AK Parti’nin iktidara gelişinin 19. Yılı! AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'tan A Haber'e özel açıklamalar

Son dakika haberi... AK Parti’nin kuruluşunun 19. yılında AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, A Haber'e özel açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu tepki gösterdi ve 'CHP’nin darbeye direndik açıklaması lafügüzaf. Kontrollü darbe açıklaması izansız bir söz” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, anketler üzerinden yürütülen algı operasyonlarıyla ilgili ise 'Anketlerde CHP 1. partiymiş algısı beyhude çaba' dedi.
Bugün AK Parti'nin kuruluşunun 19. yılı. Bu süreçte neler yaşandı? Bugüne nasıl gelindi? Nasıl bir Türkiye atmosferi vardı? AK Parti 3 Kasım itibariyle iktidara geldikten sonra neler değişti? AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Türkiye'de çok partili siyasi hayatımızda bir ilktir 19 yıl bu kadar uzun sürede girdiği her seçimde oylarını artırarak ilerlemiş olan bir siyasi hareketten bahsediyoruz. Gerçekten fevkalede büyük bir başarı. Ümit ediyoruz milletimizin desteğiyle AK Parti'nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu kadroların başarıları uzun yıllar daha Türkiye'de devam edecektir. Millete hizmet yolunda çok önemli bir süreç olarak da önümüzdeki dönemi görüyoruz. Çok büyük hizmetler yapıldı neresinden başlayıp hangi kısmını anlatmak lazım.
HANGİ DÖNÜM NOKTALARI AŞILDI?
İktidar devralındığında Türkiye IMF'den gelecek 35 sente muhtaç halde bir Türkiye'ydi. Türkiye'de hemen hemen sağlıkta eğitime kadar felç olmuş bir sistem söz konusuydu. Türkiye iktidarın parçalı yapısı dolayısıyla yönetilemez bir hükümet modeline sahipti. Devletle millet her ikisi ayrı tellerden çalan devletin gittiği istikamette milletin asla buluşmadığı, milletin hayat tarzıyla talepleriyle hiçbir ilgisi olmayan bir devlet mekanizması vardı. Halkı tepeden inme bir takım düzenlemelerle dizayn etmeye çalışan adam etmeye çalışan bunun için de her şeyine karışan ceberrut devlet anlayışı 28 Şubat'te zirveye çıkmış olan bireysel özgürlüklere kadar müdahale eden bir devlet anlayışı vardı.
"MİLLETİN İRADESİYLE İCRAATLER YAPILDI"
Her tarafı dökülen ve dış tehditlerlere karşı da fevkalade açık bir Türkiye devralındı. Milletin iradesiyle milletin gösterdiği istikamette AK Parti büyük icraatler yaptı. 19 yılın özetleyin derseniz evet muazzam hizmetler yapıldı büyük mega projeler yapıldı köprüler, otoyolları, üniversiteler, hastaneler, havaalanlar, hızlı trenler, duble yollar hatta Türkiye uzay programını da ilan etti. Türkiye İHA'larda SİHA'larda ve mili teknolojilerde olağanüstü yüksek bir hızla ivmeyle başarılar elde etti. Bunların hepsi kendi alanında son derece değerli hizmetlerdir.
BİR ZİHNİYET DEVRİMİ
Ama AK Parti'nin en büyük başarısı nedir derseniz ben 3 alanı söylerim. Bunlardan birincisi devlet millet bütünleşmesidir. Bir zihniyet dönüşümüdür. Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın ve AK Parti kadrolarının Türkiye'ye kazandırdığı en önemli kazanımlardan birisi budur. Eğer zihniyeti değiştiremezseniz zaten yol yapamazsınız.
İkincisi vesayetler karşı mücadelede Türkiye çok zor bir tarlayı geçmişti. Her tarafı mayınlarla döşeli olan bir araziyi geçmiştir. Milletin sahibi olduğuna inanan bazı vesayet odakları vardı. Bunların bir kısmı sivildi bir kısmı asker menşeiliydi. Bunların arkasında da bunları yönlendiren bir takım uluslararası güçler vardı. Türkiye'de bütün darbelerin arkasında uluslararası güçler vardır. Sandıkta yenemedikleri milli iradeyi darbelerle yenmeye çalışmışlardır. AK Parti döneminde de bunlar yapıldı. 27 Nisan muhtırası, Cumhurbaşkanımızın başkanlığında o günkü AK Parti hükümeti net bir şekilde durmasaydı, uzun süre dönemin Genelkurmay Başkanı Başbakan Sayın Erdoğan'ın telefonuna çıkmamış görüşmemiştir. Ne zaman ki hükümetin açıklama yapacağını duymuş o zaman telefona cevap vermiştir. Eğer orada hükümet sağlam durmasıydı 12 Mart gibi olacaktı. televizyonlardan millet gayet iyi biliyor.
