bu ne hazımsızlıktır? Maalesef CHP'nin başka farklı sesler duymak istemediğini ortaya koyan bir davranış şeklidir.
AK PARTİ'NİN VİZYON BELGESİ TANITIMI
Zihniyet devrimiyle 20 yılda başarı ortaya koyduk. AK Parti'ye 1 kez bile oy vermiş olanların oranı yüzde 68'dir. Zihniyet devrimiyle 20 yılda büyük başarı ortaya koyduk. Türkiye Yüzyılı yeni bir döneme başlangıçtır. Bir siyasi parti vizyonu değil Türkiye'nin milli bir vizyonudur. Geçmişten güç alarak geleceği kurgulamalıyız. Türkiye'nin geleceğinde nasıl bir gelecek vaat ediyoruz. Türkiye'nin gelecek 100 yılı nasıl olacak? Kalıcı siyasi hareketler günün meşgaleleri ile uğraşmaz. Bunlar geniş vizyonlar çizerler. Bir davasının hedefinin olması önemlidir. Türkiye TYüzyılı yeni bir gelecek tasarımının milyonlarla paylaşılmasıdır. Büyük bir heyecan oluşturduğunu şimdiden görüyoruz. Muhtevası itibarıyla muhteşem bir şölen olacak.
MUHALİF GAZETECİ VE İSİMLERİN TANITIM TÖRENİNE DAVET EDİLMESİ
AK Parti kapsayıcı, kuşatıcı özelliği sayesinde bugünlere geldi. Böyle büyük bir şölen yapılıyor, vizyon belgesi kamuoyu ile paylaşılacak. Bize destek vermeyebilirler. Çağırılabilecek en geniş davetli grubunu davet ettik. Çok güçlü bir katılım olacak.
TOGG AÇILIŞINA DAVET
Davet samimiyet ile yapılmıştır. Gelip gelmemek muhataplarının işidir. Gelirlerse ne ala, en güzel şekilde ağırlarız. Türkiye otomobilini 30 sene, 50 sene önce halletmeliydi. Devrim arabalarının nasıl baltalandığı, Vecihi Hürkuş'un, Nuri Demirağ gibi isimlerin yaptıklarının nasıl engellendiğini konuşmalıyız. Devrim arabalarının yapılması gerçekleşseydi Türkiye'nin en ez bilinen 2-3 otomobil firması olurdu. İhanetlerin olduğu bir Türkiye sanayileşme tarihi olduğunu görüyoruz. Tüm bariyerler aşılarak, bürokratik oligarşinin direnmesine rağmen Türkiye belli bir noktaya gelmiştir. Savunma sanayii yüzde 75 yerlilik oranına ulaşmıştır. Ciddi bir mesafe katedilmiştir. TOGG'un üretimi de sanayileşmemiz için önemlidir. Takdirle karşılanmalıdır.
İSVEÇ NATO VE PKK KONUSU
Bunu uygulamada göreceğiz. Hem İsveç hem Finlandiya şunu gördü,, Türkiye blöf yapmıyor. Türkiye'nin terörle mücadelesi hayatidir. Türkiye terörle mücadeledeki önceliklerinden vazgeçmeyecektir. İsveç'in sözleri olumlu sözlerdir. Ama biz uygulamaya bakacağız. PKK İsveç sokaklarında eylemlerine devam edecek mi, etmeyecek mi? Pratik tarafa bakacağız. Türkiye bir söz söylediğinde asla geri adım atmaz.
YENİ DESTEK PAKETLERİ GELECEK Mİ?
Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyecek teşviklerin ortaya konulması amacımızdır. Her alanda olabilecek her imkanla vatandaşımızın alım gücünü artıracak adımlar atmaya devam edecek. Asgari ücret de buna dahil. Bu istikamette devam edilecektir. Türkiye kürsel krizden en az zararla çıkacak sayılı ülkelerden olacaktır.