Sömürü düzeni hakkında yankı uyandıran sözler! Bize borç olarak vermek istedikleri para aslında bizim ülkemizin parasıydı
İskoçya'da düzenlenen bir konferansta Hindistanlı konuşmacının dünya genelinde sömürü düzeni ve süper güç olarak tanımlanan ülkelere yönelik sözleri ülkede büyük yankı uyandırdı. İngiltere'nin Hindistan'dan 45 trilyon pound çaldığını söyleyen konuşmacı IMF ve diğer büyük ülkelerin Hindistan'a borç olarak verdiği paranın aslında Hindistan'dan çalınan paralardan olduğunu vurguladı. Emmanuel Macron, Joe Biden gibi isimlere seslenen kişi "Siz bize bütün problemlerin sorumlusu olduğumuzu söylemek istediniz çünkü siz asla esas suçlu olduğunuzu kabul etmediniz." ifadelerini kullandı.
HER MEDENİYET ANITI AYNI ZAMANDA BARBARLIĞIN ANITIDIR
Beni Glasgow'a gelmek konusunda zorladığınız için öncelikle size teşekkür ederim. Böyle şehirlerin sokaklarında yürüdüğümde, Glasgow İngiltere'nin en önemli ikinci şehriydi. Güzel binalar... Güzel sokaklar... Harika bir şehir...
1919'da İskoçya'da bir Sovyet birliği yaratmak için bir ayaklanma oldu. Ancak başarılı olmadı. Bu gibi şehirleri gördüğüm zaman olayın diğer tarafını da düşünüyorum. Walter Benjamin'in bir ifadesi var. Her medeniyetin anıtı aynı zamanda barbarlığın anıtıdır.
İNGİLİZLER HİNDİSTAN'DAN 45 TRİLYON POUND ÇALDI
Bengal'deki kıtlığı düşünüyorum. Hint keneviri işçileri... Bu kenevirler Dundee şehrine Glasgow üzerinden gönderiliyordu.
Yeni dünyaya Gana'dan getirilen köleler ve kazançlar Londra ve Glasgow gibi şehirlerin içine çekildi. 1765 - 1938 yılları arasında İngilizler Hindistan'dan 45 trilyon pound çaldı. Bu çalınanlarla ilgili hiçbir ödeme yapılmadı.
MEDENİYET Mİ İŞGAL Mİ?
İngiltere, Hindistan'dan ayrıldığında okuma yazma oranımız yüzde 13'tü. Bu durum birkaç yüzyıl boyunca medeniyet olarak adlandırıldı. Ancak bu esnada bizim topraklarımız işgal ediliyordu.
"ŞİMDİ BİZİ KÜÇÜMSÜYORSUNUZ"
Siz geldiniz ve bizi kömüre bağlı bir ülke yaptınız. Sonra ayrıldınız ve şu an bizi küçümsüyorsunuz.
400 YILDIR DEVAM EDİYOR
Boris Johnson, Joe Biden, Emmanuel Macron gibi isimleri dinlediğimiz zaman onların ne kadar küçümsediklerini görüyorsunuz. Bizi 400 yıldır küçümsüyorlar. Bizi 300 yıldır, 200 yıldır küçümsüyorlar. Bugün de aynı şeyi yapıyorlar.
Siz sadece küçümsemeyi bilirsiniz. Biz sizi yendik. Bu böyle değil. Sizin sömürünüzün kalıcı koşulları var.
PROBLEMLERİN SORUMLUSU OLDUĞUNUZU ASLA KABUL ETMEDİNİZ
Sömürmenin iki yolu var. Siz bize ders vermek istediniz. Siz bize bütün problemlerin sorumlusu olduğumuzu söylemek istediniz çünkü siz asla kabul etmediniz. Ve bunu esas suçlu olarak bilinen biri olarak yaptınız.
HEP BERABERİZ DEDİNİZ AMA ASLA BERABER DEĞİLDİK
Siz 1992'de ortak sorunlar ve sorumluluklar için Rio'yu imzaladınız. Siz sorun tarafını sevdiniz. Siz her zaman "Biz bu konuda hep beraberiz" demeyi sevdiniz ama asla beraber değildik.
HADİ ÜRETİMLERİNİZİ KENDİ ÜLKENİZE TAŞIYIN DA GÖRELİM
ABD dünya nüfusunun yüzde 4 yada 5'ine sahip ama dünyanın kaynaklarının yüzde 25'ini de ABD kullanıyor. Üretiminizi Çin'e taşıyorsunuz. Ama sonra "Çin karbon kirliliği yayıyor" diyorsunuz. Çin sizin somunlarınızı, civatalarınızı, telefonlarınızı üretiyor.
Deneyin bakalım kendi ürünlerinizi kendi ülkenizde üretmeyi sonrasında karbon emisyonunun nasıl arttığını görün.
BİZE BORÇ VERDİNİZ AMA O PARA BİZİM PARAMIZDI
Bize ders vermeyi seviyorsunuz. Çünkü siz sömürü mantığını seviyorsunuz. Bize her zaman borç verdiniz ama verdiğiniz borç aslında bizi paramızdı.
IMF her zaman geldi bize dedi ki "Size para veriyoruz. Siz mi veriyorsunuz? Hayır, o bizim paramız. Bizim paramızı bize borç olarak veriyorsunuz. Sonrasında da bize nasıl yaşayacağımız hakkında ders veriyorsunuz.
Bu sadece sömürü mantığı değil. Bu bir yapı ve endüstri haline geldi.
HANGİ GELECEKTEN BAHSEDİYORSUNUZ?
Şunu söylememe izin verin, İklim Adaleti Hareketi bu konuda yeterli bilgiyi vermiyor. Onlar sadece gelecek hakkında endişeliyiz demeyi biliyorlar. Hangi gelecekten bahsediyorsunuz? Afrika, Asya'daki çocukların geleceği yok. Onlar gelecek hakkında endişelenmiyor. Onlar hep endişeli.
Sizin sloganınız "Dünyanın geleceği hakkında endişeliyiz" Bu orta düzeydeki batılı burjuvalarının sözleridir. Siz şu an için endişeli olmalısınız.
İNSANLAR EKMEK BULAMIYOR SİZ TÜKETİM AZALTIN DİYORSUNUZ
2.7 milyar insan yemek yiyemiyor. Siz insanlara tüketimizini azaltın diyorsunuz. Bu cümle günlerce yemek yemeyen bir çocuğa sizce nasıl gelir? Uluslararası topluluklara da sesleniyorum. Biz derdimizi söylemek istiyoruz da siz bizi dinliyor musunuz?