CHP dindarları neden hedef alıyor? İBB’de terörist istihdamı hangi boyutta? Kılıçdaroğlu devlet kurumlarını basarak gündem mi değiştiriyor?
CHP’li Özgür Özel, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef aldı ve çocukların milli manevi değerler ışığında yetiştirilmesine ‘Orta Çağ zihniyeti’ diyerek dindarları hedef aldı. Diğer taraftan ise İBB’de terör istihdamında yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Yardım kartlarının PKK’nın desteklediği sözde imamlar üzerinden dağıtıldığı gündemdeki yerini koruyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu ise yaşanan skandalların üzerini kapatmak için devlet kurumlarına baskın yapma adetini sürdürüyor. MEB’e önce iftira atıp sonra kapıya dayandı ama MEB gerçekleri gün yüzüne çıkarıp Kılıçdaroğlu’nu içeri almadı. Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan TBMM İçişleri Komisyon Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç değerlendirdi.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç'in açıklamaları:
"Özgür Özel'in açıklamalarını talihsiz olarak değerlendiriyorum. Maalesef CHP'nin kodlarına uygun bir açıklama. Eğitime çok erken başlanması Orta Çağ geleneği değil yeni dünya düzeninin bir geleneği. Çocukların kabiliyetlerinin erken yaşta tespit edilmesi, milli ve manevi değerlerle tanıştırılması yeni dünyanın, yeni düzenin bir gerekliliği. Bunun yapılması gericilik değil ilericiliktir.
CHP'nin kodlarında yatıp uyanıp dinle maneviyatla bu milletin değerleriyle uğraşma sendromu var. Kemal Kılıçdaroğlu kulağına üflendiği için seçim öncesi zeytin dalı uzatmaya çalışıyor ama o kodlar bunu kabul etmiyor ve 'biz buyuz' diyorlar. Çok üzücü bir hadise bu.
Bizim medeniyetimizin Orta Çağ'ı yoktur bu Avrupa feodolitesinin söylemidir. Orta Çağ Avrupa'nın karanlık yüzünü ifade eder maalesef CHP bunun farkında değil. Biz CHP'nin yaptıklarını ibretle izliyoruz.
(İBB'deki terör istihdamı) Kifayetsiz mühterisler. Yani aşırı derece yükselme arzuları var ama maalesef yeterli donanıma sahip değiller. Bu tam olarak Ekrem İmamoğlu'na oturan bir kavram. Emin olun bundan başka bir tanım bulamıyorum. Demokrasinin cilvesi olarak bu adam 3 yıldır İBB Başkanı ve İstanbul'a çok yazık oldu.
İstanbul'un bundan kurtulması gerekirken adam o karekteri gereği (Kifayetsiz mühteris) daha büyük hayaller kuruyor. İstanbullu, 'İstanbul'a yazık oldu' diye çıkışıyor o başka hayaller peşinde. İşte bu hayaller nedeniyle terörle iltisaklı insanların İBB'de çalıştırılmasına sebep oluyor.
Önü açılacak, oy alacak diye bir taraftan İBB yağmalanıyor ve rant dağıtılıyor öbür yandan da kadro dağıtılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında bir muhalefet odağı oluştu ve bunlar her şeyi mübah görüyorlar. Meral Akşener bir proje için birleştiklerini ifade ediyor. Bunların projeleri Türkiye'nin istikrarsız hale getirilmesi.
Bunun için HDP ve arkasındaki güçlerle iş birliği yapmayı göze alıyorlar. Bunu da açık açık söylemeye başladılar. HDP destek vermek için bedel istiyor. İşte nu bedel ödetiliyor. İBB'de yapılan işlerin muhatabı millet ve yargıdır. Bu iş yargının işidir ve milletin taktiridir. Bu milletin değerleriyle oynadığınız zaman millet size bunun bedelinin ödetir.
Bu adam gidecekse seçimle gidecek. Biz halkımızın iradesine inanıyoruz. Müfettiş, savcı herkes görevini yapar. Ama İBB çok perişan durumda ve millet şu an notunu veriyor. Devletin organları da tabii gerekli çalışmaları yapacaktır.
Bakın ben 8 yıl mülkiye müfettişliği yaptım. Her yıl rutin teftişler vardır. Belediyelerin rutin iş ve işlemleri kontrol edilir. İçişleri Bakanlığının belediyeler üzerinde denetim yetkisi vardır, Sayıştay ayrıca teftiş yapar. Ayrıca şikayet üzerine de teftişler yapılır. Mülkiye müfettişleri en az 10 yıl kaymakamlık yapmış insanlardır.
Bakanlıkların ve devlet kurumlarının önünde açıklama yapmak muhalefet genel başkanına değil holiganlara yakışır. Elbette açıklama yapma ve eleştiri hakkı vardır ama bunu yeri bakanlık önün caddeler değildir. Bunun yeri Meclis'tir bunun yeri parti genel merkezidir.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerçeklikten kopuk bir hali var. Onun için doğru ya da yalan önemli değil. Kamuoyunda iş yapacağını düşündüğü sözleri hiçbir değer ölçüsüne sahip olmadan ifade ediyor. Türkiye'de iktidar kadar muhalefette değerlidir. Yeter ki yerini ve haddini bilsin. Bir ziyaret yapmanın usulü vardır.
Burada bir dayatma var ve bunu bir şova çevirdi. Bundan siyaset umarak, kurumları tehdit ederek iş yapıyor. Eğer sen randevu için beklemezsen sosyal medya üzerinden siyaset umarak hareket edersen gidersin oraya sonrada kapıda kalırsın.
Atama bekleyen öğretmen kardeşlerime sesleniyorum. Yazılı puanı esas alınıyor. Eğer sıralama gelirse mülakatta aynı puan verilecek ve olursa görevine başlayacak. Eğer güvenlik soruşturmasında bir sıkıntı yoksa görevini yapar. MEB atamalarında mülakatlarda yazılı sıralaması değiştirilmiyor. Kaç yıldır bu böyle devam ediyor.
Bu durum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arz edildi. Mülakatlarda yazılı puanı esas alınıyor. Kemal Kılıçdaroğlu popülist politika yapıyor. Atanamayan öğretmenlerimizin ruh halini kaşıyorsun. Bilmen gereken şey yazılı puanı esas alınıyor. Bu devlet son 20 yıldır en fazla bütçeyi MEB'e ayırmaktadır, öğretmenlere ayırmaktadır. Çok fazla öğretmen ataması yapılmaktadır."