CHP'YE TEPKİ
15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı çıkın meydanlara sözüyle birlikte gerçekten darbeyi durdurdu. Bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu biz o zaman direndik diyor ama kargalar bile güler buna. Nasıl direndiklerini gayet iyi biliyor bu millet nasıl keyif içerisinde darbeyi izlediklerini. CHP'nin darbeye direndik açıklaması lafügüzaf. Kontrollü darbe açıklaması izansız bir söz. Türkiye siyasetinin güncel gelişmelerine göre kendisine bir alan açmaya çalışıyor. Bu son söylediğini de bir alan açma çabası olarak görüyorum.
15 TEMMUZ BİR SINAV ALANIYDI
15 Temmuz bir sınav alanıydı. Bıçak sırtında gidip gidip geldiği alanda kimlerin beklediğini çok iyi biliyoruz. Marifet demokrat olmak Türkiye'yi sevmek. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı gibi ilk andan itibaren meseleye sahip çıkarak ölümüne. O gece de darbeciler başarılı olmuş olsaydı bugün belki hiçbirimiz hayatta değildik.
CHP'NİN TEZKEREYE "HAYIR" DEMESİ
Karşı taraftaki ittifakın en büyük problemi ortak değerler konusunda uzlaşabilmiş değiller. Tek ortak noktaları Recep Tayyip Erdoğan. Eğer bir şey inşa edecekseniz bunu millete anlatmanız lazım. Parlamenter sistem, tamam da bundan CHP, HDP ne anlıyor. Bu da bilinen bir şey değil. Örneğin terörle mücadelede nasıl hareket edeceksiniz? HDP ile işbirliği açık ancak ittifak gizli yürütülüyor. Tezkere konusunda HDP'den tehditvari çağrılar, tezkereye hayır dendikten sonra Kandil'den tebrik mesajı geldi. Milletin önünde oluyor. CHP'nin önce kendi vatansever kadrosunu ikna edecek performansı olması lazım. Daha önceki tezkerelere neden evet dediniz? Siz dün böyle düşünüyordunuz da bugün neden fikrinizi değiştirdiniz. Acaba HDP'den alamayacağınız oylar mı?
ANKETLER ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONLARI
Hiç fark etmez bir kere şöyle bir algı peşinde koşmaları beyhuyde bir çabadır sanki CHP Türkiye'de birinci parti oluyormuş gibi imaj çıkarıyorlar böyle bir şey yok. Bütün anketler AK Parti Türkiye'de açıkara birinci partidir. Bu kadar algı operasyonuna rağmen CHP'nin oyu da bir milim yukarı çıkmıyor. CHP - HDP'nin toplamı da yüzde 35'in üstüne çıkmıyor. Bunu görmüş olmanın verdiği bir telaş da var. AK Parti birinci parti olmaya devam ediyor. Milletimiz eleştirilerde bulunuyor ama konuştuğumuzda 'Bunları AK Parti'den başka çözecek yoktur' diyor. Belediye başkanı adayı olmak başka bir şeydir ama Türkiye'yi yönetmeye aday olduğunuzda millet sormayacak mı terörle mücadelede ne yapacaksın? Bu partilerin hepsi arasında farklılıklar ortaya çıkmayacak mı? Fikirlerin farklı olduğunu düşündükleri bir ittifakın da Türkiye'yi yönetecek bir sayıya ulaşacağını da tahmin etmiyorum. HDP tarafı da 'Ne demek oylarıma talip oluyorsun, oylarımı alacaksın ama varlığımız örtmeye çalışacaksın' diyor... Erdoğan gitsin diyorsunuz da yerine ne gelecek, bunu söyleyemiyorsunuz. Kim aday olacak? Kılıçdaroğlu aday olsun diyen CHP'liler oldu. İYİ Parti aday tanımlaması yaptı. Akşener hanımefendi 'Başbakanlığa talibim' dedi. Aday tespiti konusunda farklı kanaatler vardır. Bu da ikinci bir kriz potansiyeli taşıyor.
