Girit Adası'na Amerikan uçak gemisi neden geldi? Esad ile temas olur mu? Türkiye'nin planı ne?
Ankara-Atina hattında gerginliğin sürdüğü bir ortamda ABD uçak gemisi "George H. W. Bush", Girit Adası'na yanaştı. Yunan medyasında ayrıca, uçak gemisinin Türk-Yunan ilişkilerinin gergin seyrettiği bir dönemde Girit Adası'na gelmesinin "sembolik anlam" taşıdığı yorumları yapıldı. Öte yandan Başkan Erdoğan, Çekya’nın başkenti Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. 'Esad'la görüşecek misin?' sorusuna Başkan Erdoğan, "Şu an itibarıyla böyle bir şey söz konusu değil ama 'mümkün değil' gibi bir ifadeyi kullanamam. Dolayısıyla vakti saati geldiğinde Suriye'nin başkanıyla da görüşme yoluna gidebiliriz." dedi. Peki geminin Girit Adası'na gelmesi ne anlama geliyor? Esad ile temas olur mu? Suriye ile temas çözüm olur mu? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Hava Kuvvetleri Eski İstihbarat Daire Başkanı Gürsel Tokmakoğlu değerlendirdi.
George H. W. Bush, adanın Suda koyunda bulunan Amerikan deniz üssünün K-14 rıhtımına demirledi. İspanya ile Adriyatik Denizi'nde ortak askeri tatbikatlar gerçekleştiren "George H. W. Bush", mürettebatın dinlenmesi için 10 Ekim'e kadar Girit'te kalacak. Henüz resmi açıklama yapılmamakla birlikte Yunan medyası, Amerikan uçak gemisindeki F-18 savaş jetlerinin, Yunan F-16 savaş uçaklarıyla ortak eğitim uçuşları yapacağını iddia etti.
Yunan medyasında ayrıca, uçak gemisinin Türk-Yunan ilişkilerinin gergin seyrettiği bir dönemde Girit Adası'na gelmesinin "sembolik anlam" taşıdığı yorumları yapıldı. "George H. W. Bush" son olarak 2017 yılında Suda'daki Amerikan deniz üssüne gelmişti.
Dünyanın en büyük uçak gemilerinden olan Nimitz sınıfı "George H. W. Bush" donanmaya 2009'da katıldı. Yaklaşık 6.5 milyar dolara mal olan geminin uzunluğu 330, genişliği 77 metre. Gemi, 6 bin mürettebatın yanı sıra 85 adet savaş uçağı taşıyabiliyor.
Gürsek Tokmakoğlu'nun değerlendirmeleri:
"Suda'daki Amerikan üssüne 6. filonun gemileri çoğunlukla gelir. Buradan ikmalini yapar ve devam eder. Burada çok ters bir durum yok. Türkiye ile Yunanistan arasındaki gergin durumlarda müttefik ülkelerin daha dikkatli olması lazım.
Sadece uçak gemisi değil onunla beraber birçok gemi var. Bunlar filo olarak hareket ediyorlar. Birçok deniz kuvvetleri unsurlarının Yunanistan'a destek veriyormuş gibi yanlış anlaşılmamaya meydan vermemeleri özellikle müttefik ABD'den beklenir.
ESAD İLE TEMAS OLUR MU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'ye ilk harekatın sinyallerini verdiğinde o zamanda yine soruluyordu 'Harekat ne zaman olur' diye. Bu sefer bir değişiklik olacağını o zamanlarda söyledim. Bundan önceki harekatlar ihtiyaç duyulduğu cihet ile yapılmıştı. Türkiye'nin tamamen kendi kontrolünde olan ve teröre karşı yapılan faaliyetti. Fakat bu kez Türkiye'nin yapmak istediği farklı.
Esad'da bu işin içinde olsun. Bunun ruhunu anlamadıysak eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye yapılan harekattaki mesajlarını tam anlamadıysak bugünü de anlayamayız. O sürelerde Putin ile hem telefonda gem yüz yüze görüşmeler yapıldı. Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana bir şikayeti varsa bu Türkiye'den yanan değil ABD ve terörden kaynaklıdır.
Eğer ki Esad ciddiyse ABD'ye yüzünü dönsün ve "ülkemden çıksın" desin. Suriye Petrol Bakanı o zaman "Benim petrolümü çalıyor" demişti. Bu sinyalleri birlikte okuduğunuz zaman Türkiye operasyon yapmadığı zamanda neyi bekliyor? Esad'ın daha olumlu yaklaşarak "Evet Türkiye burada işgalci değil ve Türkiye benim vatandaşımı güvenli bölgelerde koruyacaktır" anlayışını benimsemesini bekliyor ve bu diplomasi şu anda çalışıyor.
Şu anda diplomasi çalışıyor ve bir süreç işliyor. Buradaki formül Esad'ın da artık Amerika'yı artık petrolünü çalan ve terör örgütlerin taşeronluğuyla burada esas Suriye'ye karşı harekette bulunanın taraf olduğu algılaması buna dair bir yaklaşımda bulunması bekleniyor. Bu yönde gitmesi bölge barışı için daha iyidir.
Türkiye'nin yapmak istediği güvenli bölgeler sınırı boyunca tamamlamak. Münbiç ve Tel Rıfat'ı güvenli hale getirdikten sonra bunun için Kamuışlı ve Ayn El Arab kalacak. Bu iki bölgenin kritik önemi var. Biri ABD'nin tam destek verdiği PKK'nın Ayn El Arab bölgesi Fırat'ın hemen doğusu olan bölge. Kamış, Haseke yani Irak-Suriye-Türkiye üçgenin olduğu bölge. Burada her türlü ülkenin unsuru ve gücü var.
Esad ve Rusya burayı bırakmak istemiyor. Amerika petrol ve yol kavşağı olarak burayı stratejik noktada kontrol etmek istiyor. Haseke çok karmaşık bir noktadır. Buraya gittiğiniz zaman Esad ya da yerel güçler olmadan bir şey yapmaya kalkarsanız hemen karşılığını bulamıyorsunuz. Daha basit tabirle düşmanlıklar artar."